Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Beğenmezseniz de bir geçiş bölümü olduğunu bilin.
Uyandığımda her taraf aydınlanmıştı. İçeriyi dinledim. Hiç ses yoktu. Yani ya annem uyuyordu ya da eve hiç gelmemişti. Yatakta doğruldum ve akşam olanları düşündüm. Madalin nöbete başladıktan sonra uyurken yine izlendiğimi hissetmiştim ama bu sefere odamda değildi. Bir ara o izlenme hissi rahatsız edici bir düzeye geldi ama bir anda bu histe durdu. Bir ara da sanki yanımda benim hakkımda bir şeyler söyleyen birisini hissetmiştim ama ne konuştuğunu duyamıyordum. Benim hakkımda konuştuğunu hissedebiliyordum ama ne dediğini çıkaramıyordum. Ben tam uyanacakken bu histe kaybolmuştu.
Bunları düşünerek yataktan yavaşça kalktım ve saate baktım. Saat 8'di. Banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Ellerimi havluya silerken elimi gördüm. Sağ elimde yani o ejderha dövmesi gibi bir şeyin olduğu yerde ejderhanın ağzından alev çıkıyormuş gibi görünüyordu. O ateşi görür görmez çok kötü bir an yaşayacağımı anladım. Sandığım titremeye başlamıştı. Kötü bir anı geliyordu. Hem de en kötüsü. Hızla odama girdim ve yatağa yattım. Eğer bu çok kötü bir anım ise ağlayacağım kesindi. O soğuk yerde ağlamak istemezdim. Ben yatağa yatar yatmaz sandığım hızla açıldı ve hemen kötü anım beynime dolmaya başladı.
Benim eskiden en yakın arkadaşım Melisa'ydı. Onunla babam ölmeden önceki sene tanışmıştım ve hemen arkadaş olmuştuk. Ailelerimizde arkadaş olmuştu. Onunla aynı ana sınıfına gitmeye başlamıştım. Beni erken yazdırmışlardı. Hareket, beceri ve düşünce biçiminden bazen birbirimize o kadar çok benzerdik ki onu olmayan kardeşim sayardım. Bazen sanki aramızda bir bağ varmış gibi aynı hareket ederdik. Babam ölünce ben ve annem 2 yıl dedemlerin yanında kaldık ama daha sonra geri döndük. Döndüğümüzde her ikimizde 7 yaşındaydık. Arayıp Melisa'yı buldum. Yine yakın arkadaş olduk. Ona her şeyi anlattım. Ateş çemberimi, yaşadığım olayları. Neler yaşadığımı anlatınca çok üzüldü. Birbirimize sarılıp ağladık. Daha sonra o çemberimi görmek istedi ve benden biraz uzaklaştı. Bende çemberimi açtım ve ona göstermiş oldum.
"Ateşi tutabilir misin?" diye sordu.
"Tabi." dedim ve elimde bir ateş oluşturdum. Aslında bunu yapabildiğimden haberim yoktu ama denemek istedim ve oldu.
O sanki elimdeki ateşin çekimine kapılmış gibi çemberime yaklaşmaya başladı. O bana yaklaştıkça ben geri gitmeye çalıştım ama ayaklarım sanki yere yapıştırılmış gibiydi. Ona fazla yaklaşma dememe rağmen çemberimin dibinde durdu ve çemberime adımını attı. Çemberin içine girince hiçbir şey olmadı. Hatta sanki o içine girince daha da büyümüş gibiydi. Elimdeki ateşe baktı ve elini elimde tutuğum ateşe soktu. Ben bir çığlık attım ama o sakince ateşin içindeki elini izlemeye başladı ve bana bakıp, "Bak bir şey olmuyor." dedi. Ben de onun elini izlemeye başladım. Bir ara yüzüne baktım ve ben bakarken göz göze geldik. Tam o bir şey söyleyecekken aniden alev almaya başladı. Ben onu öyle görünce çemberimi aniden kapandı. Alevler içindeyken yere düştü ve alevler ben çemberi kapatır kapatmaz söndü. Gidip nabzına bakınca onu öldüğünü anladım ve ağlamaya başladım. Ben ağlarken çemberim açılmış ve alev almıştı. Ev yanarken bile o benim kucağımdaydı ve ben ona sıkıca sarılmıştım. Daha sonra itfaiyeciler geldi ve beni ve Melisa'yı kurtardılar. Annesi, Melisa'yı görünce bayıldı. Daha sonra evi söndürdüler. Beni hastaneye götürünce bedenimde herhangi bir hasar görmediler ama ruhumda kocaman bir yarık açılmıştı. Herhangi bir hasar görmeyince çok şaşırmışlardı. Sonuçta Melisa ölmüştü. Ben ise yaşıyordum. O yangının nasıl çıktığını bulamamışlardı ve Melisa'nın ailesini bir daha görmedim.
Anı bitince ağlamaya başladım. Demek Melisa'yı, en yakın arkadaşımı öldürmüştüm. Göz yaşımı sildim ve annemin evde olup olmadığına bakmaya gittim. Odasında yoktu. Mutfakta da yoktu. Demek ki evde yoktu. Salondaki koltuğa oturdum ve bacaklarımı kendime çektim. Annem evde olmadığına göre rahatça ağlayabilirdim. Ağlamaya başladım ama öyle böyle değil. Kendime kızarak ağlamaya başladım. Bir ara tam kendime sövmeye başlayacaktım ki biri gelip ağzımı kapattı. Sinirle ağzımı o elden kurtardım. Dönüp bakınca bu kişini Mert olduğunu gördüm. Beni görünce aniden dondu kaldı. Aklı başına gelince hemen yanıma oturdu ve bana sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız #Wattys2015
FantasyO sadece babası kalp krizinden ölmüş ve annesiyle 8 yıldır yaşayan bir kızdı. Ama hayatı birden o kadar değişti ki. İlk önce bir çocuk çıktı karşısına 'seni bulacağım' dedi. Ama kız korkmadı ve okulun ilk günü o kadar garip bir olay yaşadı ki hayatı...