"Hadi karaca koş hadi kızım daha hızlı "Atını hızla dört nala sürüyordu .Saçları rüzgarda salınıyor gözleri yaşarıyordu karşıya bakarken .Ama o hiç yavaşlamadan devam ediyordu. Sonunda istediği yere gelince durdurdu atını dizginledi sakinleşince atından inip yelesini okşadı usul usul . Yürüdü uzunca bakındı büyülenmişçesine karşısındaki deryaya.
Geniş araziye döndü Alya;ellerini siper edip yeşil gözleriyle bir şekilde uçsuz bucaksız alanda kayboluyordu bakışları. Bu sessizlik sadece kendisinin huzur bulduğu yer onun cennetiydi.
Alya; Hanoğlu çiftliğinin sahibinin tek çocuğu ailenin tek varisiydi. Kumral saçları, yeşil gözleri, uzun boyuyla tam bir Hanoğlu'na yakışır evlat olarak yetiştirmişti onu Nehir hanım.
Nehir Hanım ; Aşiret kızı değildi. Yanlarında çalışan uşakları vezir efendinin biricik kızıydı Nehir adı gibiydi duru ve berrak. Genç kızlık hayaline söz geçirememiş konağın ağa oğluyla evlenip buranın hanımı olmuştu.
Kenan Hanoğlu; Sözünün eri güçlü kudretiyle Doğu'da nam salmış ailenin biricik oğlu. Hiç sevmediği istemediği bir evliliğe mahkûm bırakılmış sadece evlendiğinin ilk günü adet yerini bulsun hesabı görevini yapmış bir daha da ne ona o gözle bakmış nede yatağına almıştı. Sadece kâğıt üstünde kalmış bir birliktelikti onlarınki.
Nehir'e her zaman saygısı vardı Kenan'ın nede olsa evladının anasıydı. Alya onun her şeyiydi. Dünyanın en tatlı en masum kızıydı, onun için canını bile verirdii
Salona koşarak girdi kız. Ellerini bir birine sürüp babasına sus işareti yapan Alya annesine sokup ;"Annem ben geldim." Diyerek sulu bir öpücük kondurdu kadının yanağına. Nehir hanımda kızının saçlarını öperek "hoş geldin bebeğim nerden böyle ",,? Dedi saşkınca.
Kenan Bey kızına bakıp "yine araziden mi geliyorsun. Dedi kızgın bir sekilde soruyordu adam.
"Evet, baba bugün oraya bir mühendis gelecekti bekledim ne gelen var ne giden. Ben bu işin bozulmasını istemiyorum baba biliyorsun bu arazi benim için çok önemli."
Kenan bey biliyordu kızını. Burada fabrika yapıp herkese iş imkânı sağlamak ve memleketini kalkındırmaktı .Bunun için gece gündüz demeden çalışıyordu ama bir şeylerin yolunda gitmediği kesindi. Aklına gelen düşüncelere daldı bir an için. Seneler evvel bu araziye çok kanlar dökülmüş çok canlar yanmıştı. Civar köylerin aşiret ağaları bu fabrikanın yapılmasını istemiyorlar ve her şeyde olduğu gibi kız kısmı ne anlar böyle işlerden deyip fabrikanın yapılmasına mani oluyorlardı. Yine aynı olaylarla uğraşamazdı. Derin bir of çekti Kenan Bey ve kızına doğru dönerek onu teselli etmekti niyeti. Ama gelen telefonla konuşması yarım kaldı.
"Efendim baba evet biliyorum bak o geri zekâlı heriflere söyle bu iş olacak o fabrika kurulacak hayır anlaşama filan bozulmayacak şartları benim umurumda bile değil evet zamanında verilmiş söz var unutmadım ve sizde unutmayın bu fabrika için verilen sözleri" deyip telefonu kapattı. Ama içi huzursuzdu. Bu söz anlaşma babasının dediklerini düşünüyordu Alya .Ne içindi bu söz babasına her sorduğunda geçiştirmesi artık canını sıkıyordu. Nehir hanım bu duruma çok üzülüyordu. Kenan'ın yanına gidip bu konuyu ona açmalıydı. Kızının artık öğrenmesi lazımdı ama nasıl?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)
Teen FictionALYA VE ÖNDER BİR ARAZİ İÇİN NE GÜÇLÜKLERE GÖGÜS GERMİŞ İKİ AİLENİN GÜÇLÜ VE AZİMLİ EVLATLARI BAKALIM DAHA ONLARI NE ÇETİN ZORLUKLAR BEKLİYOR. NOT:TÖRE HİKAYESİ DEĞİLDİR.