BÖLÜM 7/ KINA

12.6K 454 35
                                    

Keyifli okumalar...

6.Bölümden Hatırlatma

Miran tam çok uzaklaşmadan gözü yan tarafa kaydı ve yerde parlayan künyedikkatini çekti. Eline aldığında son derece zarif olduğunu fark etti. Tabii ki Avjin'in olduğunu anlamıştı. Biraz daha incelerken künyenin kalın yerinin içinde "Avjin'im" yazdığını gördü. Kaşlarını çatarak baktı uzun süre elindeki künyeye. Sevdiği birisi mi vardı? Künyeyi sevdiği mi almıştı ona? Olabildiğince daha çok çattı kaşlarını. Evleneceğini bile bile ne diye takıyordu ki yavuklusunun ona aldığı künyeyi? Bu künyeyi daha rüyasında görür, diye geçirdi içinden.

Miran sinirle uzaklaştı oradan. Konağa geldiğinde hala sinirliydi. Hakkı var mıydı? Bilmiyordu ama sinirliydi işte. "Sadece üç gün." dedi kendi kendine. Pazartesi günü gidecekti zaten.

Avjin ve Berfe'nin gezmediği mağaza kalmamıştı. Avjin'e göre herhangi bir gelinlik de olurdu zaten ama Berfe beğenmiyordu. Artık son girdikleri mağazada Berfe bir tane beğenince hatta fazla beğenince Avjin de o mağazada bir tane beğenmeye başladı. Kayınvalidesinin ve annesinin gösterdiklerine inat gidip sade ama şık bir gelinlik istedi. Annesi ve kayınvalidesi çok sade dese de Avjin ikna edip girdi kabine. Yorulmuştu artık gelinlik denemekten ve içinden yalvarıyordu Allah'a bu son olsun diye. Üzerine gelinliği giydikten sonra çıktı kabinden. Kayınvalidesi hayran hayran bakarken annesi dolu dolu gözlerle bakıyordu. Son olarak kendisi de baktı boydan aynadaki yansımasına.

"Ben beğendim bunu. Lütfen bu olsun." dedi Avjin kayınvalidesine bakarak.

"Sen nasıl istersen güzel gelinim." dedi Dilşah Hanım.

Avjin, üzerini değiştirip çıktıktığında Havin daha sırada bindallı olduğunu söyledi. Hemen o mağazadan da bindallıları seçerek parası ödendi ve konağa gönderilmesini söylediler. Nihayetinde alışveriş bitince herkes evine döndü. Zira yarın kına günüydü.

7.BÖLÜM

"Kına"

Avjin, bugün kınasının olmasından dolayı stresten uyuyamamıştı. İçinde adını koyamadığı duygular vardı. Hayal kırıklığı mıydı? Hayalini kurmamıştı ki hayal kırıklığı olsun. Üzgün müydü? Evet. En çok da annesinden ayrılacağı için. Tüm her şeyin üzerinden annesi nasıl gelecekti? Ya babası içip içip yine döverse? Kim koruyacaktı annesini? Tüm işler ona kalacaktı. Çok yorulurdu annesi. Kim yardım edecekti ona? Tek annesini düşünüyordu. Annesi canıydı, nefesiydi. Artık evlenecekti ve o eve girdiği gün her gün buraya gelemezdi.

Yarını düşündükçe kalbine bir ağırlık çöküyordu. Her nefes alışında daha çok hissediyordu o ağırlığı. Tüm bunlar abisi için değil miydi? O mutlu olsun diye değil miydi? Neden şimdi böyle hissediyordu? Bugün abisinin mutlu olmasıyla mutlu olmalıydı.

"Onun için..." diye defalarca tekrarladı Avjin. Sonra gözleri bileğine gitti. Gözleri dolmuştu bu sefer. Kaç gündür akıtmadığı gözyaşlarını gözü bileğine gittiğine akıtıyordu. Abisinin onun için yaptırdığı künyeyi nasıl olmuştu da kaybetmişti. Dün akşam banyo yapmadan önce fark etmişti. Evi altını üstüne getirmiş yine de bulamamıştı. Gözyaşlarını silerek düşünmemeye çalıştı.

Gözleri bu sefer dolabın önündeki iki valize kaydı. Bugün konağa, onun odasına eşyalarını yerleştirecekti. İç çekerek yatağından kalkıp, banyoda elini yüzünü yıkadıktan sonra odasında hazırlanmaya başladı.

Gulazer Hanım da mutfakta evin erkeklerine kahvaltısını hazırlamış sofrayı kurmuştu. Kalktıklarında da çayı ısıtıp içerler diye düşündü. Avjin hazır olduğunu annesine söyledikten avluya çıktılar. Bir valiz Avjin'in diğer valiz de annesinin elindeydi.

DİLHÛN (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin