19,Why?

1K 115 92
                                    

Arkadaşlar, neden kimse yorum yapmıyor? O kadar zor mu? Bir kaç tane diyorum ya, yüzlerce istemiyorum ki.
Yorum sınırı dolmadı ama ben yine de atıyorum. Bir daha yapmam.

25 oy, 30 yorum

Tanrım, cidden herşey iyi gidiyorken, neden bir anda onu tekrar karşıma çıkarttın?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tanrım, cidden herşey iyi gidiyorken, neden bir anda onu tekrar karşıma çıkarttın?

"Lisa-ah, bu sen misin?"

Gereksiz tepkisine karşı göz devirmek ile yetinirken, meraklı bakışlarının beni daha fazla dayanamayıp cevapladım onu.

"Benim Doyoung?"

"Lisa, resmen evrime kafa atmış gibisin! Şuna bak, eski bebeksi hâlinden eser kalmamış!"

Kızlar onu tanıyor olsa da, çocuklar aramızda geçen bu konuşmaya anlam verememiş gibi görünüyorlardı.

"Neden seslenmiştin?"

"İllaki bir neden mi olması gerek? Eski sevgilimi gördüm ve selam vermek istedim. Ayrıca bakışların bile değişmiş, minik Lisa nerede?"

"Üzgünüm Doyoung ama eski Lisa öldü, beni de onun gibi ayakta uyutabileceğini düşünme."

Gülen yüzü bir anda düştüğünde hiç üzülmemiştim. Eğer onu unutamadığımı falan düşünüyorsa çok yanılıyordu.

"Hadi ama, gerçekten, hâlâ orada mısın?"

"Benimle dalga falan mı geçiyorsun? Seninle arkadaş gibi konuşacağımı falan düşünmedin herhalde?" Alaylı gülüşüm onu rahatsız etmişti.

"Beni aldattın, bunun neresini unutayım?"

"Bak üzgünüm, senden özür diledim. Ne yapmamı istiyorsun? Şuan daha da pişman oldum. İkinci şansı hakettigimi düşünüyorum."

Ağzımı açacağım sırada, daha fazla dayanamamış gibi görünen Jennie unnie sözümü kesip bağırmaya başladı.

"İkinci şans diyor bir de ya! Özür dilemiş falan! Gerizekalı mısın yoksa başka bir şey mi var? Pişman mı oldun? Lisa'yı sürekli ekip, altına aldığın sürtüğe gittiğinde de mi pişmandın?" Kafedekilerin gözü kısa süreliğine de olsa bize döndüğünde, Jennie unnie'm o kadar öfkeli bakıyordu ki, kimse daha fazla odağını bizim masamızda tutmamıştı.

"Unnie, onun için ağzını bu kadar yorma, şimdi gidiyor ve bir daha da karşımıza çıkmıyor zaten. Dua et Yugyeom şuan burada değil. Yoksa hâlâ sırıtabileceğin bir suratın olmazdı."

Sonunda yanımızdan ayrıldığında gerçekten günümü mahvetmeli miydi, diye düşüyordum. Elbette ona karşı hiçbir şey hissetmiyordum. Nefretim dâhi uçmuştu. Aşırı hissizdim.

"O kimdi?" Benim cevaplamayacağımı anladığında Rosé konuştu.

"Gerizekalı, elindekinin kıymetini bilemeyen, Lisa'yı aldatan şerefsiz."

Lali's PlatonicsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin