DİLHÛN (Berdel)

BÖLÜM 5/ İSTEME

Keyifli okumalar...

Canım okurlarım, yeni yılınızda dilediğiniz ne varsa gerçek olması dileğiyle hepinize sevdiklerinizle mutlu, sağlıklı, huzurlu, bol başarılı bir yıl diliyorum. Mutlu yıllar...❤❤🤗

4.Bölümden Hatırlatma

"Biz dün akşam konuştuk berdel işini. Nasıl edelim diye. Kendi aramızda karar aldık ve size de uygun mu diye konuşmaya geldik. 1 hafta içinde yüzükleri takıp düğünü yapalım diyoruz. Hem hazırlıklar da ancak yetişir." dedi Dilşah Hanım sakin, yumuşak sesiyle.

"Siz nasıl uygun görürseniz Hanımağam." dedi Gulazer Hanım. Dilşah Hanım tebessüm ettikten sonra devam etti.

"Madem öyle yarın akşam yüzük takalım. Ertesi gün çeyiz alışverişi olacak. Ondan sonraki gün de gelinlik ve bindallı alışverişi. İki alışverişi bir günde yetiştiremeyiz. İki güne yaydık. Sonraki gün kına hazırlığı olur. Gelinimizin eşyaları konağa yerleştirilir. Sonra kına ve düğün." cümlesini bitirdiğinde gelinine baktı Dilşah Hanım. Fakat Avjin'in gözleri yerdeydi. Aklı onu ilk gittiği zamana gitti. Temizlik için gelmişti ve güzelliği karşısında nutku tutulmuştu. Ağa kızı olsaydı oğluma alırdım, diye geçirmişti içinden fakat büyük konuşmuştu. Lakin Avjin'e karşı öfke yoktu içinde. Ona kaynana değil anne olacaktı. Ne suçu vardı ki ona yüklensin? Gelinini şimdiden sevmişti Dilşah Hanım.

5.BÖLÜM

"İsteme"

Avjin günlük işlerini tamamlamış avluda oturuyordu. Normalde akşama yemek yapması gerekirdi fakat akşam konakta yemek yenilecekti. Bu yüzden avluda derin düşünceler içerisinde oturuyordu. Yaşadığı hayatı.

Avjin hayatı boyunca hiç aşık olmanın hayalini kurmamıştı. O ihtimali kendisini bulacağını düşünmemişti. Bir tek üniversite okuyabilmenin hayalini kurmuştu. O da bu hayat şartlarında mümkün değildi. Artık evlenecekti ve evleneceği adam da istemeyecek, izin vermeyecekti. Hoş böyle bir şeyi evleneceği adamdan da isteyemezdi. Hoş karşılanmazdı bu şehirde. Gidenler vardı elbet. Ama kendi ailesi gibi aileye sahip kızların da okuması zordu. İşte bu yüzden hayal kırıklığına uğramamak için hayal kurmazdı. Aynı sebepten aşkı da hiç düşünmemişti. Oysaki her genç kızın hayaliydi aşık olmak. Aşık olunca o duyguları tatmayı. Avjin sevse babası razı gelecek miydi buna? Hiç sanmıyordu. Öyle ketum adamdı ki babası, Avjin'i zerre sevmiyordu. Sanki Avjin'in mutlu olmamasına yemin etmiş gibiydi. Bu yüzden Avjin güzel şeylerin hayalini kurmamıştı.

Az sonra annesinin gelmesiyle derin düşüncelerinden sıyrılmıştı Avjin.

"Yavrum konaktan haber geldi." dedi Gulazer Hanım.

"Ne haberi anne?" dedi Avjin merak ve endişe içeren sesi ile.

"Miran, evleneceğin adamla hastaneye gidecekmişsiniz. Oradan da nikah dairesine gidip nikah tarihi alacakmışsınız. Bir de yüzük bakacakmışsınız." dedi hüzün içeren sesi ile.

Avjin sessizce kafasıyla onaylayıp hazırlanmak için odasına geçti.

'Demek adı Miran.' diye geçirdi içinden Avjin.

***

Miran, sabah gözlerini açtığında ilk saate baktı. Kahvaltı saatini kaçırmadığını hatta fazla vakit olduğunu görünce yataktan kalkarak duş almak için odanın içindeki banyoya ilerledi. Kısa bir duşun ardından giyinme odasına giderek siyah tişört ve gri kot pantolonunu giydi üzerine. Siyah spor ayakkabılarını giyip siyah saatini taktı koluna. Parfümünden de biraz sıkıp aşağı inmek üzere çıktı odasından.