21.BÖLÜM

50 3 0
                                    

Rangor yol boyunca suskunluğu tercih etmişti. Yanında ilerleyen kadının ona alaylı bakışları ve sırıtışları haricinde sorunsuz bir yolculuk olmuştu. John yine yolculuğa dayanamamış Amy'nin kollarında uyuyakalmıştı. Amy ise hem yorulmuş hem de düşüncelere dalmıştı. Sık bir ağaçlık yola girmişlerdi. Rangor bu yoldan sonra saray olarak kullandıkları kaleye az kaldığını anladı. ERDUN Krallığı diğer krallarının aksine saray yerine görkemli ve büyüklüğü bir ülkeyi içine alabilecek kadar olan kaleler kullanırdı. Bu kalelerin surları yüksek olduğu ve az sayıda kapısı olduğu için savunmada kolaylık sağlıyorlardı. Rangor yanında siyah atında dimdik duran kıza baktı. Amy atına eyersiz biniyordu. Normalde kızlar ata binemezken Amy ata biniyor ve bunu çoğu erkekden daha iyi yapıyordu. Eyersiz binmesi de ayrı bir kısmıydı. Rangor' da o lanet olasıca eyerleri sevmiyordu. İnsanı daha çok yoruyorlardı. Ama bir kızın böyle bir şey yapması takdiri hakeden bir hareketti. İçten içe bu kıza hayranlık duyuyordu. Düşünceleri kafasının yanından geçen bir okla bölüdü. Bu ağaçlık alandan çıkmaları gerekiyordu. Arkasındaki askerlerin bazıları gelen oklarla birer birer düşüyor Amy ise gelen oklardan kaçmaya çalışıyordu. Ares arabasından fırlayıp Aryan'ın yanına geldi. Normal zamanda oklara karşılık verirdi ama şuan John'u koruması gerekirken bunu yapamazdı. John'un üstüne kapandı. Gelen oklardan çocuğu uzak tutmaya çalışıyordu. John ise korkudan ayaklarını Aryan'ın üzerine çekmiş Amy'nin bedenine olabildiğince sokulmuş ve sıkıca sarılmıştı. Amy çocuğun korkusunun farkındaydı ama askerlere de yardım etmesi gerekiyordu. John'un kulağına eğildi ''Korkma canım.'' dedi. John kafasını bir anlığına kaldırdı Amy ile göz göze geldiler. ''Beni bırakma Amy.'' dedi. Amy çocuğa zorda olsa gülümsedi. ''Ben senin yanındayım birtanem.'' dedi. Ve çocuğu kollarını sardı. Birisinin ağzından herkesin söylemekten çekindiği kelimeyi söylemişti. ''TUZAK..''

****

Rangor ok yağmurundan kaçmaya çalışırken Amy aklının ucundan bile geçmedi. Sonrasında Ares'in ulumasını duyduğunda aklına Amy geldi. Aklına gelen düşünceler hiç de iyi değildi. Panik vücuduna dalga dalga yayılıyordu. Tanrıya inanmasa da ağzından çıkan duaya engel olamamıştı. Şimdi ise kendisini düşünmekten başka bir şey yapamazdı. Ok yağmuru devam ederken aynı zamanda atlı askerler geliyordu. Kendisi ile gelen askerler hem ok yağmurundan kaçmaya çalışıyor hem de atlı askerlerle savaş veriyordu. Meydan kan içinde kalmıştı. Bağrışlar, küfürler, kopan başlar, korkan gözler ve kan kokusu her yere yayılmıştı. Rangor ona doğru gelen iki atlıyı usta bir şekilde öldürdü. Ardı ardına gelen darbelerden sıyrılıyor karşısındaki adamlara hiç şans vermeden hepsini öldürüyordu. Öldürdüğü adamların yerine hemen bir başka asker geliyor sonları az önce ölen arkadaşları gibi oluyordu. Rangr terlemişti. Kaslarından ter damlacıkları süzülüyordu. Saçları ise karışmıştı. Rangor kılıcını karşısındaki adamın kalbinin üstünden geçirip kılıcı içerisinde çevirdi ve geri çekildi. Rangor sonunda bir anlığına da olsa boş kaldığında ağacın üzerindeki okçuların azaldığını farketti. Ve o sırada bir taneside ağacın üzerinden acı çığlıklar şeklinde düştü. Ok yağmuru devam etse de eskisi kadar etkisi yoktu. Gözüne askerlerin arkasında komutanı kestirdi ve atını onun üzerine sürmeye başladı. Adam üzerine Rangor geldikçe kaçıyordu. Rangor ise bir avcı edasıyla avını takip ediyordu. Kovalamaca bir süre devam ettikten sonra Rangor her zaman baldırına bağladığı hançerini çıkarttı ve adama doğru nişan alıp attı. tam isabet diye geçirdi içinden. Önündeki adamı kafasından hançerle vurmuştu. Adamın cansız bedeni ise atından yer doğru sürüklenerek düşmüştü. Rangor atından indiği gibi düşman komutanının cansız bedeninin yanına gidip adamın başını kılıcıyla bedeninden ayırdı ve kılıcının ucuna taktı. Kesik baştan akan sıcak kanlar eline  damlasa da bunu önemsemedi. Düşman askerlerinin görebileceği gibi yukarı kaldırdı. Bir savaşta komutan ölürse savaş biter. Komutanın öldüğü askerlerde ölmüştür artık. Komutanının başarısızlıklaarı üzerilerine sinmiştir. Yenilen askerler meydandan kaçarcasına uzaklaştılar. Rangor halinden memnun bir şekilde gülümsedi. Kana susamış bir vampir gibiydi. Öldürmeye başladı mı duramazdı. Gözü kararır önündeki kim olursa olsun başladığı işi bitirirdi. Komutanın kafasının saçlarından yakalayarak kılıcının ucundan çıkardı. Atından indi kükreme gibi bir ses çıkarttı. Ardından kesik olan başı sanki bir topmuşçasına ayağıyla vurdu. Baş havalandı ve o sırada ağaçların içindeki kuytulukta ok ve yayı elinde olan Amy'nin önüne düştü.

****

Rangor yaptığı hareketin ne kadar yanlış olduğunu işte o zaman anlamıştı. Amy ne kadar önüne bir anda çıkan gözleri açık kesik başı gördüğünde korksada istifini bomadı. Rangor kızı görünce içinin rahatladığını hissetti. Demekki ağaçların üzerindeki okçuları vuran kişi Amy'di. Ama bir terslik vardı kadın neden -atını üzerinde değildi. Amy onun ne tepki vereceğini bekleyen adamların bir kere daha hayranlık dolu bakışlarına maruz kalmıştı. Sonuçta önüne gelen kesik başı hiç önemsememişti. Ve savaşta onlara yardım etmişti. Amy güçlü bir ıslık çalarak Aryan'ı yanına çağırdı. John'u ölesiye merak ediyordu. Aryan yanında Ares üzerinde John ile geldiğinde içine su serpilmişti. John Amy'nin pelerinine sarılıyordu. Çocuğun ağlamaktan gözleri şişmişti. Ares'in ise ağzında ve tüylerinde kanlar vardı. Amy hızlıca John'u kucağına aldı ve Aryan'dan indirdi. Çocuk önce Amy'e sarıldı sonrasında ise kadının göğsüne küçük yumruklarını indirmeye başladı. Bunu gören Rangor Amy ve John'un yanına geldi. John' u Amy nin yanından almak için hamle yaptığında Amy'nin gözleriyle durduruldu. Anlaşılan küçük çocuğun sinirini çıkarmasını bekliyordu. John hem ağlıyor hem de göğsünü yumruklamaya devam ediyordu. ''Hani bırakmayacaktın beni Amy. Sen koca bir yalancısın. Neden bıraktın beni?'' diye söylenip duruyordu. Amy sonunda John'un kollarını tuttu küçük çocuğu gözlerinin içine bakmaya zorladı.  ''John seni bırakmadım yanındayım bak.'' dedi kendisini gösterirken. John bu sefer de Amy'e sarıldı. Amy onun dünyada en çok güvendiği kişiydi. Onun bilindik sıcaklığını hisssettiğinde ise kadına biraz daha sokuldu. ''Senden ayrıldıktan sonra yanımıza bir asker geldi Amy. Gözleri çok korkutucuydu. Ares onu öldürmeseydi.'' dedi Amy çocuğu susturdu. ''Geçti canım. Ares seni çok iyi korumuş.'' dedi ve çocuğa gülümsedi. ''İstersen gideceğimiz yere vardığımızda sana kılıç kullanmayı öğretirim.'' dedi Amy tatlı bir ses tonuyla. John ağlamayı bıraktı gözlerinin iççi parlıyordu. Amy'nin boynuna attı ve Amy'nin sayamadığı kadar çok teşekkür etti. Rangor ise kız ve çocuğu izliyordu. Amy'de ne vardı böyle sanki insanı büyülüyordu. Onların güldüğünü görünce kendisi de gülümsedi. Bu gülümseme Rangor'un hayatındaki en içten gülümsemesiydi. 

****

Ragor Amy'nin bütün ısrarlarına rağmen John'u kendi atına bindirmişti. John kucağında uyumaya başladığında korumacı bir edayla çocuğu sardı. Amy ise Aryan'ın üzerine yattı. Kadının kollarını ağrıdığını tahmin edebiliyordu.  Ok ve yay çok kullanıldığında sırttaki ve kollardaki kaslar ağarmaya başlardı. Sonunda kale göründüğünde Rangor'da rahatlamıştı. Amy atında doğruldu. John'u almak için Rangor'un yanına geldi. Kadın onunla konuşmama konusunda ısrarcıydı anlaşılan. Rangor isteğini anladı ve John'u sarsmadan Amy'nin kollarına bıraktı. Kadın hemen kucağındaki terli çocuğun terini pelerinine sildi ve çocuğu pelerinin altına aldı başına ufak bir öpücük bırakmayı unutmadı. Rangor bu çocukla Amy'nin arasındaki bağı araştırmaya karar verdi. Ama önce dinlenmeliydi. Kalenin içine girdiklerinde gece yarısı olmuştu. Dışarıda bulunan halktan kişiler onları görünce reverans yapıyor aynı zamanda kanlı vücutlarını görünce neler olduğunu anlamlandırmaya çalışıyorlardı. Şuan Rangor'un ise en son yapmak istediği şey onlara laf anlatmaktı. Amy ise kaleye girdiklerinde etrafına meraklı bakışlar atıyordu. Ama bunu yanında bulunan pek sevgili nişanlısı (!) Olis'e belli etmemeye çalışıyordu. İçinden gelen oflama isteğine yenik düştü. Bu kale ya onun kaderinin bittiği ya da kaderinin başladığı yerdi...

YILDIZLAR GÖKYÜZÜNDE YÜZERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin