İki

2.8K 178 40
                                    

Seolhyun'un Ağzından

Ağzım 5 karış açılırken ben hala Jimin'e bakıyordum. Ne demişti o bana 3 salise önce?

"Konuşmamız gerek Jimin,ne olduğunu çabucak açıkla."

Kolumdan tutarak sürüklemeye başladı. İzin verdim beni sürüklemesine,bir açıklamaya ihtiyacım vardı.

12 yıllık arkadaştık biz, eğer öyle bir ihtiyacı varsa genelevler boşuna durmuyordu ya da barlar.

Sigara içilen teras katına gelirken burnumu tuttum. Sigara içen çoktu ve ben kokusuna dahi dayanamazdım. Buruşmuş yüzümle Jimin'e  baktım. Açıklamasını çabuk yapsa iyidir.

"Bay Woo ile konuştum ve bana Min Oh'un hastalığına bir çare bulduğunu söyledi."

Tamam,bu güzel bir haberdi ama konumuzla ne alakası vardı ki?

"Kemikte olan bir sıvı varmış. Bu sıvı genellikle bebeklerden alınıyormuş. Alınan sıvı başka bir bedenin içinde genleşerek büyüyormuş."

"Jimin sonuca gelir misin?"

"Pekala,o sıvı artık her neyse benimki uyuyor ve benim tüm gelişimlerim tamamlandı."

"Bunun konumuzla ne alakası var peki?"

"Bunu senden istediğim için gerçekten pişmanım ama başka birinden de istemeyeceğimi biliyorum. Benim baba olmam lazım yani doğacak çocuğumun kemiğindeki sıvı kardeşime verilecek."

"Bak Jimin gerçekten sana yardım etmek isterdim. Ama elimden bir şey gelmez ki biz 12 yıllık arkadaşız. Sence bizden böyle bir şey olur mu? Ben sana iyi bir eş olabilir miyim? Hem sen beni hiç sevgili gözüyle bana baktın mı?"

Başını hayır anlamında sallarken sözüme devam ettim. Başka birini bulmalıydı belkide ben ona bulabilirdim.

"Bende sana o gözle bakmadım Jimin, o halde sana birini bulurum olur mu?"

"Ona güvenemem. Hem sen beni çok iyi tanıyorsun. Kendimi bildim bileli seninle yaşıyorum."

Bir de onunla yaşamam vardı. Annesi annemin arkadaşıydı ve ben bu yaşıma kadar onunla kalmıştım. 12 yaşımdan sonra bana bakacak kimse kalmamıştı ve Myeol teyze beni kendi çocuğundan ayırmamış gözü gibi bakmıştı.

"Kabul edemem Jimin,çok üzgünüm"

"Seolhyun" dedi ellerimi tutarak,bana yalvararak bakıyordu resmen.

"O daha çok küçük,lütfen ölmesine izin verme,lütfen."

"Tamam" dedim,tabikide kabul etmeyecektim. Ona başka birini bulacaktım, o zamana kadar da en azından bir nebzede olsa endişesi bir tık daha az olurdu.

Gözyaşları içinde güldü. İçim burkuldu işte o an.

Neden? Dedim kendi kendime.

Neden bu bizim başımıza gelmişti ki?

Sevgili yapacağı her an pislik olsun diye engellerdim şu an o kadar çok pişmandım ki

Keşke zamanı geriye alabilseydim. Eskiye gider ve eski ben'e güzel bir tokat atar,olayları anlatırdım. Böylelikle onların bir çocuğu olabilirdi.

Hem biz aile olabilir miydik? Güzel bir anne,baba? Ya da en önemlisi güzel bir eş?

Hiç sanmıyordum.

Onu tanıyordum,her şeyine kadar biliyordum eminim ki benden rahatsız olacaktı.

Hatta belki de aramıza mesafe girecekti.

Ya da bana minnet olduğu için daha farklı bakacaktı.

Ama asla sevgili olamazdık.

Gözleri kısılıncaya kadar gülümsedi. Kardeşinin kurtulma ihtimaline bile böyle seviniyorsa gerçek olsa kim bilir ne kadar sevinirdi?

"Yarın gece benimle olabilir misin Seolhyun?"

Kendinden dahi utanarak kurduğu cümleye karşı yanağını öptüm. Üzerinde ki gerginliği yatıştırmak istiyordum.

"Önce biraz kendimize zaman tanıyalım mochi, yani biz hep en iyi dosttuk birden bire böyle olmak benim açımdan biraz kötü,ki senin de öyle hissedeceğini adım kadar biliyorum."

Kollarını açtığı an kollarına girdim. Sıcacık ve huzur veren bir kollara sahipti. Belkide sihirliydi, bu konu hakkında gerçekten çok düşünmüştüm. Jimin'e dahi anlatmıştım ama o gülüp geçmişti, sihirliydi bence, mayıştırıcı etkisi vardı.

Bence savaşlarda silah yerine Jimin'i kullanmalılardı, onlara sarıldığı an herkes uyur kalırdı.

"Beni çok iyi tanımana bayılıyorum Seol."

Sarılarak, kulağıma fısıldadığı kelimelerle boynumla çenemin arasına sulu bir öpücük kondurdu. Bizi böyle sarmaş dolaş gören insanlar genellikle bizi sevgili sanırdı ama işin aslı o değildi. Bana göre normal bile geliyordu. Hatta alışmıştım bile.

Güne onunla başlıyor onunla bitiriyordum. Her gün onunlaydım, o olmadığı zaman kendimi kötü hissederdim. Bende bağımlılık yapmıştı kendisi ama asla ondan hoşlanmıyordum. Nebileyim gördüğümde içim pırpır etmiyordu, heyecanlanmıyordum ya da onu görmek için sabırsızlanmıyordum.

Yarına kadar kesinlikle Jimin'e birini bulacaktım. Belki de en yakın arkadaşım Hwa bu iş için en iyi biri olabilirdi. Şansımı onda denemeliydim.

El ele tutuşarak terastan ayrıldık. Elleri küçüktü ve bebeksiydi, içimde ısırma isteği doğuruyordu.

Tekrar yoğun bakım koridoruna geçerken gözüm Myeol teyze de takılı kaldı. Min Oh'un odasında ellerini tutarak ağlıyordu. İçim cız etti. Kocaman bir hastalık bizi bu hale getirmişti işte.

Hepimiz perişandık

O daha çocuktu,melekti, hayatı daha tam tadamamış küçücük bir çocuktu.

Sandalyelere otururken kafamı Jimin'in omzuna koydum. Şu an kafam çok doluydu, Hwa acaba böyle bir şeyi kabul eder miydi?

Anne olabilir miydi?

Doğum sancılarına ve doğum anına dayanabilir miydi?

Tanrı'm sana şu an tüm içtenliğimle yalvarıyorum,lütfen Hwa ile Jimin sevgili olsunlar. Lütfen Tanrım

Ben düşüncelerimle kendimle iç savaşındayken kolumda bir ağırlık hissettim. Myeol teyze önümde diz çökmüş kolumu tutuyordu ağlayarak.

Ne oluyordu?

"Sana acizlik içerisinde yalvarıyorum Seolhyun, lütfen Jimin ile olun."

Gözyaşları içinde kurduğu cümlelerle bende ağlamaya başladım. Rezil oluşunu ya da utanmayı düşünmüyordu. Şu an sadece oğlunu düşünüyordu. Oğlu ölecekti.

"Sana yemin olsun Seolhyun sana çok iyi bakarız. Lütfen o çocuğu doğur. Sana yalvarıyorum."

Jimin,annesini ayağa kaldırırken teyzem sadece hala gözlerimin içine bakıyordu. Kendinden küçük birine yalvarıyordu şu an, aciz olduğunu kabul ederek hemde.

"Kabul etti anne, o çocuk doğacak."

İşte o an Myeol teyze bana öyle bir baktı ki kocaman sarıldı bana, ben başka birini bulmayı düşünürken bir anda böyle olması beni dumura uğratmıştı.

"Sana minmettarım Seolhyun."

Gözümden düşen her bir yaş için kendime lanet ettim. Bana 12 yıldır bakan kadın bana yalvarmıştı, nasıl kabul etmezdim?

Hiç kimse beni kabul etmemişken o bana yuva olmuştu. Kararımın değiştiğini iliklerime kadar hissettim.

Doğuracaktım, ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun Min Oh'u kurtaracaktım.

BÖLÜM SONU...

Ay hadi şaabcak bunlar jduwksjsjs

Heyecanlandım 🙄🙄

Neyse bir sonraki bölümde görüşürük,öptüm ♡

Make Love With Me✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin