23

123 17 24
                                    

- 2 GÜNSONRA NEHİR'DEN-

Sinirli bir şekilde aşağıya inmiştim.

''Kim benim diş macunumu kullandı?''

Herkes bana odaklanmışken sinan elindeki tabletinden kafasını kaldırdı ve alaycı bir ses tonuyla konuştu.
''Nehir bebekler için olan diş macununu kullanıyorsun? kim ne yapsın senin diş macununu?''
deniz sinirli bir şekilde saçlarını karıştırmıştı ''Sanan ne oğlum! belki ruhu çocuk''

murat bilmiş bir edayla olaya katıldı ''Kankalar zaten nehir kanunen çocuk...''

ikisi de murata garipser bir şekilde baktı.

''Sen bunu nereden biliyorsun?''
''Sorma Bartu ya... geçen sefer yanlışlıkla dersi dinlemişim... hala kafam ağırıyor.''

bartu hüzünlü bakışlarla eliyle, muratın kolunu sıvazladı. sinirlerim daha da tepeme çıkarken bağırdım ''Bunu kim kullandı!''

o sırada yokluğu asla hissedilmeyen can elinde elma ile içeri gitdi. tüm gözler onu bulurken homurdandı.

''Ne?''
''Diş macunumu sen mi kullandın?''
''He valla hakkını helal et.''
''Helal olsun da ben at ağızlı ve kafalı diye murata diyordum ne ağız varmış yarısını kullandın.''
''Yok çiğköftem. elma kuru kuruya gtmez dedim öyle dolabı karıştırırken senin diş macunun aklıma geldi. çilek aromalı ya. onu sürdüm elmanın üzerine. artık yeni favorum çilek aromalı diş macunu.''
''Can...''
''Evet?''
''Umarım bir gün çok feci diş macununa muhtaç kalırsın da o sırada br godzillanın onu yediğini öğrenirsin!''

sinirli bir şekilde koltuğa otururken telefonumu alıp haberlerde gezinmeye başladım ve gördüğüm haberle nefesim biryerlerime kaçmıştı.

''SIÇTIK!''

tekrardan herkes bana bakarken ayağa kalktım.

''ARKADAŞLAR HAYIRLI UĞURLU OLSUN SIÇTIK!''

Bartu kaşlarını çatıp ne olduğunu sormuştu. telefonu ona atmış ve ileri geri yürümeye başlamıştım. Bartu sesli bir şekilde haberi okuyordu.

''Ünlü CEO Deniz Yıldırım herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı. 'Kızımı, Nehir Yıldırım'ı uzun bir süre görememenizin nedeni Bartu Güner denen çocuğun kızımı kaçırması. burdan bartu güner'e sesleniyorum eğer uzun bir süre daha kızımı getirmezsen artık polise başvuracağım ve bu iş fazlaca uzayacak...' falan filan yazıyor işte.''

bartu'nun rahatlığına göz devirerek saçlarımı çekiştirmiştim.

''Neden bu kadar rahatsın be adam!''
''Çünkü korkmuyorum.''
''Tamam da ben korkuyorum... babam varya fena kızdı bence.''

sinan bu gün 2. kere olacak şekilde kafasını tabletinden kaldırdı.

''Nehirciğim...''
''Nehir!'' diye sinan'ı düzeltmişti bartu 

sinan derin bir nefes aldı ve cümlesine devam etti.
''Nehir yani bartu anlattığına göre açık açık Deniz Amca'ya ben kızını kaçırıyorum demiş. bence bir nevi haberi var sayılır. bu yüzden polise haber verse bile fazla zarar görmez kafan rahat olsun.''

sinirden tepinmiştim.

''Arkadaşlar babam şu an çok sinirli değil polis FBI'a bile haber salabilir!''

herkes gülerken ben daha da sinirlenmiştim
''Konuşmuyorum lan hiçbirinizle konuşmuyorum!''

pelin haykırmıştı ''Ben ne yaptım!''
''Tamam Pelin dışında kimseyle!''

-BARTU'DAN-

''Al işte küstürdünüz kızı!''

can ağzı doluyken bağırmış ve ağzından bir iki parça dışarı fırlamıştı.
''SEN DE ÖLSEN BİZDEN BİLECEKSİN!''

Murat garip bir surat ifadesiyle Can'a dönmüştü.
''Saçma bir şekilde artık aşırı mantıklı konuşmaya başladın. IQ hapı icat edildi de ilk sen mi aldın? başka açıklaması olamaz bunun?''
''Yok abi ben size dyorum ben aç kalınca beynim çalışmıyor diyorum! Ben şimdi yemek yiyorum ya ondan şey oldu. "

Herkes kafasını sallarken ben Nehir' in odasına çıkmıştım. Kapıyı çaldığımda sadece homurdanma sesi çıkmıştı.

" Nehir hadi kızım aç kapıyı ya! "

Ve içerden bir höykürüş duyulmuştu.

" KIZIN DEĞİLİM BEN SENİN BARTU GÜNER! "

Kendi kendime sessiz bir şekilde mırıldanmıştım.

"İlerde benim soy adımı alırken ve karnında benim çocuğumu taşırken de umarım bu kadar inatçı olmazsın..."
" NE DİYON! "
" TAM BİR EŞEĞİM DİYOM!"
"KABULLENMEN HOŞ!"

Kendi kendime kıkırdarken kapının önünden ayrılmıştım.

Merdivenlerden inerken telefonum çalmıştı. Arayan babamdı.

"Alo? Oğlum i-"
"Baba eğer beni vazgeçirmeye çalışacalsan hiç boşuna uğraşma Feniz Yıldırım inadı-"
"Lan eşek sıpası bir dinle! Niye vazgeçirmeye çalışayım seni?"
"Ne biliyim bir anda öyle arayınca."
"Sadece diyeceğim şey arrık açıl şu kıza. Ben bile bıktım. Neyse Deniz bu tarafa geliyor kapatıyorum. Sana kızgon numarası yapmam gerek."
"Görüşürüz baba."

Yüzümdeki sırıtışla son basamağı da inmiştim.

"Çocuklar ben biraz terasa çıkıyorum."

Arda arkasındaki şemsiyeyi bana fırlattı.

"Al bunu da kafana Güneş geçmesin Panda Prens seni."
"Panda Prens derken?"

Pelin makyajını düzeltirken bana dönmüştü.

"Nehir sana öyle diyor davetlerde falan."

Kıkırdayıp sağ kaşımı kaldırmıştım.

"Bunu sevdim. Neyse Can nerede? Yine bir şeyler mi kemiriyor?"
"Biz bakarız ona çık yukarı biraz hava al."

Kafamı sallayıp yukarıya çıkmıştım.

MURAT 'DAN DEVAM

Elimi Arda'nın bacağına vurarak ayağa kalktım.

"Gel şu aç godzilla nerede bakalım. Tekrardan bir Nehir krizi yaşayamam. Sinan sen de gel istersen?"

Sinan gözlüklerinin üzerinden bize bakmıştı.

"Yok ben ders çalışırken mutluyum."

Arda ayağa kalkıp kulağıma yaklaşmıştı.
"Bu çocuk çok değişik abi uyurken rüyasında ne yapıyorsa binleri yüzleri toplayıp durdu. Bi dr susmuyo varya."

Kıkırdayıp merdivrnlerden çıkmıştım.

"Ana hole bakalım. Kesin ordadır."

Ana holun sonunda yuvarlak kocaman bir masa vardı ve can orada bir şeyler yazıyordu.

"Can ne yapıyprsun."

Can kafasını kaldırdığında gözlerinin dolu olduğunu gördük.

"Ne oldu lan?"
"Abi..." dedi sesi titrerken "İnanmayacaksınız ama evde sadece 1 paket makarna kaldı."

Gözlerimi devirirken Arda, Can'ın yanına oturdu.

"Tamam da sen ne yazıyorsun?"
"Evde tükenen şeyleri kendi açımdan yazıyorum."

Kağıdı alıp okumaya başlamıştım.

"Tükenen şeyler: Mayonez, ketçap, abur cubur, sabrım, yaşama ümidim, tokluğum, dayanma gücüm, mutlu olma seviyem... Bu nasıl liste be?"
"Öyle bi liste işte."

HAYALİM İÇİN HER ŞEY (2. nesil)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin