4.Bölüm: "Luna'nın Laneti,Hayaletin Parmak İzi"

183 53 729
                                    

Labrinth - Forever
SYML - Mr. Sandman


AY'IN KANLI YILDIZLARI

4.Bölüm: "Luna'nın Laneti,Hayaletin Parmak İzi"

İnsan dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren onu sevgiyle sarmalayacak birinin varlığına muhtaçtır. Bu kişi en başta annesi olur,sonra hayatına birçok insan girer,bazıları gider,bazıları kalır,fakat gitmekten daha çok canını yakar insanın. En son gerçekten güvenecek kimse kalmadığında ise geçmişle anı birbirine bağlayan tünelin içinde kalan boşluk,gece gözlerini kapattığında seni karşılayan ilk gerçeklik olur. Çünkü senin tek gerçeğin o boşluktur artık.

Sessizliğin ve yalnızlığın hüküm sürdüğü her şey korkutur insanı. Bu nedenle o boşluğu doldurmak için çabalarsın,fakat sonuç alamazsın. Boşlukları dolduramadığını anladığında ise karanlığa alışır önce gözlerin,sonra ruhun,en son da bedenin.

Karanlık demek korku demektir,bilinmezlik demektir. Ve eğer korku,yalnız zihninde kalırsa aklını,bedenine sıçrarsa her şeyini kaybedersin. Benimki bedenime,hatta çevremdeki dünyaya sıçramıştı.

Yaşadığım suçluluk duygusu öyle ağırdı ki,Arda damarlarında dolaşan o lanetten kurtulmayı başarır da gözlerini açarsa o gözlere bir daha nasıl bakabileceğimi bilmiyordum. Yaşananların sorumlusunun ben olmadığımı biliyordum. Çünkü bunu yapacağını tahmin bile edemezdim. Yine de insan kendini suçlamaktan geri duramıyordu.

Gözlerimi kapattığım zaman beni karşılayan karanlığın ilk kez hiç sonlanmamasını diledim. Çünkü gözlerimin önündeki perde kalktığında beni felaketin içinde savrulan bir dünya karşılıyordu. Yaşamak,ölmekten daha kötüydü bu kez.

Üzerinde oturduğum bank alçak olmasına ve ayaklarım yerle temas halinde olmasına rağmen kendimi uçuyor gibi hissediyordum.Çünkü dizlerimden aşağısında ürpertici,neredeyse bir daha onları hissedemeyeceğimi anımsatan derinlikte bir hissizlik vardı. Gözlerim sabit bir yere,karşımdaki odanın kapısının köşesine dikilmişti. Duruyordum,hatta bir saattir nefes almak dışında hareket bile etmiyordum,oysa içimdeki dünya oldukça çoşkuluydu.

Esen rüzgarlar onu bir rüzgargülü gibi döndürüyor,ondan geriye bana sadece karmaşa bırakıyordu.

Karmaşa...

Şu anda içinde bulunduğum ruh halini tanımlayabilecek tek kelime buydu.

"İçecek bir şeyler ister misin?"

Annemin sorusu ile başımı olumsuz anlamda salladım. Gözlerimi oradan ayıramıyordum,ayırmayı tercih de etmiyordum çünkü kulaklarımda yankılanan seslerde bile ruhumu binlerce parçaya ayıran keskin bıçaklar vardı. Arda'nın ailesinin hüznü,babamın çaresizliği,annemin herkesi toparlamak için çırpınışı ve ben...Sessizlik yalnızca bana ait gibi görünse de aslında durum çok farklıydı.

"Biraz hava almak ister misin? Baban seninle gelebilir."

Annemin sorusuyla aklıma düşen ilk şey neden bunu daha önce düşünemediğim olmuştu.Yavaşça oturduğum yerden kalkınca benimle birlikte o da kalkmıştı. Gözlerinde o kadar endişeli bir ifade vardı ki,karşımdaki kadının benim annem olduğuna inanamadım bile.

"Kendim gideceğim."dedim ellerimi geldiğimizden beri üzerimden çıkarmadığım ceketimin cebine koyarak. "Siz burada kalın. Yalnız kalmak iyi olabilir."

Ağladıktan uzun bir zaman sonra tek bir kelime bile konuşmadığım için sesim oldukça pürüzlü çıkmıştı. Annemin beni yüzünü buruşturarak dinleyeceği kadar pürüzlü.

AY'IN KANLI YILDIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin