0.7

2.8K 162 115
                                    

:) 🌹

Cidden tam şu anda, arkadaşının kafasına sakız yapıştırmış cezalı anaokul öğrencisi gibi, müdürün önünde başımız eğik öylece bekliyorduk.

Dişlerimi gıcırdatıp, gururlu gururlu dikilen Seul Gi ve kıyafetleri yırtılmış, saçı başı dağılmış Ji Min'e baktım. Benimle aynı şekilde tüm dans grubu da...

"Müdürüm, ben yaptıklarımdan pişman değili-" Müdür Min, bağırarak Seul Gi'nin lafını kesince, güldüm. "Nasıl pişman olmazsın be çocuk?! Elindeki sopayla dans sınıfına dalıyorsun, sonra sopayı kontrol edemeyip, hedef dışı arkadaşının çenesini yamultuyorsun..." Müdür Min, bu sırada çenesine sopa yiyen Tae Hyung'u gösterdi. Gülmemek imkânsızdı!

"Sonra da, arkadaşına ne oldu diye sormadan hedefindeki hergeleye koşuyorsun, bu hergele de yana doğru çekilince başka bir arkadaşının böbreklerini deliyor bir de üzerine düşüp, kocaman aynanın kırılmasını sağlıyorsun..." Bu esnada da Müdür Min, gözü seğiren ve her zaman olduğu gibi dümdüz bir suratla olayı izleyen Yoon Gi'yi gösterip lafına devam etti.

"Sonra da ayağa kalkayım derken tüm perdeleri söküyor ve perdelerin içinde bir arkadaşının boğulmasını sağlıyorsun, şansına ölmedi..." bu sırada Müdür Min, Ho Seok'u gösterdi. Ho Seok'un dehşet içindeki yüzüne bakarak güldüm. "En son olarak da hedefinin üzerine atlayıp şu zavallı hergeleyi doğduğuna pişman ediyorsun ve hırsını alamayıp bir diğer arkadaşının kafasını ısırıyorsun ve herkesin birbirine girmesini sağlıyorsun. Bir de hiçbirini yapmamış gibi millet birbirinin üzerindeyken aradan sıvışıp olay yerinden ayaklarını popona vura vura kaçıyorsun. Daha ne istiyorsun be çocuk!?"

Dudağımı ısırırken, olay yerinde Seul Gi'nin Lalisa'nın kafasını ısırması üzerine, Jung Kook'un Lalisa'nın yanına gitme anını görünce kapının arkasındaki şemsiyeyle Jung Kook'un poposuna şemsiyeyi sokma anımı hatırlayıp kahkaha atıyorum. Fırsattan istifade sinirden yapıvermiştim işte.

Müdür Min bana sert sert bakıp, önüne dönünce, çaktırmadan Jung Kook'a baktım. Jung Kook acıyla yere düşerken Lalisa'nın saçlarına yapışmış ve tam gaz tavuk yolarcasına yolmaya başlamıştık. Böyle olunca da olaya Tae Hyung'da dahil olmuş ve bizi ayırmaya çalışmıştı. Bu sırada da Joo Hyun Tae Hyung'a sandalye fırlatmıştı. Ho Seok, Tae Hyung'u kurtarmaya çalışırken Ho Seok'un aniden midesi bulanmış ve Joo Hyun'un üzerine kusmuştu. Bu olaydan sonra da ortalık darmaduman birbirine girmişti...

"Ama Müdürüm, siz hiç soruyor musunuz, neden yaptın diye?" Müdür Min'in damarı belirginleşmeye başlarken, Seul Gi şirince gülümseyip işaret parmağıyla hiddetle Ji Min'i gösterdi. "Müdür'üm bu domuz benim tüm iç çamaşırlarımı okulumuzun arka kapısının üzerine yapıştırıp kocaman bir tabelaya, 'Seul Gi ayısının bitli iç çamaşırları sadece 1 dolar.' Yazıp, telefonumda aylarımı verdiğim oyunumu silmiş. Dövmekten başka şansım yoktu."

Seul Gi lafını bitirdiğinde, Ji Min araya girdi. "Müdür'üm bir de beni dinleyin. Bu ayı biz şey yaparken..." Ji Min etrafa bakarken kafasını kaşıdı. "Ney yaparken... öyle aniden şey de denmez..." Müdür Min, domatesten patlıcana dönerken, "Şeyime o pis parmaklarını soktu!" Ji Min'in son söyledikleriyle Müdür Min delirip hepimizi postalamıştı.

Kapıdan çıktığımızda bir kahkaha kopardığımda, hepsi ters ters bana bakmıştı. Seul Gi hariç, o da gülmüştü. "Bir sülük fırlatan, değişik fetişleri, faztezileri olan vardı. Şimdi de üzerime midesini boşaltan... yeter!" Joo Hyun'un bağırışından sonra Tae Hyung, Joo Hyun'un kulağına eğilip bir şeyler fısıldamıştı fakat duyamamıştım. Pekâlâ, bu ikili arasında bir şeyler kesinlikle vardı. Sadece Joo Hyun'un yüzünün morardığını ve ortamı terk edip onun arkasından gülerek giden Tae Hyung'u görebilmiştim.

Touches | JJK (DEVAM ETMEYECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin