Pisa Kulesi
Hadi herkes arkadaşlarını etiketlesin ya da tanıdık birilerini kitabımız daha fazla okunsun.
Hadi iyi okumalar~
"Jimin-ah daha kaç defa daha sana söyleyeceğim!"
Gerçekten ciddi anlamda birazdan delirecektim.Ondan tek istediğim güzel bir fotoğraf çekmesiydi fakat o her seferinde illa kusurlu çekiyordu.
Bulanık çıkıyordu resim, kamera açısını iyi ayarlayamıyordu,eli kameraya geliyordu,telefonu yamuk tutuyordu.
Kısacası berbattı ve ben berbat kocamdan benim resmimi çekmesini istiyordum.Ah...ondan isteyen de kabahatti.
"Tanrı aşkına bilerek mi yapıyorsun!"
Elini saçlarının arasından gezdirdi ve tatlı bir sinirle bana doğru baktı.
"Seol-ah çekemiyorum işte,anlasana."
Oflayarak güzelim pisa kulesine baktım. Buraya kadar gelip fotoğraf çekilmeden gitmek istemiyordum.
Bakışlarımı etrafta gezdirerek beni çekebilecek birini aradım.Aksi halde sinirden patlayacaktım.
"Beyefendi bakabilir misiniz?"
Korece söylememe rağmen bakmıştı, sanırım Kore'liydi.
"Buyrun" dedi karşılık olarak.
"Acaba fotoğrafımı çekebilir misiniz?"
"Oh tabiki."
Kocaman gülümsemesi ile telefonumu ona verdim resmimi çekmesi için
Yırtık siyah pantolonu ve siyah gömleği oldukça göz kamaştırıcıydı. Jimin'e dil çıkararak poz vermeye başladım.
Kıskansın o da anca.
Bir kaç dakika içinde verdiğim bin beş yüz poz sonrasında adama kısaca teşekkür ettim. Delirmeden şu işi de bitirmiştim sonunda.
"Ben ondan daha iyi çektim Seol emin ol."
Yandan bir bakış atarak resimlere bakmaya devam ettim.
"Tamam,biraz kötü çekmiş olabilirim ama benimki daha iyiydi."
Yine aynı bakışlarımı gönderdim ona, anlamlarını bilmesi benim için iyiydi.
"Peki peki kabul ediyorum berbattı."
Kahkahalar atarak omzuna vurdum.
"Alışacaksın, fotoğraf çekmeye alıştıracağım.Gerçi 10 yıldır alıştıramadım ama olsun"
"Resmen 10 yıldır bana fotoğrafçılık yaptırdın!"
"Aman be sanki çok güzel çekiyorsun!"
"O adamdan daha iyi çektiğim kesin."
Dudaklarım istemsizce kıvrıldı.O beni mi kıskanıyordu?
"Sen beni mi kıskanıyorsun Jimin-ah?"
"Hah!Ben mi seni kıskanacağım?"
"Evet,en azından yalan atmayı bilsen gayette kıskanıyorsun."
"Hiçte bile."
"Bende inandım ha ha ve ha, kıskanıyorsun işte kabul et. Cazibeme dayanamadın."
"Ben senden hoşlanmam Seol,12 yıldır seni tanıyorum."
"İyi çünkü bende senden hoşlanmam 12 yıldır kalbim başkasına atıyor."
Siktir! İşte bunu dememeliydim
Durumu kurtaracağım diye daha da berbat hale getirmiştim. Ayrıca kesin sevdiğim biri var diye onunla evlendiğim için pişman olacaktı. Hay edeyim böyle işe!
"Öyle mi? Bil diye söylüyorum benim de bir sevgilim var."
Oha! O ciddi miydi? Madem sevgilisi vardı neden benimle evlenmişti?
"Madem sevgilin var,neden benimle evlendin?"
Tek kaşını kaldırdı ve gıcık kapacağım bir gülüş attı."Seni benden başkası almaz diye."
"Ne!"
"Duydun işte."
"Ben seni var ya öldürürüm!"
Hızla telefonumu kapattım ve resimlere doğru düzgün bakamadan onu dövmek için arkasından koşmaya başladım.Beni delirtiyordu!
Zaten neden her gittiğimiz yerde koşuyorduk ki? O şimdi görür.
Kendimi birden yere atarak sahte acı çığlıkları attım.
"JIMIN-AH!"
Önce arkasında doğru yani bana döndü ve endişeyle baktı ardından ise hiç beklemeden yanıma koştu.
"Karnım!" Dedim onu daha da endişelendirmek için.
"Siktir!Hamile olma adayını koşturmamalıydım."
Tek bir saniye bile beklemeden hızla kucağına aldı. Demek ki gerçekten başıma bir olay gelse onun sayesinde kurtulurdum.
"Burada nerede hastane var biliyor musun,salak?! Otele doğru gidelim."
"Öncelikle salak sensin ve navigasyon denen bir şey var."
Ciddi ciddi beni hastaneye götürecekti, hala anlamadı demek rol yaptığımı. Ne kadar gerçekçi yaptıysam artık.
Önce kafasına sonra da ensesine vurdum bir tane.
"Rol yaptım mochi-chan,şimdi otele gidelim."
Önce bi şok geçirdi,dediklerimi anlamak için durdu ve gözlerini açarak bana baktı.
"Yah bir daha bu konularda şaka yapma."
Saçını okşadım.
"Tamam bebeğim."
"O zaman artık otele geri dönelim ha ne dersin?"
"Olur derim."
Beni hafifçe yere bırakarak ellerimi ellerinin içine sardı,sıkıca.
"Çocuk gibisin Seol,bir bebek gibi senin elini tutmak zorundayım resmen.Birazdan da gördüğün oyuncak için ağla da tam olsun."
"Sen şuna elini tutmak için bahane arıyorum desene."
"Elini tutmak istesem hiç düşünmeden tutarım buna bahane aramam."
"Eminim öyledir."
Gözlerimin içine baktı.
"Ben istediğimi yaparım ve biliyor musun? Seni şu an burada öpeceğim."
Ellerini ellerime kitledi ve beni kendine çekti.Vücutlarımız birbirine değiyordu,neden rahatsız hissetmiyordum ki?
Sanırım birbirimizi çıplak gördüğümüz için pek rahatsız olmuyordum.
Elleri belimi buldu,ardından ise dudaklarını kulağıma doğru yaklaştıracak fısıldadı.
"Bu da sana ders olsun küçük hanım, bir daha benimle uğraşmazsın."
"Hayır aksine seninle daha fazla uğraşacağım."