Olis bir anlık şokun etkisinden kurtulup hemen Amy'nin öldüğü odaya hızlıca girdi. İnanıyordu. İnanmak istemiyordu. Amy ölemezdi. Onun ölme ihtimali yoktu. Olis'i bırakıp nasıl gidebilirdi. Şimdi ne yapacaktı. Olis kendi kendine kızdı ne yapacaktı ki kendisini sevgilisinin yanına gönderecekti. Bu dünyada kavuşamıyorlarsa başka bir dünyada deneyecekti. Amy'nin yatağın üstüne gelişigüzel dağılmış uzun dalgalı kumral saçlarına baktı önce. Saatler önce o saçlardan kiraz çiçeği kokusu yayılıyordu. Şimdi Olis'e bütün dünyadaki kiraz çiçekleri ölmüş gibi geliyordu. Kızın yüzünde sertçe duran maskeye baktı. Artık Amy öldüğüne göre bu maskenin ne anlamı vardı ki. Kızın başını kırılcakmış gibi hafifçe kaldırdı. Maskenin ipini bulduğunda kör düğüm olduğunu gördü. hançerini çıkarıp maskenin ipini kesti. Amy'nin başını aynı hassasiyetle bıraktı. Kızın yarası gözüne takıldığında eli o yaraları kapatmak istercesine kızın bedeninde gezindi en son iki eski aşığın elleri buluştu. Olis eliyle soğumaya başlayan eli sıkıca kavradı. "Amy gidemezsin. Beni bırakamazsın aşkım. Ne olur dön." diye yalvarmaya başladı. yüzünden süzülen yaşlara engel olamıyordu. Gözlerindeki yaşları tek eliyle sildi. Kızın maskesini yüzünden çıkardı. Beyaz elbise giydirilmiş genç kadın işte şimdi melek görüntüsünü tamamlamıştı. Olis bu yüzü nasıl olur da unutabilirdi ki. Bu yüzü bu bedeni unutmak günah olmalıydı. Amy'nin yüz hattını hafızasına kazımak istercesine eliyle kızın yüzünü okşamaya başladı. Lanet olasıca çapkınlığı yüzünden bu kadını bırakıp gitmişti. Sonucu ne oldu? içinden kendi kendini azarlıyordu. Az önce ona bakan bir çift zümrüt yeşili göz şimdi bir daha ona bakmayacaktı. Acı bedeninden ruhuna doğru yayılıyor alev almasına neden oluyordu.
*****
Rangor içeri girdiğinde gördüğü manzarayla olduğu yere çakılı kalmıştı. Kızın yüzünün bu kadar güzel olabileceğini tahmin etmemişti. Beyaz elbisesiyle bir meleği andırıyordu. Olis'in Amy'nin vücudunda yüzünde dolaşan ellerini görünce delicesine bir öfkeye kapıldı. Amy onundu. Onu kardeşine bırakamazdı. Ne kadar Amy'nin öldüğünü söyleseler de Rangor'un kalbinde yaşamaya devam ediyordu. Olis'in sevdiği kadına böylesine şevkat göstermesi onu delirtmeye yetmişti. Rangor Olis'in yanına koşar adımlarla gitti. kardeşini güçlü bir şekilde çekiştrerek oturduğu yerden kalkmasını sağladı ve çenesinin altına yumruğu geçirdi. Olis bir an ne olduğunu anlayamamıştı. Sonra abisinin attığı yumrukla kendine geldi. "Sen hangi yüzle buraya geliyorsun Rangor?" dedi. Rangor kardeşinin öfkesiyle eş değer bir öfke duyuyordu ve bu odadan bu savaşı kazanmadan çıkmayacaktı. "Sen hangi yüzle burdasın Olis? Amy'i yüz üstü bırakıp gittiğini biliyoruz." dedi Rangor. "O senin yüzünden öldü Rangor defol git." diye bağırmaya başladı Olis. Her iki taraf da suçlarını kabul etmek istemiyordu. Bir birlerini suçlayarak oldukları durumdan kurtulmaya çalışıyorlardı. "Gitmiyorum. Hiç bir kuvvet beni bu odadan çıkartamaz." dedi Rangor inat ederek. Olis gözlerini kısarak abisine baktı. Rakibini baştan aşağı süzdü. "Onu seviyorsun dimi?" dedi. Bu gerçeği kendinin dile getirmesi biraz garip geldi Olis'e. Rangor ise bunu daha kendine yeni itiraf etmişti. Kafasını sallamakla yetindi. Sonra sözlerine başladı. "Onu sadece sevmekle kalmıyorum bütün kalbim ona ait Olis. Sen onu yarı yolda bırakıp gittin ama ben hep onun yanındaydım. Korkakça davranmak yerine onunla zaman geçirdi. Biliyor musun onu öptüm. Hayatımda ilk defa bir kadının öpüşü ruhumun derinliklerine işledi. Kalbimin ısınmasına neden oldu. Onu gülerken gördüğümde tatlı bir sarhoşluk hissettim bedenimde. Sen söyle onu sadece seviyor olabilir miyim. Ben ona aşığım." dedi Rangor. Olis gerilen sinirlerinin de etkisiyle yüksek sesli bir kahkaha attı. Büyük adımlarla abisinin karşısına dikildi. Kendisiyle aynı olan adamın direk gözlerinin içine baktı. Bu bakışma iki kardeşin bakışmasından çok iki azılı düşmanın bakışmasına benziyordu. "Bunların hiç bir önemi yok Rangor. O seni Olis olarak tanıyor yani ben. Ve sana şunu söyleyim." dedi. Amy' nin yanına geldi. Elini sıkıca yumruk yaptı. Rangor kardeşini dikkatlice izliyordu. Gelecek darbeye karşı kendini hazırlamıştı. "Bu kalp sadece bana ait Rangor. Amy'nin kalbinde sana yer yok." dediği gibi yumruğunu Amy'nin sol göğsüne indirmişti Olis. Rangor şaşkınca kardeşine bakıyordu. İşte o anda içinin titrediğini hissetti. Olis ise şaşkınlıkla konuşmayı unutmuş olmalıydı. Amy yaşıyordu. Olis'in yumruğu ile derin bir nefes almayı başarmış ve nefeslerini düzenlemeye çalışıyordu. Tanrı gerçekten var olmalıydı. Bu bir mucizeydi. Rangor hemen dışarıdan şatonun en iyi şifacısını getirdi. Olis ise Amy'nin başında durmuş gülümsemesine engel olamıyordu. Amy yaşıyordu....
![](https://img.wattpad.com/cover/31871263-288-k744941.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLAR GÖKYÜZÜNDE YÜZER
Fiksi Sejarahİntikam için çarpan bir kalbin yaşadıkları Amy'i kana susamış bir katile çevirmeye yetecek mi? Kırılan kalbini yakışıklı prensin aşkıyla onarabilecek mi yoksa kardeşinin intikamını almak için onun aşkını mı kullanacak. Kafası karışan Amy bu sırada...