1.1

1.9K 201 155
                                    

Elimdeki tepsiyi yere koyup Âmine'nin elindeki tepsiyi aldım. Kapıyı çalıp Ömer'in gelmesini bekledim. Âmine mutfağa muhtemelen hanımların kahvesini yapmaya gittiğinde kapı açıldı.

Ömer'e elimdeki tepsiyi verdim. "Niye üç tane, bana yapmadın mı?" diye sordu masumca.

"Yok Âsaf'ın ki ayrı tepside, bunu dağıt vereceğim."

"Ayrı tepsi, anasını satayım bizi şöyle sevmediniz."

"Ömeer, ne biçim konuşuyorsun? Ne o kelimeler öyle? Bir daha duymayayım."

"Sanki küfür ettim.." dedi açık kapıdan girerken.

"Birde etseydin utanmadan.." diye söylenerek diğer tepsiyi aldım. Çok geçmeden Ömer tekrar geldiğinde tepsiyi verdim.

"Abla ne var, herkes kullanıyor." dedi. Az önce kullanmış olduğu kelimelerden bahsederek tepsiyi verirken konuştum.

"Sen herkes misin? Sen müslümansın. Müslüman demek Rasulullah'ın mirasçısı doğru adam demek. İstediğin kelimeyi konuşamazsın, istediğin şeye bakamazsın. Senin bir önderin, bir çizgin, bir yolun var.. diğerleri gibi değilsin." dedim.

"Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle.."
İsrâ/53

Nefesini bıraktı. Bazen çok efendi bir çocuk olurken bazen etrafa özenen ergen tipine geri dönüyordu.

"Tamam ya tamam.."

Mutfağa gidip Âmineyle hanımların kahvesinide yaptık.

Fincanların kenarına küçük çikolataları yerleştirip elime aldım tepsiyi. Gülümseyerek yürüdüğümde Âmine önden gidip kapıyı açtı. Hülya teyze ve annem gülümsedi koyu muhabbetlerinden bize yönelip.

"Ay kız, maşaAllah maşaAllah.. Çok istemiştim küçüklükten Serra gelinim olsun diye. Âsafta hissetmiş gibi Serraya vermiş gönlünü.." dedi anneme kahve verirken. Son kelimeleri duymamla tepsi elimde bir kıpırdandı.

"Anne ne diyorsun, şimdi her yer kahve olacak.." dedi Âmine gülerek.

Gözlerimi devirdim ve onada kahvesini verdim.

Tepsiyi koyup bir iki yudum almıştım ki kahvemden, telefonum titredi.

Babam kişisi size bir video gönderdi.

Ömer'in elinde olan babamın telefonundan bir video gelmişti sanırım. Aklıma gelen düşünceyle gülümsedim.

Mesaja tıklamamla tahminim beni yanıltmamıştı.

Âsaf'ın kahve içtiği bir video atmıştı Ömer.

Âmine elindeki kahveyle dibime girdi. Ve üstüne tıkladığım videoyu izlemeye başladık.

Kahveyi uzun süre içmedi, sadece elinde tuttu. Biraz küçük bir yudum almasıyla gözlerini kapattı ve yüzünü ekşitti.

Az önce içtiğim tat damağıma hafiften yayılırken bende yüzümü buruşturmuştum.

Tekrardan gözlerimi ekrana çevirdim. Ona çok bakmamaya çalışıyordum.

He he.

Kahveyi aniden dikmesiyle gözlerimi açtım, kıyamam ben ama ya..

"Ay abim, şu pasaklı için değer miydi?"

"Sensin pasaklı." diye mırıldandım.

Kahveyi bitirdiği gibi sürahiye yöneldi. Sorun şu ki, bardak koymamıştık.

Yeşil GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin