evet evet hatirliyom bu fici selamlar askimlarim🤭🤩💕
xoJisung yaşlı kadının ilaçlarını eksiksiz bir şekilde almasını sağlamış, çorbasını da kendi elleriyle içirmişti. İlaçların onu halsizleştirdiği ve daha uykulu hale getirdiğini biliyorlardı. O yüzden yaşlı kadın çok geçmeden uyudu, Jisung da nazik bir şekilde üzerini örtmekle yetindi. Rahatça uyuması için onu yalnız bırakma vaktiydi.
Derin bir iç çekti Jisung ve son bir kez özlemle yaşlı kadına baktı. Onu bu halde görmek genç çocuğu da epey yıpratıyordu. Muhtemelen Hyunjin'i de...
Jisung şimdi düşünüyordu da, belki de fazla üzerine gitmişti.
Son konuşmalarını tekrar ve tekrar düşünüyordu. Yeon haklıydı, Hyunjin'in yöntemleri kendisininkiyle hiçbir zaman uyuşmuyordu. Ama Jisung ne zaman bu konuda onu yalnız bırakmaya başlamıştı?
Kendini cevapladı içinden, artık onu koruyamadığını hissettiğinde. Evet, eskisi gibi onu güvenli alanın içinde tutmasına izin vermemeye başladığında kopmuştu ip. Bunu hatırlıyordu. Ama belki de fazla hızlı vazgeçmişti.
Hyunjin'i tanıyordu. Onun da bu konuşmaları çok kez düşündüğünden emindi. Ve aynı zamanda hatasını görse de telafi etmek için hemen yanına gelmeyeceğinden de... Önce telafi edeceğini düşündüğü yeni saçma bir karar alacaktı. Jisung ne yazık ki onu kendinden bile iyi tanıyordu.
Onunla tekrar konuşmalıydı. Belki hemen değil ama doğru zamanı bulduğunla onunla konuşacaktı.
Oturduğu yerden kalktı ve son kez nazik bir öpücük bıraktı Yeon'un alnına. Yüzündeki küçük gülümsemeyle bir teşekkür fısıldadı, uyuyor olsa da hissedeceğini düşünerek. Son olarak nazikçe yüzündeki saçları geriye itekledi ve doğrulup arkasına döndü.
Şok ile onu yerine kilitleyen de bu olmuştu.
Kimseyi görmeyi beklemiyordu, en büyük nedeni buydu. Ama Minho'yu? Bu çok daha beklenmedikti onun için.
Onu son görmesinin üstünden epey vakit geçmişti ve artık peşini bıraktığını düşünmeye başlıyordu.
Belli ki yanılmıştı.
Minho bu sırada yüzüne yerleşmiş gülümsemeyle onu izliyordu. Kapı pervazına yaslamıştı sırtını, kolları göğsünde bağlıydı. Geleli çok olmamıştı ancak yaşlı kadına ne kadar ilgiyle baktığını görmeye yetecek kadardır oradaydı.
Şaşkınlığı geçince derin bir nefes aldı Jisung. Kadının hâlâ uyuyor olduğundan emin olmak için arkasını kontrol etti, sonra Minho'nun koluna girip beraberce odadan çıkmıştı. Narin bir şekilde kapıyı arkalarından kapattı.
Şimdi odadan uzaklaşmış olsalar da kadın duyup rahatsız olabilirmiş gibi fısıldamıştı Minho'ya.
"Burada ne arıyorsun?"
Minho güldü. Fısıldayışına uyup o da Jisung'a eğilmiş ve yüksek bir tondan fısıldamıştı.
"Seni görmeye geldim."
"Neden?"
Açık havaya çıktılar biraz sonra. Jisung birazdan onu geçirip içeri geçecekti o yüzden pervaza yaslanmakla yetindi. Minho ise karşısında durmuştu. Ellerini cebine koydu, bir omzunu yanındaki duvara yasladı.
"O kadın kim?"
Cevabı biliyordu oysa. Jisung hakkındaki pek çok şeyi biliyordu artık. Büyükannesi olduğunu, onu içten yiyip bitiren bir hastalıkla mücadele ettiğini... Hatta onlarla beraber büyümüş olan Hyunjin'in yeniden Minho'nun ekibine katılmasındaki sebebin de aynı kadın olduğuna inanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildfire [ minsung & changjin ]
FanfictionKral, dönemin en tehlikeli korsanlarından olan Lee Minho'yu yakalayan kişiye 600.000 won ödül vereceğini duyurmuştu. Çok geçmeden yeni bir duyuru yayıldı, bu defaki Lee Minho tarafındandı. ''Beni yakalayan kişiye 6 milyon won vereceğim.'' ~• iki shi...