28,Like Our Hearts

828 89 93
                                    

Merhaba, bölüme hoş geldiniz. Finalden önceki bir kaç bölümden birindeyiz. Bu bölümü benim için Jiminpatra aşkım yazdı. Çünkü ben bu kadarını bile yazacağımı düşünmüyordum. Buradan da teşekkür ediyorum😘 Bölümlerdeki gecikmeler için de üzgünüm, uzun bir süre şehir dışında olacağım anlayışınızı bekliyorum.

Çok az bir cinsel içerik var, rahatsız olan olursa okumasın, ki minnacık bir yerden olmazsınız diye düşünüyorum💜

Oy 40+, Yorum ise en azından bu bölümün yazarı Patra için 60+ lütfen♥️

Oy 40+, Yorum ise en azından bu bölümün yazarı Patra için 60+ lütfen♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

••••

6 Ay Sonra

Pekala, bugün hayatımın en güzel günü olabilirdi. Doğumumdan tam bu zamana kadar hiç bu kadar huzurlu ve mutlu hissetmemiştim. Jungkook yanımdaydı ve biz bu altı aylık süreçte birbirimize daha da yakınlaşmıştık.

Neredeyse her gün buluşmuş, kendimiz hakkında karşılıklı sorular sorarak her şeyimizi bilme çabalarına girmiştik -daha çok ben bilme çabalarına girmiştim çünkü o beni fazlasıyla tanıyordu zaten-. Lunaparka, sahile, kafeye, denize, birbirimizin evine giderek buluşmuş, her boş zamanımızı fırsata çevirmiştik. Tam şu anda ise sevgilimin bize hediye olarak aldığı küçük, tatlı evimizde kendimiz için ayarladığımız odayı boyuyorduk. Tamam, belki birazcık yaramazlık da yapıyor olabilirdim.

"Lisa, bebeğim, beni kışkırtmaktan ne zaman vazgeçeceksin?"

İşaret parmağımı çeneme koyarak tavana bakmış, düşünür gibi yapmıştım. "Hiçbir zaman?" Kıkırdayarak göz devirmiş ve elini mor boyaya daldırmıştı. Eli iyice mora bulandıktan sonra içinden çıkarmış, duvara bastırmıştı. Aniden aklıma gelen fikirle konuştum.

"Aklıma bir şey geldi.~"

Ben de elimi pembe boyaya batırmış, ardından çıkartarak Jungkook'un koyduğu elinin üzerine bastırmıştım. "Bak!~ Ellerimiz hiç ayrılmaz artık." Bu sefer elimi sarı boyaya sokmuş, Jungkook'un yeşil el izinin üzerine bastırmıştım. Elimin izinin geçmesini beklerken belime iki kaslı kol sarılmış, kafasını da omzuma yerleştirmişti.

"Sevgilim..."

Elimi duvardan çekerek vücudumu döndürmüş, yüzüne bakmıştım. Aklıma gelen fikirle sinsice sırıtarak yüzlerimizi birbirine yaklaştırdım. Sanki onu öpecekmişim gibi o da muzipçe gülmüş, yüzünü bana yaklaştırmıştı. Tam dudaklarımızın birbirine değeceği vakit geri çekilmiş, o ne olduğunu anlamadan elimdeki sarı boyayı yüzüne sürmüştüm. Şaşkınlıkla bana bakmış, boyanmamış yüzüne dokundurmuştu elini kontrol etmek amacıyla.

Lali's PlatonicsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin