30.Bölüm

33 10 2
                                    

Etrafı saran korkunç çığlık sesleri,bir tarafta ambulans diğer tarafta itfaiye sireni polis araçlarının gürültüsü ve bir annenin feryadı. Önder dizlerinin üstüne çökmüş elleriyle saçlarını asılıyordu öfkeden. Kenan ise Mahir'in yakasından tutmuş hesap sorarken sesi gök kubbeyi titretiyordu.

"Sana itinin yularını sıkıca bağla dedim başımı derde bulaştırma dedim iyilikle dedim kötülük çıkmasın dedim eski dost düşmanlık etmez dedim ulan , neden ha neden başka kız mı kalmadı koca yerde de geldin ocağıma ateş düşürdün Mahir, ne yapayım şimdi sana ha ne?" koca adam Kenan'nın karşısında çocuk gibi ağlıyordu. Diyeceği ne olabilirdi ki sonuna kadar haklıydı aşağıda evlatlarının akıbeti belli değildi. Hem o hem kendinin ciğeri yanıyordu.

"Benn".Adamın sözünü bıçak gibi kesti Kenan.

"Sussss .Sus . Tek kelime edersen çeker alnından vururum seni. Dua et evladım sağ olarak kurtarılsın yoksa şu dakika alırım canını" O böyle derken Şahin aga kolundan çekip savurdu geriye.

"Kendine gel Kenan bir dur sakin" komiser yanlarına gelince bakışlar ona kaydı.

"Öncelikle geçmiş olsun ekipler aşağıya inip çalışmalarına başladı birazdan haber alırız. Olayın nasıl olduğuna dair sorulara karakola gelip ifade vermeniz gerekiyor bilin."dedi o sırada telsizden anons geldi.

"Tamam geliyorum." Amir bakışlarını kaçırdı onlardan ama Kenan durdurdu ve o kolay olmayan soruyu sordu.

"Kızım sağ mı komiserim" dedi acı içinde.

"Birazdan anlayacağız ."diyerek yanlarından ayrıldı.

"Ayy evladım gitti ,yavrum gitti ,ateşlerde kalasın , çocuğum gelinlik yerine kefen mi giyecek ciğerim yanıyor ."Nehir'in feryadı yürek yakıyordu.

"Kardeşimmmm "Kevser'in acısı ise daha başkaydı. Dizlerini dövüyordu.

"Kurtaramadım aşkımı sevdiğimi kurtaramadımm" Önder'i kimse zapt edemiyordu. Alex kime gideceğini bilemiyordu Kevser orda Önder yanında arada kalmak daha zordu.

Ekipler sedyede üstü örtülü birini çıkarırken diğerleri hemen koştular bakmak için.Örtüyü elleri titreyerek açtı Kenan o olmaması için dua ederek açtı ve..

"Oglummm yavrunmm . Hayır.!! Böyle mi beni bırakıp gidecektin ha ahh" herkes nefesini tutmuş vaziyette bekliyordu. Mahir bağırarak feryat ederek oğlunun ölüsünü ambulansa yerleştirirken diğerlerinin dizlerinin bağı çözülmüştü kimse ayakta duramıyordu.

"Dayan sevdiğim beni bırakma ne olur beni bırakma" Önder sessiz cıglıklarıyla içini dövüyordu.

Aşagıda olay yerinde sağlık ekipleri görevlerini yapıyorlardı biri diğerine şok cihazı soruyordu diğeri de hazır gönder "diyerek telaş içinde elden ele araç gereç çıkartılıyordu . "Tekrar sarj et hadiii" hepsi Alya' yı yaşatmak içindi. Durumu ağırdı. "Nabız alamıyorum" tekrar bir ses daha duyuldu.Yukarıda kimse görmüyordu aşağıda olanları var güçleriyle hayata tutunması için uğraş veren güç başarılı olabilecek mi?

"Geliyor baba geliyor Allah'ım onu bana bize bağışla."Önder fırladı olduğu yerden sevdiği kadın sedyenin üstünde ölü gibi canı çekilmiş gibi yatıyordu.

"Yaşıyor değil mi söyleyin ne olur "sedyenin ucundan kavradı Kenan.,

"Biz elimizden geleni yapıyoruz beyefendi hemen hastaneye gitmemiz gerekiyor çekilin yolu açın cabuk ."Saglık ekipleri acele ile ambulansa bindirdikleri kızla acı çığlığını da peşine katarak ilerlerken herkes arabalara hücum etti ve peşi sıra takip ettiler yana yakıla dört nala giden aracı.

MİR-İ AŞK (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin