Jungkook'danBırakacaktım. Artık anonim olarak yazmak istemiyordum. O Jungkook'a alışmaya başlıyordu ve bende Jungkook olarak devam etmeye karar vermiştim. Eğer birgün benimle olursa, o zaman açıklayabilirdim. Sadece böyle devam etmek içimi rahat ettirmiyordu. İçimde anlam veremediğim bi duygu vardı. Yalan söylemek istemiyordum.
"Emin misin Jungkook?"
"Eminim. Devam etmeyeceğim."
"Böyle olacaksa neden başladın ki?"
"O zamanlar hiçbir iletişimimiz yoktu. Beni tanımıyordu bile. Artık arkadaş sayılabilecek yakınlıkta olduğumuzu düşünüyorum. Anonimliği bırakıp böyle devam edeceğim. İkili oynamak bana göre değil."
"Sen bilirsin ama Jennie bana Lisa'nın alışmaya başladığını ve onlara senden, yani anonimden bahsettiğini söyledi."
"Tamam işte, daha fazla alışmadan bitsin."
"Hem, Jennie noona ve siz ne ayak?"
"Hemen farklı şeylere yormayın. Konuşuyoruz sadece. İyi biri."
"Kinişiyiriz sidici."
"Of boş yapma Jimin."
"Daha gidip yeni numara almam gerek, beni ne tutuyorsunuz?"
"Seni tutan mı var gerizekalı yayılmış oturan sensin."
"Çok üşeniyorum ya."
"Malsın, gittin kıza kendi numaramndan yazdın, nenem bile böyle yapmaz."
"Sizinle hiç uğraşmam hadi good bye!"
"Tek bildiğin ingilizce kelime olduğuna bahse girerim."
"Yoo, merhaba ne demek biliyorum."
"Lütfen artık git Jungkook."
"Aman be arkadaş diyorum bide size."
• • • •
Yeni aldığım sim kartı telefonuma takmaya çalışırken arkamdan geçen birinin bana çarpması ile sim kart elimden düştü. Ne şans ki arkama döndüğümde kimse yoktu. Derin bir nefes verip yere eğildim. Kim bilir nereye kaybolmuştu. Ben kara kara sim kartı ararken omzuma bir el dokundu.
"Jungkook, ne yapıyorsun burada?"
"Ben mi?"
"Ben burada başka bir Jungkook göremiyorum?"
"Ah, doğru."
"Ee ne arıyordun yerde?"
"Önemli birşey değil, gömleğimin düğmesi yere düştü de."
"Hey ayağının ucunda birşey var"
Aşağı baktığımda sim kartın orada olduğunu gördüm. Yere eğilip aldığımda bana sorarcasına bakıyordu. Omuz silktim.
"İlerde bir telefoncu var, oraya bırakırım. Belki içindeki numarada sahibini bulurlar."
"Pekâlâ, sen bilirsin benim derde yetişmem gerek, yoksa sana yardım ederdim. Bol şans!"
Gülümsedim ve yeniden telefonumu çıkardım. Bu sefer düzgünce takabildiğimde bizimkilerin oturduğu yere doğru ilerledim. Lisa iyi görünüyordu. Zaten ne bekliyordum ki? Ağlayıp yerlere yatmasını mı? Elbette ona yazan anonimin bırakmasına üzülmezdi. Aksine onu rahatsız edecek biri olmadığı için sevinirdi.
"Geldi bizim aşık tavşan."
"Of dalga geçmekten bı bıkmadınız sizde."
"Jungkook? Konuşabilir miyiz acaba?"
"Tabi Jennie noonacım. Konuşalım."
Daha yeni oturduğum sandalyeden istemeye istemeye kalktım.
"Evet noona?"
"Neden Lisa'ya yazmayı bıraktın?"
"Öyle gerekti. Böylece anlaşmamız da bitti."
"Seni Lisa'ya söyleyeceğim."
"Bende seni Yoongi hyunga söylerim. Tüh tamda senden bahsediyordu."
"Ne diyordu ki?"
"Bilmem, ne diyordu?"
"Of Jungkook!"
Bana öfkeli öfkeli bakan Jennie noona en sonunda saçlarını yüzüme çarparak sert adımlarla kafeteryadan çıktı.
"Hey! Saçlarına sahip çık!"
Masaya geri döndüğümde bu sefer Yoongi hyung bana sorarcasına bakıyordu.
"Ne konuştunuz?"
"Kusura bakma aşık kedi. Aramızda."
"Aşık falan değilim ben!"
"Üzgünüm Yoongi ama kıskançlığını göremeyen kördür."
"Sende onlar gibi ol Hoseok tam olsun!"
"Ne dedim şimdi be, sende duygularına sahip çık."
Onlar didişmeye devam ederken, ben yine Lisa'lı hayallerime bir yenisini ekliyordum...
İki hafta boyunca bölüm gelmeyebilir çünkü sınavlarıma hazırlanmam gerek. Dönünce telafi etmeye çalışırım😘Sizleri seviyorum❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lali's Platonics
Fanfic[texting+düzyazı] Jeon, iki yıldır platonik olduğu Lalisa'ya yazmaya karar verir. Peki ya sonrası? Lalisa Manoban & Jeon Jungkook