Bölüm 26

10.3K 488 51
                                    

Merhaba. Evet. Yazarınız geri döndü. Umarım beni merak etmediniz. Bazı sorunlar çıktı bu yüzden bölümü anca bugün yayınlayabildim. Önce laptopum bozuldu, sonra internetim bitti ama bu gecikmeyi size özel tam 7.038 kelimelik bir bölüm yazarak telafi ettim. Anlayacağınız bağa uzun bir bölüm oldu. Belki de hep böyle geç yayınlamalıyım ki bölümler uzun olsun. Bu arada resimde ki kişiyi bölümü okuyunca anlayacaksınız. Yani umarım anlarsınız. Tam yazdığım gibi değil ama idare eder. Beğenmezseniz siz kendi hayalinizde bir şey oluşturursunuz. Multimedia Miray ve Mert'in söylediği şarkı var. Hande Yener- Unutanlar Gibi ft. Mehmet Erdem. Aslında bölümde birçok şarkı var ama maalesef multiye tek şarkı yükleyebiliyoruz. Aslında keşke birkaç fotoğraf daha yükleyebilseydim. Mert'i de eklemek istiyordum ama anca o gördüğünüz siyah ejderhayı ekledim. İkisi arasına bir seçim yapmam gerekiyordu ve bu bölümde bu resim daha öncelikliydi. Aslında size bir süprizim vardı ama malesef bir aksilik çıkınca bitmedi. Umarım yeni bölüme biter ve ben size yayınlarım. Neyse konuyu çok dağıttım sanırım. Umarım bu yazdıklarımı bakıp geçmiyor, okuyorsunuzdur. Neyse size iyi okumalar. Okurken dikkatli olun. Yeni bölümlere alakalı çok ipucu var. Ayrıca bazı kişilerin sakladığı sır ile ilgili de azda olsa biraz bilgi verdiğimi umuyorum. Neyse ben daha fazla sizi tutmayayım. Size iyi okumalar. Yeni bölüm ne zaman olur, bilmiyorum. Hoşçakalın. Unutmadan söyleyeyim. Yeni kapağı nasıl buldunuz? Aslında sadece fotoğrafın üzerinde kitabını adını ve kendi oturum adımı yazdım. Umarım beğenirsiniz. Görüşlerinizi merak ediyorum. Lütfen beğenip beğenmediğinizi yorum ve vote atarak bildirin. Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli. Her yazar için okuyucusunun düşüncesi önemlidir. Neyse size iyi okumalar.

Uyuduğumda ilk hissettiğim şey karanlıktı. Saf ve katıksız karanlık. Aynı babamın kanatlarının rengi gibi. Bir süre sonra ben uyuduğumu zannederken zihnim beni bir yere çekti. Neresi olduğunu bilmiyordum ama daha gözlerimi açmadan tanıdık bir yer olduğunu anlamıştım.

Gözlerimi açtığımda ilk an nerede olduğumu anlayamadım ama daha sonra görüntüler netleşince buranın yaratıkla savaştığım ateş duvarının diğer tarafı olduğunu anladım. Birkaç farklı şey vardı. Özellikle de o ben yaralandıkça yıkılan yerlerde insanlar geziyordu ama bu insanlar normal değildi. Tamam, bazıları normaldi ama çok az bir kısmı. Çoğu insan ya yarı ejderhaydı ya da tamamen ejderhaydı. Ayrıca o ben yaralandıkça yıkılan yerler hiç yıkılmamış gibi görünüyordu. Herkesin bir işi varmış gibi görünüyordu. Ben onların hareketlerini incelerken bir el gelip elimi tuttu. Küçük ve sıcacık bir eldi. Gözlerimi kırpıştırıp aşağı elimi tutan kişiye baktım.

Karşımda şirin bir kız duruyordu sanırım. Çünkü; kız çok bulanık görünüyordu. Nasıl giyindiğini bile anlayamıyordum. "Muanah." dedi şirin bir ses ile. Önce anlamadığım bir dilde konuşuyor sandım ama daha sonra söylediği kelime aklımda şekillendi ve başka bir anlam kazandı. Kız merhaba demek istiyordu.

"Merhaba." dedim bende ama kendi dilimde. O ise buna hiç şaşırmadı ve benim dilimde konuşmaya başladı.

"Benimle oynar mısın?" diye sordu.

"Annen ve baban kızmasın. Sonuçta ben bir yabancıyım." dedim gülümseyerek.

"Ama sen de bir ejderha olduğuna göre iyi biri olmalısın. Çünkü bizim kanımız sadece iyi insanlarda etkilidir. Mesela burada bir çocuk doğdu. O da ejderha kanı taşıyordu ama kan onun kötü biri olduğunu-olacağını anladı ve çocuğu yaratığa çevirdi. Yani ejderha kanı sadece iyi olan kişileri seçer." dedi küçük kız.

Ona benim ejderha olduğumu nereden anladığını soracaktım ama kuyruğumun bir ucunu yanımda görünce dönüştüğümü anladım. Umarım burada önceki rüyam gibi bir şey ile karşı karşıya kalmazdım ama bu güzel başlamıştı.

Ejderha Kız #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin