14. BÖLÜM: BEBEK

56 7 1
                                    

Medya: Reynmen Melek.

İyi okumalar dilerim.

Medyadaki şarkıya bayılıyorum.


















Gece kampa giderken evinde her şey normal ilerliyordu taki o ana kadar.

Gözde, Sevgi annesi ile birlikte koltukta otururken birdenbire karnına giren sancıyla neye uğradığını şaşırmıştı. İlk önce hafif aralıklarla başlayan sancı Daha sonralarda gitgide fazlalaşıyordu.

Sevgi annesinin "Gözde'm, ıyi misin kızım yüzün bembeyaz olmuş" diyen sesiyle kendine geldi.

O sırada bacaklarının arasında hissettiği ıslaklık ile henüz 8 aydır karnında taşıdığı kızının gelmek için daha fazla beklemek istemediğini anlamıştı.

Sevgi annesine sadece "Anne hastahaneye gidelim ne olur" diyebildi.

Sevgi hanım hemen telefonunu çıkarıp oğlu Tolgayı aradı ve hastahaneye gitmeleri gerektiğini söyledi.

Tolga duydukları karşısında oldukça korkmuştu. Babası Ali beye haber verdikten sonra apar topar lokantadan ayrıldı ve arabasına binip eve doğru sürmeye başladı.

Eve geldiğinde hemen içeriye girdi ve annesine "Anne ne oluyor ıyi misiniz" dedi.

Fakat sonra koltukta iki büklüm olmuş Gözdeyi fark etti ve yanına giderek "Güzelim, ne oldu sana böyle" dedi.

Gözde ise "To Tolga ne olur hastahaneye gidelim" dedi.

Tolga Gözde'yi sarsmamaya çalışarak kucağına aldı ve Sevgi hanım ile birlikte arabaya binip hastahaneye doğru yola koyuldular.

Arabadaki tek ses Gözdenin dişlerinin arasından attığı çığlıklardı.

Hastaneye geldiklerinde Tolga tekrar gözde'yi kucağına aldı ve beraber hızla içeri girdiler.

Hemşireler hemen gözde'yi doğumhaneye almışlardı.

Tolga bekleme yerinde bir oraya bir buraya gidip geliyordu. Gözde'si ve kızı için çok korkuyordu.

Yarım saat sonra bekleme yerinde Tolga, Devrim ve İpek vardı. Sevgi hanım evi hazırlamaya gitmişti.

Yarım saat sonra bir Hemşire bekleme yerine geldi ve "Tolga bey hanginizsiniz" diye sordu.

Tolga elini kaldırdı, dili tutulmuş gibiydi konuşamıyordu.

Hemşire " Tolga bey, tebrik ederim nur topu gibi bir kızınız oldu, eşinizi ve kızınızı görebilirsiniz. Tebrik ederim tekrardan" demiş ve gitmişti.

Tolga hemen odaya doğru yürümeye başladı.

Odaya girdiğinde yatakta uzanan Gözdeyi ve kucağındaki kızını gördü.

Gözde "Tolga, tolga ıyi misin" deyince kendine geldi ve yanlarına doğru yürümeye başladı.

Kızını gördüğünde ne kendisine ne de Gözdeye benzemediğini farketti. Kızı, Geceye benziyordu.

Tolga emindi ki Gece burada olsaydı "Ay abi alemsin yani. Tabiiki de bana benzeyecek başka kime benzeyebilir" derdi.

Kampa gideli çok olmamış olsa da Tolga özlemişti Işıl'ını.

"Gece'ye benziyor" dedi en sonunda.

Gözde ise " Hayret, ona ilk defa ilk ismiyle seslendin" dedi gülerek.



























Uzun sayılabilecek bir sürenin sonunda Gözde taburcu edilmişti.

Odadan çıkarken Tolga ve Gözde birden "İşte, gelmesini heyecanla beklediğimiz, güzeller güzeli kızımız, Asel Kılıçer" dediler.

"Ya bunun neresi güzel? Bildiğin çirkin" dedi İpek, Asel'i Gözde'nin kucağından alırken.

Arabaya bindiklerinde Devrim sürücü koltuğunda, Tolga onun yanındaki yolcu koltuğunda, Gözde, İpek ve Asel ise arka koltukta yerlerini almışlardı.

Minik Asel, çok güzel ve masumdu. Gece'ninkilere benzeyen kocaman ela rengi gözleri çok masum ve güzel bakıyordu.

Eve geldiklerinde Devrim kapıyı çaldı. Kapıyı açan Zeynep idi.

"Ay hoş geldiniz geçin içeri hadi" dedi Zeynep.

Asel'in yüzünü gördüğünde "Halacığım olmadı ama. Burada ben, Zeynep halan dururken sen benzeye benzeye Gece halana mı benzedin" dedi.

Zeynep'in Bu söylediklerinden sonra herkesi bir gülme almıştı.

Herkes içeri girince Burçin "Gece'yi arıyorum hemen" dedi ve telefonundan can dostunu aramaya koyuldu.

Gece: Efendim, süslü Pakize'm?

Burçin: Kanka sana Acayip güzel bir haberim var. Artık gerçekten de bir hala oldun, 5 gün sonra kamptan döndüğünde bebişi yani yeğenini kucağına alabilirsin. Ay Gece çok Tombiş bir şey, çok tatlı.

Gece: Kanka bebeğin resmini at çabuk.

Gece Telefonu kapattıktan sonra Burçin hemen bebeğin resmini çekip WhatsApp'tan ona attı.

Daha sonra da Tolga "Ben bir Işıl'ımı arayayım En iyisi, ne yapıyormuş bir bakayım" dedi.

Burçin her ne kadar "Tolga Abi ben aradım zaten" dese de Tolga ısrarla Gece'yi aramıştı.

Gece: Alo abi.

Tolga: Alo Işıl'ım nasılsın?

Gece: İyiyim abiciğim sen nasılsın Bu arada hayırlı olsun, Allah analı babalı büyütsün İnşallah.

Tolga: Amin inşallah.

Tolga: Neyse sen neler yapıyorsun?

Gece: Ne yapayım abi, geldim, Kahvaltı yaptık şimdi de oturuyorum işte.

Tolga: Ha iyiymiş.

Gece: Neyse abicim ben kapatıyorum, Yengeme ve Diğerlerine selam söyle, görüşürüz.

Tolga: Allah'a emanet ol Işıl'ım görüşürüz.

Gece: Sen de Allah'a emanet ol abi görüşürüz.

Bir süre sonra Tolga ve Gözde Asel'i de kucaklarına alarak odalarına dinlenmeye çıktılar.

Gözde Bugün oldukça yorulmuştu fakat yorulduğuna değmişti.

Güzeller güzeli bir kız daha gelmişti dünyaya bugün ve Tolga ile gözde biliyorlardı ki bu güzeller güzeli kız, onlar'ın hiçbir zaman başlarını öne eğmeyecek ve eğdirmeyecekti.



















Bir sonraki bölümde hikayelerimizi melekmevlutoglu ile birleştireceğiz deyip de dayanamayıp bir tane daha bölüm atan yazar da kimmiş? Aaaa, benmişim.

Neyse Nasıl buldunuz bakalım bölümü? Şahsen benim çok içime sinen bir bölümdü.

Evet bebişimiz geldi. Gözdeciğimiz rahatladı.

Bir sonraki bölüm bu arada gerçekten de Melek Mevlütoğlu ile hikayelerimizi birleştiriyoruz.

Neyse. Ben sizi öpüyorum.

Bu arada Melek Mevlütoğlu ile birleştireceğimiz bölümün büyük bir kısmını yazmış bulunmaktayız. Umarım yakın zamanda sizlerle buluşturabiliriz.

Tekrardan görüşmek üzere.

Kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun.

"AURORA" (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin