4 ay Sonra
Zaman ilerledikçe ilerliyordu,daha dün gibi her şeyi hatırlarken kendimi 4 ay sonrasında bulmuştum.
Karnım kendini belli etmeye başlamıştı ayrıca bebeğin cinsiyetini bile öğrenmiştik. Cinsiyeti kızdı. Bizim için cinsiyeti önemli değildi yeter ki doğsun.
Bu süreç içersinde genellikle Jungkook'a eziyet etmiştim. Hamile olduğumu bahane ederek sürekli bir şeyler istiyordum.
Ayrıca Kore'ye dönmüştük gerçi 3,5 ay olmuştu döneli. Orada ki anılar hala tazeydi aklımda. Tabi özellikle Jungkook ile ilgili olanlar.
İstediğini yaptırabilme şansı harikaydı. İstiyordum yapıyorlardı. Kölem gibilerdi,arada acıyordum birde hallerine. Bir keresinde gecenin köründe canım mukbanglarda gördüğüm karpuzdan çekmişti ve sırf bir karpuz için 5 saat dükkan dükkan gezmişlerdi.
Çoğul eki ekliyordum çünkü bunlar Jimin ile Jungkook'tu. Jungkook'a takmıştım ve bebek doğana kadar onu rahat ettirmeyecektim inat değil mi işte?
Jimin'in annesi ise mutluydu. 5 ay sonra kendi çocuğu kurtulacaktı. Mutlu olması hakkıydı tabi,çok ağlamıştı. Harap etmişti kendini.
Ben ise Jimin'e günden güne daha da fazla aşık olmuştum. Onu sevgimden boğmaktan korkar olmuştum. Bir insan en fazla nasıl kalbe sığdırıldı bilmiyordum fakat her şeyim o olmuştu.
Sabah onunla güne başlıyor günü onunla bitiriyordum. Gerçi bunu onunla evlenmeden önce de yapıyordum fakat bu sefer arada aşk vardı,sevgi vardı,tutku vardı,biz vardık.
Daha önce hiç tatmadığım hisler tattırmıştı bana. İlk defa yediğim bir yemeği tatmak gibiydi. İlk başta tadı kötü geliyordu fakat alıştıkça bağımlı oluyordun,işin içinden çıkamıyordun. Daha fazlasını istiyordun hep.
Bende sanırım öyleydim.
Her bir ayrıntısı gözüme harika geliyordu.Aşk böyle bir şeydi işte olmam dersin alası olursun. Tinercisi olursun adeta.Kölesi olursun. Bu duygu ciddi anlamda güçlüydü. Size her duyguyu unutturabiliyordu. Kendi kalbim bana yetiyorken araya bir başka kalpte girmişti.
Ve ben bundan memmundum. O beni seviyordu bende onu. Ayriyetten birde bebeğimiz olacaktı bundan iyisi mi vardı? Hikayemiz garip olsa da biz hala aynı Jimin ile Seolhyun'duk. Hala eski salak yapışık ikiz gibiydik.
Sabahları onun öpücüğüyle güne başladım. Dediği gibi sözünü tutmuş istisnasız 1 gün bile geciktirmeden sabah kahvaltı hazırlıyor ardından beni uyandırıyordu. Bunu gören insanlar kılıbıklık başlığı altına toplayabilirdi fakat bu eşine yardım etmekti. Onu yüklerinden kurtarmaktı. Bu gibi düşüncelere sahip insanlardan nefret ediyordum, keşke biraz vicdan sahibi olsalarmış.
Yine Jimin'in sevgiyle hazırladığı kahvaltıya oturdum. Bazen kendini öyle kaptırıyordu ki dans ederek hazırlıyordu. Komik ve tatlıydı.
Çocuğumuz olacağı için daha fazla masraf edecektik,bu yüzden Jimin işe girmişti. Playstation'un başından kalkmayan adam bizim için işe girmişti. Gerçi pek öyle ala bir iş değildi fakat bize yetiyordu.
Burger King'te kasiyerdi.
Ben de çalışmak için ısrar etsem de beni dinlememiş illa çalışmıştı. Ki zaten arkadaşlarımız da bize yeteri kadar yardımcı oluyordu ve Jimin'in ailesi de para gönderiyordu.
Ve size en güzel ayrıntıyı söylemedim değil mi? Bize ait olan yeni bir eve taşınmıştık. İnsanın kulağına gerçek gibi gelmiyordu sanki birazdan rüyadan uyanacak gibiydim.
Ben bir eştim,anneydim...rüyamda görsem kabus olarak adlandırır bir daha bu kabusu görmemek için Tanrı'ya yalvabilirdim. Bunlar benlik değildi. Bir kere ben sokakta yakışıklı erkek görsem yavşayabilirdim fakat Jimin beni değiştirmişti. Sayısız kez onun gözü önünde millete yavşamıştım aynı şekilde o da,şimdi ise tanımadığı insanlara yürüyen bu iki veled evlenmiştiler. Olağanüstü değil mi?
Jimin'i işe gitmesi adına uğurladıktan sonra bizimkileri aradım. Evde oturmaktan canım sıkıldığı için onları kendi ayağıma davet ederdim. Sonuçta hamileydim değil mi? Bunun avantajlarını kullanmalıydım.
Gelmemek için iç çekselerde ısrarlarım sonucu şu an yolda geliyorlardı. 1 hafta boyunca her gün yanıma gelmekten bıkmışlardı fakat bende sıkılıyordum ne yapabilirdim yani.
Bebek odası daha hazırlamamıştık. Daha 5 ay vardı ve biraz da para gerekliydi bu durum için. Çocuğuma en iyi hayatı vermek istiyordum elimden geldiği kadar.
En iyi okula gitsin,en iyi kıyafetleri o giysin,hep en iyisini alsın. Bencillik ediyordum fakat sonuçta benim çocuğumdu.
Ani gelen sancıyla birlikte karnımı tutarak koltuğa oturdum. Bazen olabiliyordu bu gibi durumlar. Doktorum bahsetmişti, bebek hareket ettiği zamanlar ya da tekmelediği zamanlar.
Tekmesini hissetmek güzeldi fakat canım acıyordu.
"Yapma ama bebeğim canım acıyor."
Sesimi duyuyor muydu bilmiyordum fakat bunu der demez tekme atması gitmiş sancımda durmuştu. Aferin sana akıllı bebeğim.
Bir kaç dakika daha öylece yerimde durduktan sonra bir bardak su içtim. Hamileliğimden dolayı fazla yiyordum ve az hareket ediyordum. Kilo almak istemesem de içimde bir çocuk yetişiyordu aç kalmamalıydı hem doğumdan sonra verebilirdim gereksiz kilolarımı.
Dolaptan elma çıkardım ve suyun altına tutarak yıkadım,o sırada ise ayağımla buzdolabını kapatmıştım. Evet evet evde kala kala yeni özellikler edinmiştim.
Kendi halime kıkırdadım durumum hayli vasattı. Sonra ise elmamı yemeye başladım kızlarda 20 dakika sonra gelebilmişlerdi. Tabiki ek olarak gelirken abur cubur almaları için mesaj atmıştım. Küçük bir kaçamaktan sorun gelmezdi sanırım.
Hem zaten 9 ay boyunca abur cubur yememeye nasıl dayanacaktım? Diğerleri nasıl dayanıyor bilmiyorum ama abur cubur canavarı olan ben yiyordum işte.
Kızların gelmesiyle güzel bir film açarak cips yemeye başladık. Işte böyle geçiyordu hayatım genel olarak; Sıkıcılığıyla monoton,sancısıyla aksiyon.
Böyle yazınca insan kıskanıyor ama ciddi anlamda anamdan biliyorum o sancılar fazla acı veriyor. Düşünmek bile canımı acıttı aq zhwkdhwjd
Finale adım adım yaklaşıyoruz aslanlarım😕
Bu kitapta bitecek vay be
Hadi bir sonraki bölümde görüşürük <3
Sizleri seviyorum♡