BÖLÜM 1/ AVJİN

22.9K 609 71
                                    

Keyifli okumalar...

1.BÖLÜM

"Avjin"

Sabah ezanı ile gözlerini açmıştı genç kız. Kendini bildi bileli bu hep böyleydi. O yüzden alarma ihtiyacı yoktu. Ezan sesini duyduğu an kalkardı yataktan.

Genç kız odasından çıktıktan sonra banyoya ilerledi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra odaya geri döndü. Yatağını topladı. Aslında topladığı yatağı değildi. Çekyatta yatardı hep. Hiçbir zaman kendine ait odası olmamıştı.

İşi bitince kimse kalkmadan pencereden dışarıyı seyretmeye başlamıştı. Her sabah yapardı bunu. Büyük bir iç çekti. Doğduğundan beri kader onun yüzüne hiç gülmemişti. Hep zorluklarla mücadele etmişti.

Babası Hejar ADAR. Tarlalarda çalışan işçiydi, bu topraklarda yaşayan birçok adam gibi. Babası hayatında en nefret ettiği adamdı. Bazen ona da hak veriyor gibi oluyordu ama hemen bundan vazgeçiyordu. Babası kazandığı paranın çok az bir kısmını annesine verir ve onunla evi geçindirmesini isterdi. Bu yüzden annesi evlere, konaklara temizliğe gider, çoğunda da o da annesine yardım ederdi. Babasının bir de alkolü vardı. İçer gelirdi eve bazı geceler. O zamanlar bu genç kız için kabus olurdu. Babası ona acımadan döverdi genç kızı. O da korkudan ses çıkaramazdı babasına. Ağabeyi vardı iki tane. Birisi Azad, diğeri Berken'di. Berken ağabeyinin de babasından farkı yoktu. O da tarlalarda çalışır, kazandığı parayı orada burada yer üstüne bir de içer gelirdi. O da babası gibi bu genç kızı döverdi. Genç kızın suçu ne mi? Hiçbir şey. Hiçbir şeydi. O hep kendisine ne denilirse onu yapardı. Azad ağabeyi ise babasına inat okumuş adamdı. Babası ne kadar bağırsa çağırsa da o kaçmış İstanbul'da üniversite okumuştu. Hem çalışmış hem okumuştu. Bir annesini bir de ağabeyini severdi bu hayatta. Başka da kimsesi yoktu zaten. Annesi Gulazer Hanım'dı. Çok genç yaşta, on yedi yaşında, evlenmiş, on sekizinde çocuk sahibi olmuştu.

Bu topraklarda böyleydi. Çok acımasızdı bu topraklar. Kızların, kadınların hiçbir önemi yoktu. Sadece köle olurlardı. Evlenirler, çocuk doğururlar, eve bakarlar, kocalarına bakarlar. Hepsi bu. Hayatları bundan ibaretti buradaki kadınların. Hep böyle gelmişti, böyle gidecekti.

Genç kız, Avjin ADAR. İsmini ona annesi koymuştu. Buradaki insanların ten rengine göre farklıydı biraz. Annesi gibi. Beyaz tenli ama buna inat kaşı, gözü, saçı simsiyahtı. Çok güzel bir kızdı. Bu yüzden hep yüzünü kapatarak giderdi evlere. Annesi böyle öğretmişti. Kızının güzelliğinden başına bir iş gelsin istemiyordu. Avjin, on dokuz yaşındaydı. Şu ana kadar evlenmiş olması gerekiyordu. Babası birçok kez evlendirmek istemiş Azad ağabeyi engel olmuştu. Çünkü babasının ona layık gördüğü adamlar babası yaşında adamlardı ve onu kuma olarak alacaklardı.

Avjin, çalınan kapı ile derin düşüncelerinden sıyrılarak kapıya gitti. Açtığında annesini gördü. Bu demek oluyordu ki işler başlıyordu. Annesini takip etti. Annesi mutfağa girerken o avluya gitti. Evleri müstakil bir evdi. Bahçesi büyüktü. Avlu diyorlardı zaten. Çok pis olmasa da yine süpürdü avluyu. İşi bitince mutfağa geçti. Hazır olan kahvaltılıkları oturma odasındaki yer sofrasına taşıdı. Hazır olunca annesi babasını, kendisi de ağabeyini uyandırmaya gitti.

Ağabeyinin odasına gelen Arjin, kapıyı birkaç kez tıklattı. İçeriden gelen ses ile kahvaltının hazır olduğunu söyledikten sonra mutfağa gitti. Çaydanlığı alarak oturma odasına geçti. O sırada Berken ağabeyi ve babası da gelmişti sofraya. Azad ağabeyi yoktu. O üniversite okumak için gittikten sonra eve dönmemiş ilçede ev tutmuştu. Oralarda çalışarak kendi adına küçük bir dükkan açmış işletiyordu.

DİLHÛN (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin