"Bundan nefret ediyorum." " Oh, şimdi mi?"" Bana bakmana gerek yok. Artık hasta değilim. Ayrıca benden de yakalayabilirsin. ”Battaniyeyi ikinizin üzerine daha da yükselterek tuttu. "Sırf bir şenlik ateşi ile aynı sıcaklıkta olmayı bırakmış olmanız, hasta olmayı bıraktığınız anlamına gelmez." İkiniz bir Bilim Projesi için ortak olduğunuzda 6. sınıftaydınız Minho ve siz en iyi arkadaştınız. . İkiniz de son derece benzer olduğunuzu hemen anladınız ve paylaşılan ana özellik muhtemelen ertelemeydi, çünkü siz, 'proje üzerinde çalışmak' için günlerce toplantı yaptıktan sonra bile bir C almayı başardınız. O zamandan beri ayrılmazdınız. Şimdi ikiniz üniversitedeydiniz ve bir daireyi paylaşıyordunuz. En iyi arkadaşınla ev arkadaşı olmak tam da senin hayal ettiğin gibiydi - son derece eğlenceliydi. Tabii ki ... Minho'nun biraz fazla korumacı ve yapışkan olduğu gerçeğini inkar edemezsiniz. Örneğin mevcut durumu ele alalım. Bir süredir ateşiniz yüksekti ama kesinlikle iyileşiyordunuz. Aslında, ateşiniz normale dönmüştü ve yarına kadar tamamen iyileşeceğinizden emindiniz. Ancak Minho, "iyi olduğundan emin olmak için" seninle aynı yatakta yatıyordu. Minho'nun kolunda uyuyordun. Sen tavana bakarken o sana dönüktü. İlk taşındığınızda, Minho karanlıkta parlayan yıldızları en sevdiğiniz takımyıldızınız olan burcu şeklinde tavana yapıştırmıştı. En azından en sevdiğin şeyin buydu. Doğrusu, en sevdiğin takımyıldızın Akrep'ti ... tek nedeni onun burcu olmasıydı. Yüzleriniz artık birbirine çok yakındı. Gözleri seninkine saplandı. Yavaşça, seni ona yaklaştırmak için elini sırtında kullandı, diğer eli beline. Artık bedenleriniz birbirine yapıştırılmıştı ve hala birbirinize bakıyordunuz. Önce sen konuştun. “Minh-“ Onun dudakları seninkinde kesilmiştin. Seni hararetle, tutkuyla öptü, eli belinde daha sıkı kavradı. Kısa süre sonra dili alt dudağınızda kayıyordu ve sen onu içeri aldın. Hızlı tempolu öpücük yavaşça şehvete dönüştüğünde, eli kalktı ve göğsünüzün hemen altında dinlenen uyku gömleğinizin altına kaydı. Ağzınızı birbirine bağlayan bir dizi tükürük.
"Seni seviyorum, y/n"
Minho sana her zaman seni sevdiğini söylemişti ama bu sefer durum farklıydı. Üç kelime şimdi farklı bir ağırlık taşıyordu. Biraz daha yaklaştı, alçak bir fısıltıyla devam ederken dudakları zar zor sizinkini fırçalıyordu. "Her şeyini seviyorum. Her bir parçanı. " Önce yanağınızı, sonra alnınızı öptü, sonra elinizi göğsünden kaldırdı ve dudaklarına da bastırdı. Elini ondan sonra gömleğinin altına geri çekti ve dudakları seninkine döndü. Parmakları göğsünüzün etrafında kıvrılırken, başparmağı yavaşça hassas meme ucunuzu daire içine alıp sonra yukarı ve aşağı okşayarak dudakları üzerinde sızlandınız. Geri çekildi, konuşmaya devam ederken parmağı hala pembe tomurcuğunun üzerinde. "8. sınıftan beri sana aşığım. Ve biz birlikte yaşayana kadar katlanılabilirdi. Sabahleyin odanızdan çalmaktan hoşlandığınız gömleklerim dışında hiçbir şey olmadan çıktığınızda her şey normalmiş gibi davranmanın benim için ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Gece geç saatte kendinize her dokunduğunuzda, küçük iniltilerinizi ve sızlanmalarınızı duyabildiğimde tarafsız kalmanın zor olduğunu biliyor musunuz? Duvarlar ince, y / n. ”Gömleğini yavaşça yukarı kaldırdı ve göğsünü ona gösterdi. Göğüs ucunu usulca öperek eğildi. En kötü yanı, beni hala en iyi arkadaşın ya da daha kötüsü bir kardeş olarak gördüğünü düşünmekti. Ama dün gece adımı inlediğini duyduğumda her şey değişti. " Eli, şortunuza kayana kadar vücudunuzdan aşağıya doğru göç etti, parmakları malzemeyi yumuşak bir şekilde klitinizi ovuşturdu. İç çamaşırınızı yana doğru hareket ettirdi, iki parmağınız damlayan yarığınıza koştu. "Kahretsin bebeğim ... sırılsıklam oldun. Seninle ilgilenmeme ihtiyacın var mı? " Çaresizce başını salladın ve parmakları yavaşça senin kedine itilmeden önce derin bir nefes aldı. Parmaklarını içeri ve dışarı pompalarken sizinle sıkı bir göz teması kurdu, ıslak amınızın susturucu sesleri odanın her tarafında yankılandı. "O kadar pis bir kız ... dudaklarını bile oynatmana gerek yok, muhtaç amın senin için tüm sesi çıkarıyor." Yüksek sesle inledin, parmakları daha hızlı hareket ederken, her seferinde g-noktanıza sürtünüyorsunuz, siz sertçe vurana kadar, adını dudaklarınızda. Parmaklarını çekirdekten çıkardı, ağzına attı ve onları emdi. . Yüksekten aşağı inerken ellerin boksörlerinin önüne gitti ama bileğini sıkıca kavrayarak seni durdurdu." Hayır, bebeğim. Dinlenmeye ihtiyacın var. Belki yarın sabah, kendini daha iyi hissettiğinde, tamam mı? Uyu.” Yüzünüzü göğsüne gömmenize izin verdi, bir el saçınızı yavaşça okşadı. Yüzünü başınızın üstüne koydu. "Seni gerçekten seviyorum ..." diye fısıldadı saçına. Yumuşak horlamalarınız yükseldikçe, kalbi şefkatle kenetlendi.
₪₪₪
Sabahleyin, dün geceki olaylar aceleyle geri geldikçe kızararak uyandınız. Şimdi çok sağlıklı hissediyordun, ateşinin tüm izleri gitti. Horlayan bir Minho seni kandırıyordu ve sabah üyesinin kıçını dürttüğünü hissedebiliyordun. Ayrıca, iç çamaşırının ne kadar ıslak olduğuyla amına yapıştığını da kaydettin. Hevesle döndün ve onu uyandırdın. Ancak, kırmızı burnunu fark ettiğinizde bir şeylerin ters gittiğini biliyordunuz. Yavaşça oturdu, gözlerini kırpıştırdı. Aniden o kadar sert hapşırdı ki ses muhtemelen binanın diğer tarafından duyulmaya başlandı. Şimdi sıcak olan alnına bir elinizi bastırdınız ve onun eğlenmeyen ifadesine hafifçe kıkırdadınız. "Sana söyledim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm sonu
Oy sınırı 30
Ateez kitabını bölüm biriktirip öyle atıcam
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen ❤️
