3.9

685 81 42
                                    

Hot girl sh!t 👅

Çalan zilin sesiyle, dalmış olduğum düşüncelerden, sıçrayarak ayrıldım. Gözlerimi birkaç kez sıkıp açarken, masamın üzerindeki kitapları toparlamaya başladım. Düşüncelerim bu esnada da beynime doluştuğunda, alnımı sıraya vurdum ve sakinleşmeyi bekledim.

Dün Joo Hyun'un Jung Kook'a saldırmasını engelleyememiş olmam bir yana, onu bu derece hırpalayacağını düşünememiştim. Önce sadece saçını çekiştirmişti ancak, sonradan nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde Jung Kook'u yere devirmiş ve tırnaklarını yüzüne doğru bastırmıştı. Min Yoon Gi olan her şeyi garip bir soğuk kanlılıkla incelemiş, ben de şoktan yerimden kıpırdayamamıştım. Neyse ki Tae Hyung tam vaktinde gelip Joo Hyun daha da vahşileşmeden Jung Kook'u kurtarmıştı.

Ancak Joo Hyun, Jung Kook'a hangi güçle saldırdıysa, elmacık kemiklerinin üzerinde derin bir tırnak kesiği bırakmıştı.

Açıkçası, bu garip bir sadistlikle hoşuma gitmişti ve beni üzen şey buydu. Kendimden utanıyordum.

İşin garip tarafıysa, Jung Kook tek bir bilek hareketiyle Joo Hyun'u kolayca devirebilirdi. Onu durdurabilecek güce sahipken, kendisini kollarıyla korumamıştı bile. Sadece yere devrilmeden önce, inlemesini duymuştum. Sanırım Joo Hyun penisine tekme atmıştı. En mantıklı olasılık buydu.

Olanlardan sonra, Jung Kook doğrulduğunda, arkamı dönüp okuldan topallayan adımlarımla çıkmıştım. Okuldaki tüm öğrencilerse, Jung Kook'la dalga geçiyordu. Pekala, Joo Hyun'un onu devirebilmesi komikti ama... pekala, sadece komikti. İşin asıl kötü yanıysa, Jung Kook'un paylaştığı fotoğrafın ardından, Joo Hyun'un fotoğrafa yorum atması ve Jung Kook'tan yumruk şiddettinde bir cevap almasıydı.

Dün gece Joo Hyun'un delirmesini çekmekten uyuyamamıştım bile. Zavallı Seul Gi, beni rahat bıraksın diye yem olarak kendisini ortaya atmıştı. Joo Hyun, bu sefer de Seul Gi'ye sinirini kusmaya başlamış ve Seul Gi onu çaktırmadan evimden çıkarıp götürmüştü. Derin bir nefes alıp rahatlamış olsam da, uyuyamamıştım. Çünkü, onu gördüğümde ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. TANRIM, EN YAKIN ARKADAŞIM SEVDİĞİM ÇOCUĞU DÖVMÜŞ VE YARALAMIŞTI.

Dudağımı dişledikten sonra, düşüncelerden sıkılıp başımı hızla kaldırdım ve karşımda, görmeyi beklemediğim bir beden gördüm. "Selam, Ye Rim," diye mırıldandı, gamzeleri içlerine gömülürken. "Ah, selam." Yoon Oh beni tedirgin bakışlarla süzdükten sonra, boş sınıfa göz attı ve kapıyı kapatıp bana doğru adımladı. Soran bakışlarla yüzüne bakarken, önümdeki sırayı işaret etti. "Oturabilir miyim?" Önüme düşen saçları elimle geriye iterken, panikle, "Tabii," diye mırıldandım ve tedirgince gülümsedim. Önümdeki sıraya ters bir şekilde oturup yüzüme baktığında, yutkundum.

Ortam neden bu kadar gergindi bilmiyordum ancak, nefes bile alamıyordum.

"İyi görünmüyorsun," diye mırıldandı, yüzümü dikkatlice incelerken. "Her zaman olduğu gibi," diye tamamladı cümlesini. Dudaklarımı birbirine bastırırken, kaşlarımı kaldırdım. "Nasıl yani?" Dişlerini göstererek gülümserken, başını geriye attı. "Hiç," diyerek kestirip attığında, hareket eden adem elmasına dikkat kesildim. Neyden bahsediyordu bu? Kaşlarım yavaş yavaş çatılırken, "Gitmem gerek," diye mırıldandım ve ayağa kalktım. Ancak, kısa bir, "Dur," emrinden sonra, ona itaat etmiş ve yerime geri oturmuştum.

Yüzüne tedirgin bir merakla odaklanırken, dudaklarını yaladı. "Seni sevdiğimi biliyorsun." Söylediği cümleyle, kaşlarım garip bir hüzünle çatıldı ve yüzüne odaklandım. "Bana öyle bakma," dedi, sahte bir gülümseme dudaklarına yer edinip, bakışları yere çevrilirken. "Nasıl bakayım?" Diye sordum, ne diyeceğimi bilemeyerek. Yoon Oh, bakışlarını gözlerime çevirirken, "Dilerdim ki, beni seviyormuş gibi bak," diye mırıldandı ve utanıp başını eğdi. "Ama, bunun olmayacağını biliyorum." Söylediklerinin ardından, olduğum yerde rahatsızca kıpırdandım.

Touches | JJK (DEVAM ETMEYECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin