ilham perilerimden çok uzak kaldığım bu dönemde bölümü bu güne yetiştirebilmek için gerçekten çok çabaladım lol
yeni bölüm istiyordun, doğum günü hediyem olsun canim. iyi ki doğdun xianroll
xoxoxoxoxo
"Gidiyoruz."
Minho söyledi.
Bir hafta öyle sessiz sakin geçmişti ki Minho artık gerektiği kadar durulmuş, Changbin'in bitmek bilmeyen işlerinden dönmesi için oyalanmak yerine yola koyulmaya karar vermişti.
Changbin adayı terk ettiklerini elbet öğrenir ve elbet gelir onları bulurdu zaten. Changbin'in her yerde kulağı ve her yerde ona yardım edecek birkaç arkadaşı olurdu. O yüzden zorlanmayacağını biliyordu Minho.
Daha fazla beklemek istemiyordu. Mantıklı hareket etmeye başlayacağı kadar uzun süre sinirinden arınmıştı zaten. Daha fazla izini kaybetmeden Hyunjin'i bulması lazımdı.
Bunu artık itibarı üzerine bir mesele olarak görüyordu. Elinden veledin tekinin bile kaçabildiği birinden kimse korkmaz, sözünü ciddiye almazdı. Bu yüzden Minho onu bulmak zorundaydı. Ve gerekirse herkese asıl gücünü onun üzerinden hatırlatmak...
Duyduğu bazı kulaktan dolma bilgilere göre çocuk Geojedo'ya gitmişti. O yüzden ilk istikameti orasıydı.
Emri duyan ekibi, gemiyi iskeledeki iplerinden kurtarmaya koyulmuştu bile. Birkaç kişi yelkenleri indirdi, köleler yerlerine geçirildi. Kalkışa hazırlanıyorlardı. Minho da dümenin başına geçti.
Geojedo bulundukları yere epey yakın bir adaydı. Açık havaya ve dalgası hafif sulara bakılırsa en fazla on beş dakikalık bir yol olacağını tahmin ediyordu Minho. Bulundukları adalar bölgesinin içinde herhangi bir adaya gitmek istiyorsanız zaten en uzaktakine ulaşmak bile bir saatten fazla vaktinizi almazdı.
Eskimişliğinden gıcırdayan dümeni döndürerek geminin rotasını Geojedo'ya ayarladı Minho. Önlerinde başka hiçbir engel bulunmadığından bir bira almış ve kenara çekilmişti ardından. Oturdu. İçini ısıtan birasını yudumlayarak denizi izledi. Ada daha bulundukları yerden bile gözüküyordu.
Geojedo diğerlerinden pek farklı bir ada değildi. Denizin ortasında çıkmış bir tepeden ibaretti. Sahil hattında iskeleler ve balıkçılar bulunurdu, iç bölgelerde ise yaşayanların konakları ve pazarların sardığı sokaklar vardı.
Buranın Namhae'den tek bir farkı varsa eğer, o da sahip olduğu yükseltinin daha az olmasıydı.
Burada, ortada çıkılacak bir tepe yoktu, daha yükseğe gidip etrafı izleyemezdiniz. Burası neredeyse düz bir adaydı ve bu yüzden sahip olduğu yerleşkeler çok daha fazlaydı. Çok daha fazla ev, çok daha fazla dükkan, çok daha fazla insan... Burada hareketlilik kümelenmemişti. Her yer çok hareketli ve dar sokaklarında bir şey aramak her zaman çok zahmetliydi.
Minho için o salak veledi aramak da öyle olacaktı.
İskeleye yanaştıklarında gemiyi yanaştırma işini ekibine emanet etti Minho. Dümeni kontrol etmesi için de Wonho'yu yönlendirmişti. Kendisi kamara odasına ilerledi.
Gemi çok hareketliydi şimdi. Köleler kürekleri bırakmıştı, sırayla zincirleniyorlardı. Adaya gelmeyeceklerdi. Minho başlarında beklemesi ve yemek ihtiyaçlarının karşılanması için birkaç kişiyi görevlendirmişti.
Ekibin geri kalanı ise iskeledekilerle işbirliği içinde büyük bir hızla çalışıyordu. Arı kovanı gibi, vızır vızır dönüyordu herkes geminin içinde. Birkaç kişi yelkenlere asılarak indirdi, birkaçı çapayı indirmeye çalışıyordu, birkaçı ise halatları düğümlüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildfire [ minsung & changjin ]
FanfictionKral, dönemin en tehlikeli korsanlarından olan Lee Minho'yu yakalayan kişiye 600.000 won ödül vereceğini duyurmuştu. Çok geçmeden yeni bir duyuru yayıldı, bu defaki Lee Minho tarafındandı. ''Beni yakalayan kişiye 6 milyon won vereceğim.'' ~• iki shi...