"Kaptan!"
Minho güvertenin ucunda ve ayaktaydı, bir bacağını yukarı kırarak geminin ucuna çıkarmıştı. Duyduğuna dair herhangi bir belirti göstermemiş olmasına rağmen seslenen kişi onu dinlediğini biliyordu.
"Yola çıkmaya hazırız."
Küçük bir baş sallaması verdi. Bu, herkesin gemide toplanmasına yetmişti. Yelkenler salındı, kürekçiler yerini aldı.
Bir buçuk ay geçmişti aradan. Yaz ortası sıcağı kavurucu bir hâl almış, gök hiç olmadığı kadar berraklaşmıştı. Ticaret yoğunlaşmış, küçük gruplar iş başı yapmak üzere yeniden toplanmıştı. Birçoğu Minho'nun emrinde olan bu ekiplerin kontrolü için daha fazla bir çabaya girmişti bu yaz Minho. Bu defa hakimiyetindeki herkesin tam anlamıyla kendi tarafında olması gerekiyordu.
Savaş başlamıştı.
Minho güvertedeki yerini koruyarak arkasına döndü. Gemi karadan ayrılarak dalgalara bırakmıştı artık kendisini. Arkalarında onları takip eden nazaran daha küçük üç gemi bulunduğu yerden pek gözükmüyordu. Ekiptekiler gemideki işlere koştururken bulundukları karmaşaya tezat bir uyumla şarkı söylüyorlardı.
"Ahşaplar titriyor, yelken titriyor
Burada herkesin kalbi kömür kadar kara
Ve gemilerinin açıldığı deniz masmavi
Kana susamış bir kaptan ve cani çetesi
Şimdiye dek anlatılmış en karanlık hikaye
Hazine şehveti ve altından bir aşk üzerine..."Denizin derinlerine yöneldikçe rüzgar artıyordu, yelken direklerindekiler rüzgarla dans ederek geminin yönüne eşlik ediyordu.
"...Titret ahşaplarımızı, yelkenimizi titret
Hiçbir açlık yok bu gelgitler ve bu rüzgar kadar güçlü
Ve bu korsanlar günahlarını bir rom içine gömdü
Şeytanın kendisi yüz karası derdi kendine
Bu güvertedeki her adamı öldürmek için kaç şilin torbası verirlerdi, ya da sekiz parça altın içinde
Beş, altı, yedi, sekiz..."Minho güverteden ayrıldı ve kaptan balkonuna ilerledi ağır adımlarla. Şarkıya eşlik etmiyordu, ekibi gür sesleriyle onun yerine de söyledi.
"...Hulla Wacka, Ulla Wacka, bir şeyler ters
Birçoğu lanetli, kötü bir şeyler olacak bu akşam
Hulla Wacka, Moala Wacka, güvertedeki, dikkat et
Havada kokusu var, bu intikam
Artık geri dönüşü yok
Yelkenler çekildi, gemi yola çıktı
Açgözlü ve kötücül bir şeyler denizlere açıldı..."Onu anılarına götürecek şekilde bir kez daha balkonun korkuluklarına çıktı Minho, şimdi daha yukardan izliyordu onları ve şarkının son kısmına herkesle birlikte eşlik etti.
"...Hiç şüphen olmasın ki vahşet kol gerecek
Ahşapları titret, yelkenimi titret
Ancak hayatta kalan efsanesini dillere dökecek!"Kaptanın da katılmış olmasıyla beraber herkesin enerjisi yükselmişti. Gür bir kahkaha yayıldı ve herkes tüm enerjisiyle işlerine döndü.
Minho olduğu yerde kalmıştı. Yakınında olduğu dümene döndü yönünü. Bir zamanlar en yakın arkadaşının ayrılmadığı yerdi orası ve şarkıları en neşeyle söyleyen hep o olurdu. Bu düşünce içinde bir burukluk yaratabilirdi belki, ancak Minho kendinin ve durumunun her daim farkında birisi olmuştu.
İçinde bulunduğu hayat yakınındakileri kaybetmeyi olağan kılıyordu. Alışıp her zaman önüne dönük bir şekilde devam etmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu da öyle bir durumdu.
Changbin hayatından sonsuza dek çıkmıştı.
Ve Minho'nun, özellikle o an, düşünmesi gereken daha önemli şeyleri vardı. O yüzden zihnini temizledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildfire [ minsung & changjin ]
FanfictionKral, dönemin en tehlikeli korsanlarından olan Lee Minho'yu yakalayan kişiye 600.000 won ödül vereceğini duyurmuştu. Çok geçmeden yeni bir duyuru yayıldı, bu defaki Lee Minho tarafındandı. ''Beni yakalayan kişiye 6 milyon won vereceğim.'' ~• iki shi...