"Anneeeee nerdesin annneee" kız bir avaz aşağıdan yukarıya bağırıyordu. Bir yandan da telefon kulağında birilerine de laf anlatmaya devam ediyordu.
"Tamam dostum sen inince beni ara gelip seni alırız okey bay bay" telefonu hızlıca kapatıp koşar adımlarla merdivene yönelerek birkaç adım adım atmıştı ki Kevser le çarpışması bir oldu. Allah'tan yuvarlanmadan geri adım atabilmişti Alya yoksa ilk uçan gelin olma şerefine erişecekti.
"Aman hanım ağam bir şey olmadı değil mi"yazık Kevser suçlu suçlu Alya'ya bir sey olmuş mu diye sağını solunu kontrol ediyor. Alya 'da zavallı kızı teskin etmek için dil döküyordu.
"Kevser kevser kevserrrr" kız basını kaldırıp bakınca ,
"Bana bak bak iyiyim tamam'mı .Bana annemin nerede olduğunu bir Allah'ın kulu söyleyebilir mi?
"Haa!! hanımım beyimin odasında eşyalarını yerleştiriyor."
"Hıııı?" Alya kızın sözüyle donup kalmıştı.
"Hanımım hanımımmm iyimisin" Kız Alya 'yı hafif hafif sarsıyordu.
"Kevser beni çimdikle Kevser"
"Aman hanımım ne dersin"
"Kız bu kulaklar doğru mu duydu Kevser."
"Hanımım ne oldu bir de ben anlasamm" boş boş kız Alya'nın yüzüne bakıyordu.
"Allahhhhhh" Alya bir hışımla koşturup merdivenleri üçer beşer çıkarken arkasında bön bön bakan kızın yanına yine koşarak gelip şapur şupur öpücüklere boğup tekrar paldır küldür ayakları topuklarına vura vura annesine doğru hızlı adımlarla ilerledi.
"Anneee anneee" babasının odasına bodoslama dalan Alya Nehir hanımın gazabından 'da kurtulamadı.
"Kız sen ne böğürüyon az dur da kendine gel evi başıma yıkacaksın."Ama Alya 'nın ne durmaya niyeti vardı nede azarlanmanın bir ehemniyeti. Hiçbir şey düşünmüyor. Duymuyordu. Yıllarca bu anın hayalini kurardı. Anne ve babasının birlikte olmasını hep bir bütün olmalarını canı gönülden ister dualarının sonunu hep anne ve babasına ayırırdı. Nehir hanım daha ne olduğunu anlamadan Alya kadının belinden kavradığı gibi havalandırıp kendi etrafında döndürmeye dönerken de "Allah'ım sana şükürler olsun sonunda sonunda" diyor gözünden yağmur gibi yaşlar süzülüyordu. Nehir 'de biliyordu ama o hep geri dururdu anlaşılmasın diye ama oda kızının sevincine ortak oldu beraber şakıyıp o hızla da yatağın üstüne kendilerini güç attılar. Öyle güzel gülüyorlardı ki konakta en ücra yerdeki karıncalar dallarda mutlu mesut şakıyan kuşlar bile duydu onların sevinç seslerini mutluluklarına ortak oldular.
"Nehir sultan babamdan önce ben attım kız seni yatağa naber!!!" Nehir hanım hem gülüp hem de kızın koluna çimdiği basmıştı.
"Edepsiz seni daha beni yatağa atacak adam anasından doğmadı !! Alya hanım buna naber" dedikten sonra çocukluğundaki gibi kızını gıdıklamaya başladı kadın. Neden sonra kendilerine geldiler. Ana kız yatakta birbirlerine yan döndüler şimdi ikisi de birbirlerine bakıyorlardı. Nefeslerini düzenleyince ilk Alya konuştu annesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaALYA VE ÖNDER BİR ARAZİ İÇİN NE GÜÇLÜKLERE GÖGÜS GERMİŞ İKİ AİLENİN GÜÇLÜ VE AZİMLİ EVLATLARI BAKALIM DAHA ONLARI NE ÇETİN ZORLUKLAR BEKLİYOR. NOT:TÖRE HİKAYESİ DEĞİLDİR.