Dedikodu Team🤫
Rosie
Piştt!
Buraya bakın hemen!Chichu
Yine ne oldu Rosé?Lalisa
Evet?Rosie
Jimin bizi sinemaya
davet ediyor, aslında teknik olarak
sadece beni davet etmişti ama
ben yalnız gitmek istemediğim için
sizi de çağırmak istedim.Jen Unnie
Rosé? Salak mısın?
Çocuk seninle baş başa kalmak
için sinemaya götürmek istemiş,
normalde çocukla baş başa
kalmamak için götünü yırtıyorsun resmen.
Sevgilin o senin, merak etme yemez.Rosie
Off, ne yapayım elim ayağım
birbirine giriyor, hâlâ alışamadım.
Hem artık çok geç, jimin çocukları çağırdı bile.Lalisa
Jennie unnie haklı aslında,
bence bu davranışın Jimin'i kırabilir
ve ayrıca onunla yalnız kalmamanı
başka şeylere yorabilir.Chichu
Aynen Lisa'nın dediğinden.Rosie
Bu seferlik gelin lütfeen.Jen Unnie
Off peki, sırf Yoongi için geliyorum.Rosie
Canım unniem benim🥰Jen Unnie
Şımarma hemen.Rosie
Peki siz geliyor musunuz?Chichu
Gelelim madem.Lalisa
Neyse, ne zaman?Rosie
Yarın öğlenden sonra, saati de
o zaman konuşuruz.Chichu
Okii👌Telefonu kapatıp gelişi güzel bir şekilde koltuğa bıraktım. İzlediğim televizyon programı iyice sıkmaya başladığı için diğer kanallara da bakmak için kumandayı elime aldım. Bir yandan da elimdeki gofreti dökmeden yemeye çalışıyordum. Tabi pek başarılı olduğum söylenemezdi. Son kalan büyük lokmanın tamamını ağzıma tıktığımda bir parça boğazıma kaçması yüzünden öksürmeye başladım. Öksürerek kurtulamayacağımı anladığımda mutfağa doğru gitmek için ayaklandım. Hızlıca gittiğimde hemen bir bardak çıkarıp, sürahiden biraz su doldurup hepsini tepeme diktim.
Kendime geldiğimde salona geri döndüm. Bütün gün evde pineklemekten başka bir şey yapmamıştım. Canım oldukça sıkılıyordu. Daha fazla böyle durarak bir yere varamayacağımı anladığımda odama gidip klasik pantolon kombinlerimden birini çıkardım. Küçük bir gezintiye çıkarsam can sıkıntım biraz olsun dinerdi belki.
Giyindikten sonra saçlarımı tarayıp şapkamı taktım. Aynı zamanda da şarkı mırıldanıyordum.
Evden çıktığımda hissettiğim soğuk tüylerimi ürpertmişti. Yürümeye başladığımda nereye gideceğim hakkında bir fikrim yoktu. Bende evime çok fazla uzak olmayan sahile doğru gitmeye karar verdim.
Saatler ilerlerken hava daha da soğuyordu ve ben üzerime hırkadan başka birşey almadığım için pişman olmuştum. Epey bi mesafe yürümüştüm, şimdi geri dönmek gözümde o kadar büyüyordu ki. Ben bunları düşünürken bir anda kafama şimşek çaktı. Telefonumu çıkarım Bambam'in numarasını tuşladım. Eğer onu azıcık tanıyorsam biricik(!) kuzenim ile dışarda boş boş dolaşıyordur.
"Alo Lis?"
"Selam Bam, ne yapıyorsun?"
"Ne yapalım, arkadaşlar ile sahilde içeceğiz biraz."
"Sen ciddi misin? Şuan neredesiniz?"
"Arabadayız, neden sordun?"
"Ahh, bende sahildeyim, yürüyüşe çıkmıştım ama zaman nasıl geçti anlamadım, çok karanlık oldu. Yoruldum ve burada donuyorum. Acaba rica etsem-"
"Tamam Lisa, seni eve bırakırız."
"Birtanesin yaa!"
"Yalakalık yapma, neredesin?"
"Bizim her zaman oturduğumuz yerin biraz ilerisinde bekliyorum."
"Tamam beş dakikaya geliriz."
"Çok teşekkürler, öpüyorum!"
Jungkook'dan
Bambam konuşmayı sonlandırdığında konuştuğu kişinin Lisa olduğu farkına vardım.
"Bambam? Kimi alacağız?"
"Ah, şu yanındaki şahsın kuzeni Lisa. Bilirsin belki. Ben Lisa'yı bırakıp gelirim. Siz başlarsınız."
Yugyeom ve Lisa'nın kuzen olduğunu bilmiyordum. Okulda pek bir araya gelmiyorlardı. Lisa'yı görecek olmak beni heyecanlandırırken benimle konuşursa ne yapacağım hakkında düşünmeye başladım.
Acaba bir şey demesem ayıp mı olurdu? Beni görünce ne tepki verirdi ki, ona göre daha yeni tanışmıştık, belki varlığımı bile farketmezdi.Arabanın durması ile etrafıma baktım. Gördüğüm manzara kalbimin teklemesine neden olmuştu. Kızarmış tavuk burnu ve rüzgardan dolayı dağılmış saçları ile Lisa tam karşımda duruyordu. Üşüdüğü çok açıktı. Diğerleri arabadan indiğinde bende daha fazla beklemedim.
"Lisa, canım kuzenim aptal mısın? Bu hâlde dışarı çıkılır mı?"
"Ya benim hava durumundan haberim mi var, hem ben evden çıktığımda bu kadar rüzgar yoktu!"
"Ay cırtlak sesinle bağırma bana! Sağar oldum!"
Lisa, Yugyeom'a dil çıkarttıktan sonra beni yeni farketmiş olacak ki şaşkın bir ifadeyle bana baktı.
"Jungkook, sen de mi buradaydın? Naber?"
İçeride depar atan kalbimi umursamamaya çalışarak cevap verdim.
"İyiyim, sen?"
"Çaprazında duran salağı görmeseydim daha iyi olacaktım."
Arabaya binmeden önce bana gülümseyip el sallayınca bende güzel bir şekilde karşılık vermeye çalışmıştım ama Lisa'nın yüzündeki başarısız olduğumun kanıtıydı.
Merhaba, nabersiniz?
Aslında çok boş bir bölüm oldu ne yazacağımı bilemedim. Neyse bundan sonra bölümleri daha hızlı atmaya çalışacağım.Sizleri seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lali's Platonics
Fanfiction[texting+düzyazı] Jeon, iki yıldır platonik olduğu Lalisa'ya yazmaya karar verir. Peki ya sonrası? Lalisa Manoban & Jeon Jungkook