Bölüm 7

15.9K 1.1K 78
                                    

Defteri nereye saklayacağımı düşünürken birden telefonuma mesaj geldi. Ben de düşünürken aniden böyle ses duyunca yerimden zıpladım. Defteri bırakmadan ceketimin cebinden telefonumu aldım. Mesaj atan annemdi. Zaten bana ya bildirim mesajı gelir ya da Can veya annem mesaj atar. Başka arkadaşlarım olmadığından değildi bu durum ama onlardan başka kimse ile çok iletişim kurmadığımdandı.

Neyse annem mesajda akşam gelmeyeceğini mesaiye kalacağını sabah 6 gibi evde olabileceğini yazmıştı. Kısaca beni bekleme diyordu.

Omuz silktim. Bazen bu davranışları içime batıyordu ama bazen unutuyordum. Sonuçta beni okutmak için çalışıyordu. O olmasa okuyamaz, bu güzel evde yaşayamazdım. Evet, annemin yeri ayrıydı ama bazen evde kalsa benimle ilgilense iyi olur diye düşünmeden edemiyordum ama olmuyordu işte.

Telefonu masamın üzerine koydum ve defteri en sevdiğim kitapların arasına sakladım. Sonra doğru düzgün bir yere saklardım.

Banyoya girdim ve üstümü çıkardım. Hemen sıcak suyun altına girdim. Bazen duştayken şarkı söylerim.

Bir ara Can beni müzik dinlerken yakalamıştı. Bende şarkıya eşlik ediyordum. Bana, "Bence sesin çok güzel." demişti. Sesimin kötü olduğunu düşünüyorum açıkçası, o nedenle hiç öyle bir cesaret sergileyip birilerinin önünde söylemedim. Aklımdaki şarkılardan birini seçtim ve söylemeye başladım. Seksendört- kendime yalan söyledim. Bu şarkıyı çok severim. Birden bir ses duydum.

"Sesin güzelmiş." dedi beynimde gerzek.

"Mert sen mal mısın? Burada duş alıyorum. Allah'tan buhar var da ne sen beni ne de ben seni görebiliyorum. Şimdi çık." dedim sinirle, etrafıma bakarak. Burada olmayabilirdi tabi ama karşımda az önce belirdiğinde olduğu gibi oluyor olabilirdi. Belki de buharın içindeydi. Buhar da sudan oluşuyordu sonuçta. Ay bu çocuk yüzünden paranoyaklaştım iyice.

"Tamam. Zaten içerde değilim ki. Ama odanda bekliyorum." dedi ve gitti. Yani sesi gitti. Ama onun güldüğünü duyabiliyordum. Kesin buradaydı, valla bak kesin. Evet, daha önce de sevgililerim olmuştu ama banyoma hiçbirini sokmamıştım.

Hızla duşumu aldım ve bornozuma sarıldım. Buhar olmuş aynaya, 'sakin ol Miray.' yazdım ve çıktım.

İçeri girdiğimde Mert masama yaşlanmış bana koyulaşmış gözleriyle bakıyordu. O beni incelerken ona banyoyu gösterdim. O ise üfleyip banyoya gitti. Ben hemen üstümü giydim ve saçlarımı taramaya başladım.

Ben defterin yerinden oynayıp oynamadığını bakarken Mert banyodan çıktı. Bana baktı ve durdu.

Üstümde kalpli pijamalarım vardı. Bunları giyince ne düşüneceğini umursamamıştım. "Pijamaların güzelmiş. Bana özel mi giydin?"

Göz devirdim ve "Senin ne işin var burada?" diye sordum cevap olarak.

O ise sorumu duymazdan gelip, "Şu aynadaki sakin ol yazısı nedir?" dedi sırıtarak ama biraz ciddiydi sanki.

Ben iyice sinirlenmeye başlıyordum. Artık sakin ol demekte yetmiyordu. O kim oluyordu da benim hareketlerimi sorguluyordu. O banyoya girmişti, hissetmiştim. Bana yalan söylüyordu. Yalandan nefret ederim. Evet, burada biraz histeri krizine girmiştim. Çünkü her şey üst üste geliyordu ve bunun acısını biraz Mert'te çıkarıyordum.

Sinirle ona baktım ve, "Mert sana tek bir soru soracağım ve bana doğruyu söyleyeceksin. Ben duştayken banyoya neden girdin?" diye sordum sinirle.

"Ben girme-" lafını bir bakışımla kestim. Ne kadar korktuysa sustu. Sanırım gözlerimden ateş çıkıyordu. Yere baktım. Ateş çemberim genişlemeye başlamıştı. Sakin olmaya çalıştım. Çember ayaklarıma kadar küçülmüştü. Tekrar ona baktığımda kendimi daha sakin hissediyordum.

O ise beni izliyordu. Korkmuş gibi değil de sanki etkilenmiş gibi. Daha fazlası da olabilir. Aslında gözdeki duyguları anlamakta ustayımdır. Ama onun gözlerini okuyamadım.

Sakince cevap verdi. "Sen banyoya girince ve çıkmayınca ne yapıyor diye bir bakayım dedim. Senin duş aldığını nereden bilebilirdim ki?" dedi masumca gülümseyerek.

"Gerizekalı insan banyoda ne yapar?" diye sordum saçma bir şekilde gülümseyerek. Aslında onun aklındaki fikirleri biliyordum ya neyse. O benim aklımı okuyabiliyorsa bende bu bağ sayesinde bazen onun aklını okuyabiliyordum. Ona gülerek bakarken o hayranlıkla beni izliyordu. Hemen ciddi halime bürünüp, "Yalandan nefret ederim." dedim.

"Bende sana yalan söylemem artık. Şimdi asıl konumuza dönersek. O sakin ol şeysi ne ya? Bana açıklayacak mısın?" dedi benim gibi ciddiyete büründü.

Ondan biraz uzaklaştım ve, "Sakin olmak zorundayım. Yoksa insanlara zarar veririm." dedim onun gözlerinin içine bakarak. Yüzüm duygularımı belli etmiyordu.

Bana yaklaştı ve, "Neden?" diye sordu.

"Anlamıyorsun değil mi? Ben insanlara zarar veriyorum. Benden uzak durmalısın." diye cevap verdim. "Az önce görmedin mi Ateş çemberimi?"

O ise bana sinirle bakıp, "Gördüm de neden sakin olmalısın ki?" diye inatla sordu.

Birden içimdeki sandık birden açıldı ve çemberim genişledi. Saçlarım alev ile uçuşmaya başladı. "ÇÜNKÜ BEN BİRİNİ ÖLDÜRDÜM!!" dedim.

İyi okumalar yeni bölümü birazdan paylaşıcam. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Ejderha Kız #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin