Bir sağa bir sola gidip geliyordu Nehir hanım. Konuşmak için Kenan'ını yanın gitmesi gerekiyordu. Ama vereceği tepkiyi bilmiyordu. Korka korka Kenan'ın kapısının tıklattı.
İçeri girdi ve seslendi.
"Kenan biraz konuşabilir miyiz.?" dedi Nehir hanım. Kenan ne oluyor der gibi baktı kadının yüzüne.
"Evet ne vardı." Her zaman soğuk olmuştu kendisine karşı ama bu onu incitmiyordu. Daha gelinliğiyle onun bu haline şahit olmuştu. Ama seviyordu yüreği ,ona karşı belki cana yakın olmadı belki sevgi sözcükleri çıkmadı ağzından ama eriydi karşılık göremediği kocasıydı.
"Söyle Nehir işlerim var". Nehir kocasının yanına gelip önünde durdu ve gözlerine baktı. Keşke o kapkara gözlerde kendisi için bir sevgi kırıntısı görebilseydi. Yıllarca bekledi onu istemesini sevmesini ama o hep ondan çok uzakta oldu. Acaba bir başkasını üstüne neden kuma getirmedi diye çok düşünmüştü ama cevabını hiçbir zaman bulamadı Nehir.
Sesi çatallı çıkıyordu. Bu onun yanındayken oluyordu daha çok kalbi yerinden çıkacakmış gibi sanki daha dün evlenmiş gibi.
"Şey Kenan Alya için seni rahatsız ettim. Alya senin ondan sakladığın bir şeyler olduğunu hissediyor. Babam bana neden bir şey anlatmıyor artık ben büyüdüm genç bir kadınım kendi ayakları üstünde duran 2 üniversite bitirmiş iş kadınıyım ama babam beni görmüyor anne diyor."
Kenan kaşlarını çatıp hiddetli bir şekilde Nehir'i kollarından sarsarak "Alya'ya neden sorular sormasına müsaade ediyorsun neden kapatmıyorsun konuyu be kadın. Kurcaladıkça daha çok şeyler olacak anlamıyor musun?"
"Bana anlattıklarını neden ona da anlatmıyorsun Kenan. O kocaman kız anlayacaktır her şeyi onca yıl geçmiş üstünden kan davasına dönmeden işleri düzeltin tabii Şahin Bey'inde desteğiyle".
Kenan saçların arasından ellerini geçirdi. Yüzü sarardı soldu. Kalbi sanki atmıyormuş gibi hissetti. Bunu şimdi Alya'ya diyemezdi. Söylerse kızının ondan kaçacağını biliyordu. Alya çünkü onun ta kendisiydi.
Babası onun Nehir'le evlendirmesinin üstünden tam 30 yıl geçti. Bu 30 yılda çok şeyler değişti. Değişmeyen bir konu kalmıştı. Kendi de kaçmaya çalışmıştı bir zamanlar. Her kaçışında onu cenderenin içine hapsedip istediklerini yaptırdılar ve Nehir hiç istemese de karısı oldu. İlk gecesinde zaten çok bir şey hatırlamıyordu. Çünkü o kadar çok içmişti ki ne yaptığını bile bilmiyordu. Ertesi gün kalktığında yanında yatan karısını görünce içinden küfürler ediyordu. Ama kaçışı yoktu. Sevda böyle bir şeydi kavuşması bile hayal iken zorlamanın bir anlamı yoktu.
"Alya öğrenmeyecek Nehir sende o çeneni kapalı tutacaksın. Sana da anlattığıma beni pişman etme. Zaten zorda kalmasaydım sana da anlatmazdım. Hiç bir koşulda Alyan'ın üzülmesini istemiyorum anladın mı?
"Beni ne zaman seveceksin Kenan senden sevgi dilenmeyi yıllar evvel bıraktım ben. Sen görmek istemiyorsun ama Alya bana uzak kaldığının farkında ana baba olarak görmek ister yanında .Söyle o zaman kızına beni istemediği sevmediğini senin bir başkasını sevdiğini ve benim bu aşka ses çıkaramadığımı bilsin o zaman".
"Nehir diye kükredi Kenan"
"Bunu biliyordun her zamanda söyledim sana seni istemediğimi ama sen beni oyuna getirip birlikte olduk yalanıyla gidip babama söyledin ve zorla nikahıma girdin. Daha ne istersin ben sevdiğim insandan senin yüzünden ayrıldım. Anlıyor musun sevdiğim aşık olduğum kadından ayırdın beni oda bu yüzden gitti bir daha dönmemek üzere gitti. Bak bana ben de ne kaldı geride ne bıraktın bak
hayalleri mi umutlarımı çaldın" diyerek kapıyı çarpıp çıktı.Nehir olduğu yerdekalakaldı ne geri ne de ileri gidiyordu. O hiçbir zaman yıkılmadı sevdiği için her şeyi yapardı bunundaüstesinden gelecekti. Kenan onu hiç sevmese de bunu yalnız ikisi biliyordu yada o öyle zannediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)
Teen FictionALYA VE ÖNDER BİR ARAZİ İÇİN NE GÜÇLÜKLERE GÖGÜS GERMİŞ İKİ AİLENİN GÜÇLÜ VE AZİMLİ EVLATLARI BAKALIM DAHA ONLARI NE ÇETİN ZORLUKLAR BEKLİYOR. NOT:TÖRE HİKAYESİ DEĞİLDİR.