9. BÖLÜM: GECE

93 10 3
                                    

İyi okumalar dileriimm.






Şu an ne mi yapıyorum?
Hastanenin bekleme koltuklarından Birinde oturuyorum ve Gece'yi vuran kişinin kim olduğunu düşünüyorum. Fakat elde ettiğim sonuç koca bir 0. Hiçbir şey gelmiyor aklıma.
Normalde inanılmaz derecede hızlı çalışan beynim bugün izinliymiş gibi çalışmamakta ısrarcı ve bu durum benim sinirimi bozmaktan başka bir şeye de yaramıyor. Ah beynim Ah, çalışmayacak bugünü mü buldun?

Ben de bir değişiğim Ha. Normalde biraz aptal olmak isterim ama şimdi Beynimin çalışması için dua ediyorum.

Gerçi normalde aptal olmak istemekle gayet haklıyım Bence. Bu kadar aptal insanın yanında bu zeka ile durmak çok kötü oluyor, Onların söyledikleri değişik şeylere sadece gözlerimi devirmek ile yetiniyorum. Değişik şeyler söylersem kendime ve zekama ihanet etmiş gibi hissediyorum, neden böyle hissediyorum Ben de bilmiyorum ama hissediyorum işte.
Onların söyledikleri şeylere sadece gözlerimi devirmekle yetindiğim için ve ifadesiz bir sesle cevap verdiğim için Ailem beni duygusuzlukla suçlamaya başladı.
Benim kendime koyduğum asla da çiğnemediğim bir kuralım vardı, Ne olursa olsun kelimelerimi özenle seçecek, mantıksız tek bir kelime bile konuşmayacaktım. Çünkü mantıksız konuşmanın zaman kaybı olduğunu düşünüyordum ve ben boş yere zaman kaybetmekten nefret ederim. Boş yere zaman kaybetsem bile mantıksız şeyler konuşacağıma beynimi yorarım daha iyi.

Hani Annemlerin sordukları sorulara, söyledikleri şeylere sadece gözlerimi devirip ifadesiz bir Sesle cevap verdiğimi söylemiştim ya, heh, Onun için Annemin bana söylediği tek bir laf var "Kız bulamazsın sen."

3 ay önce askerden gelmiştim ve annemin Bana en çok söylediği söz "Kız bulamazsın sen" olmuştu.
Oysa annem benim çoktan kalbimi küçük bir dahiye kaptırdığı mı bilmiyordu.

O dahi inanılmaz zeki olduğu yetmezmiş gibi, çokta sabırlıydı.

Önce varlığı ile olmadığını iddia ettiğim kalbimi gün yüzüne çıkardı, sonra da bir gülüşüyle kalbimin etrafına ördüğüm bütün surları yıkıp kalbime ulaştı.
Daha sonra da etrafındaki surlardan kurtulan kalbimin özgürce çarpmasına izin vermeden avuçları arasına hapsetti fakat bilmiyordu ki benim kalbim en büyük özgürlüğü onun avuçları arasında yaşıyordu.
Ona karşı hissettiklerimin hoşlantıdan öte bir aşk olduğunu anlamam fazla uzun sürmemişti. Tahmin ettiğiniz gibi ben uzun süren şeyleri sevmem, ki uzun sürmemesi benim için cidden çok iyi olmuştu.
Ya uzun sürseydi, ya ben anladığım da o çoktan biriyle nişanlanmış veya evlenmiş olsaydı?
Duygusuz olabilirdim ama buna da dayanamazdım.

ben bunları düşünürken odadan sedyenin üzerindeki Gece ile 1 doktor ve 2 hemşire çıktı.
Abim Tolga hemen Gözde'nin elini bırakıp Gece'nin olduğu tarafa doğru koştu ve Gece'ye doğru eğilerek bir şeyler söyledi.
Abim geri çekilip yanımıza geldiği sırada ben Gece'nin elinin yavaşça kıpırdadığını fark ettim, doktorlar onun üzerinde bulunduğu sedyeyi Morga doğru taşırlarken "Eli kıpırdıyor" diye bağırmak istedim fakat benden önce bağıran biri vardı,.
Do Doktor onun eli kıpırdıyor."
Gülce bunu dediğinde herkesin gözlerinde tek bir ifade vardı, umut.
Hepsi bir umut gecenin yaşadığını düşünüyorlardı ve onların içinde ben de vardım.
Her ne kadar göstermesem de kız kardeşim benim için çok değerliydi ve Eğer onu kaybetseydim Ben eski ben olmayabilirdim. Daha da içime kapanabilir, daha da duygusuz olabilirdim.

Ben bunları düşündüğüm sırada Doktorlar çoktan Gece'nin üzerinde bulunduğu sedyeyi bir odaya doğru sürüklemeye başlamışlardı.

Birkaç dakika sonra bir hemşire yanımıza geldi ve "Gece hanım uyandı çok şükür. Onu görmeye gidebilirsiniz fakat lütfen Fazla kalmayın" dedi.

"AURORA" (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin