BÖLÜM 10/ MİZGİN HANIM

13.1K 468 39
                                    

Biraz geç olsa da açıklama yapma gereği duyuyorum. Konuşmaların hepsini İstanbul ağzı ile yazıyorum lakin hikâyedeki Avjin ve Miran dışındakilerin doğu ağzı ile konuştuğunu varsaymanızı isterim. Ben o topraklarda yaşamadığım için tam olarak aktaramıyorum yazıya. O zaman neden o topraklardan hikâye yazıyorsun, diye soracak olursa da cevabım şu; hikâyenin girişinde de söylediğim gibi çok heves ettiğim için yazılan bir hikâye bu.

Keyifli okumalar...

9.Bölümden Hatırlatma

Avjin, aldığı poşetin içine bir göz atarak kutuyu çıkardı. Gördüğü telefon ile bir hayli pahalı olduğunu anladı. Sakince kutuyu açarak telefonu çıkardı. Sonra hattı taktı. Avjin hattı takınca Miran hemen telefonu alarak kendi numarasını kaydetti.

Bir süre sonra oyalanmadan akşam yemeği için aşağıya indiler. Miran akşam 22.00'da binecekti uçağa. O yüzden acele etmeden yemeğini yedi.

Akşam yemeğinden sonra sıra çay faslına geçmişti. Çayın yanında gelen tatlıyı yiyen herkes çok lezzetli olduğunu fark etti. Bunu fark edenlerin arasında Miran da vardı.

Dilşah Hanım dayanamamış sormuştu.
"Gül, tatlı her zamankinden daha güzel olmuş. Farklı bir şey mi kattınız içine?" dediğinde Gül Hanım gülümseyerek cevap verdi.

"Tatlıyı Avjin gelinağam yaptı. Ona sormak lazım hanımım."

Dilşah Hanım gururla baktı gelinine. Onu gördüğü ilk günden beri kızı gibi seviyordu onu. "Eline sağlık kızım." dedi Dilşah Hanım.

"Afiyet olsun." dedi kısık sesiyle.

Miran ona dönüp baktığında yine kızardığını gördü. Bu tatlı utangaçlıklar onu daha da güzel yapıyordu sanki. Aklında dolanan düşüncelerle silkelendi Miran. Kaptırmamalıydı kendisini ve bir an önce gideceğini söylemeliydi. Kendini toparladığında söylediği cümle bomba gibi ortaya düşmüştü.

"Ben bu gece İstanbul'a dönüyorum."

10.BÖLÜM

"Mizgin Hanım"

Miran'ın dediği ile herkes gözünü ona dikmişti.

"Ne demek gidiyorum?" dedi babası biraz öfkeli sesiyle.

"Baba benim yarın çok önemli bir toplantım var. Projenin üzerine çok çalıştım. Erteleyemem ya da iptal edemem. Bu çok önemli. O yüzden saat onda uçağım var." dediğinde Dilşah Hanım söze girdi.

"Avjin ne olacak oğul? Onu da götür yanında." dediğinde Miran annesine dönerek cevapladı.

"Avjin burada kalacak. En kısa zamanda gelir alırım onu. Şimdilik tek gideyim." dediğinde Dilşah Hanım'ın içine sıkıntı düştü. En kısa zamanda dese bile kızdığından gidiyordu ve uzun süre de gelmeyecekti. O zaman gelecek dedikoduları hisseder gibi oldu. Avjin'e laf gelecekti. Kızı gibi seviyordu. O da bir anaydı, kim kızına laf gelsin isterdi? Yine de bu lafın üzerine laf söyleyemedi. Yoksa Miran hiddetlenirdi. Kocasının yüzüne baktığında onun da bir şey demeyeceğini anladı.

Avjin, bir an boşluğa düşer gibi oldu. Bu evde nedense kendisini yakın gördüğü, her zaman koruyup kollar dediği adam gidecekti. Yakın görmesi onu kocası olarak gördüğündendir ama Miran'ın onu karısı olarak görmediği, hiçe saydığı yüzüne bir kere daha tokat gibi çarptı. Kırılmıştı. En azından poşeti verirken demeliydi ona. Gideceğini söylemeliydi ona. Gerçi neden söylesindi? Karısı mıydı? Arkadaşı mıydı? Hiçbir şeyiydi. Neden söylesindi?

DİLHÛN (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin