1.Bölüm: "Yedi Adım,Ölüme Daha Yakın"

556 84 399
                                    

Selam!

Buraya başlama tarihinizi bırakmayı unutmayın lütfen.

Bu kurgu birkaç gün önce aniden aklıma düştü,sonrasında her şey,tüm detaylar da birkaç dakika içerisinde oluştu,ben de zihnimdekileri yazıya geçirmeden duramadım.

Her neyse,umarım bölümü,aynı zamanda kurguyu çok beğenirsiniz. Benimle düşüncelerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı: Nothing Is As It Seems-Hidden Citizens

AY'IN KANLI YILDIZLARI

1.Bölüm: "Yedi Adım,Ölüme Daha Yakın."

Kimse dünyaya gözlerini nerede açacağını,açtığında karşısında kimi bulacağını,ne şartlar altında büyüyeceğini,neye benzeyeceğini ve daha birçok şeyi seçemiyordu. Hayat siz daha dünyaya gelmeden yazılmış olan,içine girdiğiniz anda da yaşamanız için size dayatılan bir oyundan ibaretti.

Her oyunda olduğu gibi hayat oyununun da bazı kuralları ve oyuncuları vardı.

Piyonları...

Ben de bu piyonlardan yalnızca bir tanesiydim.

İnsanlar dışarıdan baktığı zaman mükemmel bir hayata sahip olduğumu düşünürdü. Bunu düşünmeleri için de haklı sebepleri vardı. Ülkenin en köklü ve varlıklı ailelerinden Karaca ailesinin biricik kızıydım.Çoğu insanın ulaşamayacağı imkanları elimin tek hareketiyle ayağımın ucuna getirebilirdim. Para,hayatımın hiçbir döneminde benim için endişe yaratacak bir durum olmamıştı.

Aynı zamanda para,beraberinde her zaman saygınlık da getiriyordu. Benim iki katım yaşıma sahip olan insanlar bana hizmet etmek için önümde eğilirdi. İnsanlar aile üyelerimizden birinin adını duyduğu zaman tavrı büsbütün değişir,saygılı olabilmek için elinden gelen her şeyi yapardı.

Kısacası herkesin imrenerek baktığı,insanların var oldukları andan itibaren canlarını dişlerine takarak çalışsalar bile bulunduğum konuma ulaşamayacakları bir hayata sahiptim. Fakat dışarıdan güzel görünen her şeyin karanlık bir iç yüzü vardı.

Tıpkı benim hayatım gibi.

Para ve ün sahibi olmak beraberinde her zaman korkunç sahtelikler getiriyordu. Sahte gülümsemeler,sahte insanlar,sahte sevgiler,sahte gösterişler,sahte mutluluklar...

Hata yapma şansın neredeyse yok olurdu. Çünkü özel hayat diye bir kavram kalmazdı senin için artık,ne yaşıyorsan bunu insanların gözleri önünde,onların yargılarıyla yaşamak zorunda kalırdın. Daha kim olduğunu kavrayamadan,neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamadan insanlara örnek teşkil etmek zorundaydın.

Bunu bana annem öğretmişti. Küçücük yaşımdan itibaren bana hata yapmamayı tembihlemişti.Benim yaşımdaki çocuklar akşama kadar dışarıda oyun oynarken ben evde ailemin bana dayattığı kurallarla yaşamak zorundaydım. Daha hayata gözlerimi açmadan benim kaderim annem ve babam tarafından çoktan yazılmıştı.

Sabah kalktıktan ve kahvaltıdan hemen sonra piyano dersim başlardı. Piyanodan sonra özel hocam gelirdi. Ondan sonra da haftanın belirli günlerine göre değişen,benim fikrimin hiçbir zaman alınmadığı spor ve sanat aktiviteleri vardı.Akşam olduğu zaman yemekten sonra derslerime çalışmaya başlamadan önce bir saatlik bir aram olurdu. O süre zarfında her zaman kitap okurdum ve günün en sevdiğim saati de oydu. Kendi yapamadığım şeyleri başkasının yapabildiğini okumak,onların dünyalarına dalabilme şansına sahip olmak bana mutluluk veriyordu.

AY'IN KANLI YILDIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin