Rangor saklandığı çalılıklardan kalktı ve askerlerinin onu görmesine izin verdi. ''Burada saklandığını bilseydim Ares'in gelmesine izin vermezdim malum onu yanınızdan almam için bütün salonun önünde bana yalvarmıştınız.'' dedi Amy sadece Rangor'un duyabileceği sesle. Rangor Amy'nin yanına geldi. Amy bu adamın kokusunu ilk defa duyuyordu. Yarçınla karışık bira kokusu Amy'nin midesini bulandırmaya yetmişti. Aslında çoğu kadın için etkileyici bir koku olabilirdi bu hatta Amy için bile çekici olabilirdi. Ama bugün farklı olarak Amy de tiksinme etkisi yaratmıştı. Başını yana çevirme gereği duydu. Temiz hava alması gerekiyordu. Rangor Amy'nin bu hareketini yanlış anlamış olacak ki Amy' nin başını cevidiği yöne doğru admı attı ve Amy ile gözleri buluştu. Kadının gözleri mi dolmuştu. Ama neden. Amy'nin gözleri midesinin her bulandığı zamandaki gibi dolmaya başlamıştı. Lanet olasıca adam onun ağlayacağını düşünüyor olmalıydı. ''Ne o beni görmek gözlerini mi yaşarttı.'' dedi Rangor alayla karışık merakla. Amy adamın yanından ayrılmak için Rangor'a arkasını döndü ve bir adım atacakken Rangır Amy'nin kolunu yakladı. Bu hareket Amy'nin gerilmiş olan sinirlerinin daha da artmasına neden oldu. Adam her fırsat buldukça kolunu tutup sıkıyordu. ''Bana cevap vermeden gidemezsin Amy.'' dedidişlerinin arasından. Amy ona hiç aldırış etmeden. ''Bırak beni Olis.'' dedi. Rangor'un Amy'nin kolunu bırakmak gibi bir niyeti yoktu. ''Sana bana cevap vermeden gidemezsin dedim.'' diye bağırdı Rangor. Askerleri Amy' e yardım etmek için geelirlerken Rangor'un tehdit eden bakışlarıyla oldukları yerden kalktılar. Amy ''cevap mı istiyorsun al sana cevap'' dedi ve Rangor'un karnına dirseğini geçirdi ardından acıyla karnına doğru eğilen Rangor Amy'nin kolunu bıraktı. Lanet olasıca sürtük eğer seni elime geçirirsem öldürücem diye içinden söyleniyordu. Amy askerlerin yanından geçerken askerler ona inanamaz gözlerle bakıyorlardı. Amy canına susamış olmalıydı. Rangor'un güçlü sesi Amy haricinde bütün herkesin korkudan titremesine neden olacak bir şekilde yüksek çıktı. ''Bana kılıç verin.'' . Mark öne atıldı ''Prensim sizce de biraz fazla sinirli değil misiniz. Bir bayana karşı kılıç kullanmak size yakışmaz.'' dedi çekinerek de olsa. Rangor Mark'ın üzerine yürüdü elleriyle adamın boğazını sıkmaya başladı. ''Ne zamandan beri emirlerimi sorgular oldun Mark. Bana burada nezaket kuralı öğretmeye çalışan sen az önce bir kadına yenildin.'' dedi Rangor ve Mark'ın boğazını bıraktı. Bir asker Mark'ın işaretiyle Rangor'un eline kılıç verdi. Rangor hızlı adımlarla onlardan uzaklaşan Amy'e doğru gitmeye başladı. Amy arkasından gelen adamı ve kınından çektiği kılıcını duyabiliyordu. Eli kılıcında yürümeye devam etti. Rangor kızın yanına geldiğinde Amy'nin hala ona arkası dönüktü. Bu kadın onu sinir etmekten başka bir işe yaramaz mıydı. Amy'i kolundan tutup kendisine çevirdiğinde soğuk demiri boğazında hissetti. ''Düşmanına yaklaşırken sessiz olmalısın Olis yoksa o güzel boynuna kılıcı dayarlar.'' dedi Amy. Adam kadının bu kadar hızlı ve sessiz kılıç çekmesine hayran kalmıştı. Ama sinirleri onu tekrar uyardı. Kadın adamın hareketlerini gözlermlerken Karnında bir acı hissetti. Rangor Amy'nin karnına tekme atmıştı. Çok sert davrandığını biliyordu ama sinirlerine hakim olamıyordu. ''Eğer dikkatsiz olursan Amy karnına böyle tekme atarlar.'' dedi Amy şle aynı tonlamaları yaparak. Amy düştüğü yerden kalktı. Karnı hala acıyordu. Ama bunu önemsemedi. Karşısındaki adama zarar verme düşüncesi daha ağır basıyordu. Kılıcını Rangor'a doğru savurdu. Ağır kılıçların çarpışma sesi antrenman alanını dolduruyordu. Amy gözünün önüne gelen saçlarını savurdu. O sırada Rangor'dan gelen bir darbeyi savuşturuyordu. Çekişmeli bir şekilde kılıçların çarpışması devam etti. Amy uzun zamandır bir antrenmanda bu kadar zorlandığını hatırlamıyordu. Karşısındaki adamın iyi bir dövüşçü olduğu her halinden ortadaydı. Rangor ise bir erkeğin bile onunla böyle bir cesaretle savaşamayıp bu kadınınsavaşması Rangor'u içten içe etkilemeye yetmişti. Olis seni şanslı piç diye geçirdi içinden. Sonunda her ikiside yorulmuş ve darbelerin şiddetli hafiflemeye başlamıştı. Amy yorulduğunu belli etmemeye çalışsa bile vücudu Amy e ihanet ediyordu. Rangor bunu anlamış olacak ki Amy ile daha fazla oynamaya başladı. Keyfi yerine gelmişti. Amy nin ayağına bir çelme taktı ve düşmesine neden oldu. Amy yere düşmesinin etkisiyle elindeki kılıcını da düşürmüş ve ona bir kol mesafesi uzaklığında kalmıştı. Ona doğru uzanmaya çalışırken Rangor'un koluna basan ayağıyla engellendi. ''Seni pis domuz.'' diye söylendi amy ve Rangorun ayağını ısırdı. Rangor acıyla ayağını Amy'nin kolundan çekerken Amy ayağını yakaladı ve bileğini burktu. Bu sefer düşme sırası Rangordaydı. Amy Rangor'un üzerine çıkıp adamın yüzünü yumruklamaya başlayacaktı ki Rangor hızlı bir hamleyle Amy i altta kendisini üstte bırakacak bir şekilde döndü. Şimdi işler değişmiş Amy av Rangor avcı konumuna gelmişti. Hızla soluyan nefesleri birbirlerine karışmıştı. Adam Amy'nin maskesinin altında kalan gözlerine baktı. Sonra balışlarını kadının dudaklarına indirdi ve farkında olmadan kadının dudaklarını öptü. Amy bu beklenmedik öpücükle ne olduğunu şaşırmıştı. Vücudu sanki bir ateşin içinde yanıp kavruluyordu. Nefes almaya çalışırken bir anda adamın tarçınlı bira kokusuyla kendine geldi. Ve adamın gözünün altına yumruğunu geçirdi...
![](https://img.wattpad.com/cover/31871263-288-k744941.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLAR GÖKYÜZÜNDE YÜZER
Tarihi Kurguİntikam için çarpan bir kalbin yaşadıkları Amy'i kana susamış bir katile çevirmeye yetecek mi? Kırılan kalbini yakışıklı prensin aşkıyla onarabilecek mi yoksa kardeşinin intikamını almak için onun aşkını mı kullanacak. Kafası karışan Amy bu sırada...