Wildfire [ minsung & changjin ]

1 | "Ve şeytan ona oğlum derdi."

Wildfire
isim
Kolay tutuşup oldukça hızlı yayılan ve söndürülmesi güç, yıkıcı ateş.

----

"Carolina'ya geldiğinde adı Teach'ti
Cinlenmiş bir adam gibi karış karış dolaştı denizi
Ve şeytan ona oğlum derdi!"

Minho gülerek şarkısını bağırırken üzerinde durduğu ahşap parçasından geriye doğru zıpladı. Geminin en uç kısmında korkulukların üstüne çıkmış, kendi kendine bir şarkı söyleniyordu. Hava güzel ve Minho neşeliydi.

Arkasına, gemiyi ilerletmek için canlarını veren kölelere döndü ve aralarından ilerlemeye başladı.

"Karasakal! Teach, denizin şeytanı
Kaçın, leventler, kaçın!
Alevden sakallar ve buzdan kalbiyle
Karasakal, şeytanın oğlu!"

Ritmik adımlarıyla geminin ortasından yürürken, ona bakmaya cesaret eden çıkmamıştı. Ekibinden biri değilsen onunla göz teması kurmak büyük bir cesaret demekti. Minho, sadece baş edebileceksen gözlerimin içine bak, derdi.

"Vali Spotswood haykırdı:
Dünyayı Karasakal'dan temizleyeceğim
Kellesine yüz pound koydum
Ve ruhunu cehennem alsın"

Minho önüne çıkan direğe sol eliyle asıldı ve hafif yana sarkarken aldığı destekle direğin etrafından yarım tur döndü. Önü tekrar küreklere asılmış insanlara dönmüştü böylece. Direğin üstündeki minik ahşap katlarda büyük yelkeni kontrol eden ekibi şarkısına eşlik etmeye başladı.

"Portsmouth'dan bir adam geldi
Adı Maynard
İnsanları kurtarmaya değil
Ödülünü almaya"

Minho direği bıraktı ve kendi etrafında dönerek arkasında kalan yoldan ilerlemeye başladı. Hemen karşısına çıkan mürettebat odasının iki yanından rampalar yükseliyordu. Minho soldakinden çıkmaya başlamıştı.

"Teach yazgısıyla Carolina sahilinde karşılaştı
Bir meydan okuma çınladı dalgalarda
Ölümle dans edeceksin bugün!"

Rampayı takip ettiğinde mürettebat odasının üstündeki, odayla aynı kare şekle sahip platforma çıkmıştı. Burada sadece bir dümen ve dümenin yanında irice bir bira fıçısı bulunuyordu. Dümenin başında en sadık arkadaşı vardı.

"Eğri kılıçlar sallandı ve kurşunlar uçuştu
Gemiler yan yana gelirken
Bir top patlaması gibi gürledi Karasakal
'Ölmek için lanet olasıca güzel bir gün!'"

Son cümleyi yalnızca, bulunduğu platformun korkulukları üstüne zıplarken Minho söylemişti. Tüm mürettebatı eğlenerek ona bakıyordu. Minho ise eğlenerek dümenin başındaki arkadaşına döndü. O da şarkıya katılmıştı.

"Bir balta, bir kılıç ve yakan bir kurşun
Hepsine göğüs gerdi Karasakal
Katillerine tükürdü kırık dişlerinin arasından
'Beni canlı ele geçiremeyeceksiniz!'"

Changbin, elindeki dümeni sabitledikten sonra başından ayrılmıştı. Bomboş denizde yalnızca ileri gidiyorlardı, komutaya gerek yoktu. Arkadaşı gibi korkulukların üstüne çıkarken şarkıya devam etti. Minho önüne dönmüş, kollarını iki yana açarken gökyüzüne doğru bağırmıştı son mısraları, en gür ses onunkiydi.

"Artık Teach gitti ve bugün deniz güvenli
Ama cehennemin dibinde şeytan gülüyor:
Karasakal evine geri döndü!"

Gemide büyük bir kahkaha yankılanmıştı. Herkes işinden eğleniyor, şarkının verdiği enerjiyle gemiyi ilerletiyordu. Yalnız elleri küreklerden nasır tutmuş insanların mutlu olduğunu söyleyemezdiniz ama son yolculuklarında memnuniyetsiz olmak nankörlük olurdu.