BÖLÜM 16/ DAVETSİZ MİSAFİR

12.6K 412 65
                                    

Keyifli okumalar...

15.Bölümden Alıntı

"Benim sana hediyem. Doğum günün  kutlu olsun. Çok büyük bir şey değil ama umarım beğenirsin."

Miran şaşkınca Avjin'e baksa da hemen elindeki hediye kutusunu açtı. İçinden çıkan tesbih ile mutluluğu iki katına çıktı. Eline alıp birkaç saniye inceledi. Bir tesbih koleksiyonu vardı ve bu tesbih en güzel tesbihlerinden birisi olabilirdi. Sevinçle Avjin'e sarıldı.

Avjin bedenini saran kollarla neye uğradığını şaşırdı. Bu nedenle bir tepki veremezken Miran ayrıldı ondan. Ne yaptığını sonradan fark eden Miran mahcup olmuştu.

"Tesbihin özelliği duygularını hissedebilmesi. Mutlu olduğunda kehribar rengine üzgün olduğunda yeşile dönüyor." dediğinde ikisininde gözleri tesbihe kayınca renginin çoktan kehribara döndüğünü gördüler.

"Ben çok teşekkür ederim. Çok mutlu oldum. Tesbih koleksiyonum var. İlgimi çeken her türlü tesbihi koleksiyonuma eklerim. Daha önce böyle bir tesbihim olmadı." dedi Miran mutlu ama sakin çıkan sesiyle.

"Mutlu olduysan ne mutlu bana. Güle güle kullan." dedi Avjin yüzündeki tebbessüm ile.

Tesbihi kutunun içine bırakarak sona kalan hediyeyi aldı eline Miran.  Fakat o sırada Avjin bunu görmek istemedi.

"Saat geç oldu ben şuraları toplayayım artık. Sonra da yatarım. Tekrardan doğum günün kutlu olsun. İyi geceler." diyerek masayı toplamaya başladı.

Miran eline aldığı bukete bakarak yaprakların arasındaki nota baktı. Eline alarak zarfında çıkartıp yazanları okudu. Bir an için modu düştü Miran'ın. Son 4-5 aydır görüşmüyordu Duygu ile. Ona hediyesi için teşekkür etmek adına arayıp yazmayacaktı.

16.BÖLÜM

"Davetsiz Misafir"

Avjin, dün Miran'a bir parça kırılmış olsa da dünkü özüründen sonra ve hediyesine vermiş olduğu heyacanlı tepkiden sonra unutmuştu bile neye kırıldığını. Artık bir şeyin farkındaydı Avjin. Miran'ı affediyordu artık kendi içinde. Artık eskisi gibi aklına gelmiyordu yaşadığı kırgınlık ve acı. Geçmişte yaşanan bu olaya karşı hiçbir şey hissetmiyordu. O zaman affetmiş sayılıyordu değil mi?

Saate baktığında biraz fazla uyuduğunu gördü. Miran çoktan işe gitmiş olmalıydı. Son zamanlarda çok çalıştığını, bu nedenle evden hep erken saatlerde çıktığını biliyordu Avjin. Miran'ın çalışıp çabalayıp hayalindeki mesleği yapıyor olması Avjin'i hayran bırakıyordu bazen. Avjin de hayalindeki bölümü okumak çok isterdi.

Aklına gelen üniversite konusuyla biraz üzülse de hemen kendisini toparlayarak rutin işlerini halletmeye koyuldu. Bu konuyu açabilirdi Miran'a fakat yapamazdı. Kendisini daha da yük edemezdi ona. Bu konuyu kendi içinde kapatıp evde günlük işleri halletmeye koyuldu.

Market dışında bu evden çıkmamıştı, gezmek adına fakat evde artık sıkılmaya başladığını hissediyordu. Bu güzel şehri gezmek, görmek istiyordu. Miran'ın gezeriz dediğini hatırlıyordu. Unutmuştu ya da işten fırsat bulamıyordu.

Koltukta oturmuş, masanın üzerindeki yarım bıraktığı kitabını okumaya başlamıştı. Bazen kitap okumaktan bile sıkıldığını hissediyordu. Gezmek istese bile tek başına bunu yapamayacağını biliyordu. Nereye, nasıl gidilir bilmediğinden korkuyordu açıkçası.

Kitap okumaya öylesine dalmıştı ki değil dakikaların saatlerin nasıl geçtiğini anlamamıştı. Saate baktığında Miran'ın gelmesine az bir zaman kaldığını görünce her zaman olduğu gibi hemen masayı hazırladı. Çalan kapıyla Miran'ın geldiğini düşünerek nedensizce yüzünde oluşan tebessüm ile kapıyı açtı fakat gördüğü kişi ile tebessümü yüzünden silindi.

DİLHÛN (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin