"Bunu da buraya bağlayınca, işte oldu kedicik." Batan güneşle gözlerini kısarak bana baktığında gülerek güneşin önüne geçtim. Sandığımızdan daha uzun sürmüştü uçurtma yapmak.
"Uçacak mı şimdi?"
"Umarım." Çöktüğü yerden kalkıp uçurtmayı kaldırdığında yerdeki kalemi aldım. "Bekle."
"Ne oldu?"
"Adımızın bulutlara değmesini istiyorum." derken Hyunjin'in tuttuğu uçurtmaya 'Hyunjin ♡ Jeongin' yazmıştım.
"Tatlı çocuk."
"Kediden çocukluğa teşrif edebildik."
"Hala küçük kedimsin. Tut ipi ben koşayım." İpin ucunu elime verdiğinde banklarda oturan Hyerin teyzeye baktım, bizi izliyordu tatlı tatlı.
"Uçacak mı gerçekten?"
"Uçması gerekiyor." derken uzaklaşmaya başlamıştı. İkimiz aynı anda koşarken bir anda bırakmış, biraz yükselip yere çakılmıştı uçurtma. Tekrar eline alıp koşturduğunda yine uçmayınca dudak büzdüm.
"Uçmuyor ama."
"Uçmalıydı ya. Anne baksana şuna nesi yanlış?" Yanımdan geçip banklara ilerlediğinde ben de peşinden gittim.
"Doğru her şeyi oğlum. Hızlı koş biraz, rüzgar yok burada." Hyunjin onaylayarak elimden tutup beni az önce durduğumuz yere çektiğinde ona baktım.
"Uçmayacak ki."
"Uçuracağım. Ne yapıp edip o uçurtmayı uçuracağım, üzülme sen." Gülümsediğimde göz kırpıp uçurtmayla beraber tekrar koşmaya başladı. Bu kez esen hafif rüzgara denk gelip bir anda yükselmeye başladığında gözlerimi kocaman açtım.
"Uçuyor!" Hyunjin yanıma gelip arkama geçmiş, ellerini ellerimin üzerine koymuştu. O ipi açarken ben uçurtmayı izliyordum. "Çok güzel!"
"Senin kadar değil ama evet, güzel." Gülerek başımı omzuna yasladığımda ipi açmayı bırakmış, başını eğip boynumu öpmüştü.
"Teşekkür ederim."
"Seni seviyorum diye, yoksa uğraşmam." Ben gülerken o da gülüp yanağını yanağıma yasladı. "Yapmayı istediğin her şeyi yaz Jeongin, hepsini beraber yapacağız."
"Uzun bir liste olacak."
"Uzun bir ilişkimiz olacak, yaparız yavaş yavaş." Kalbim hızlanırken, dün öldüğünü sandığım Gay Jeongin çığlıklar atmaya başlamıştı.
"Heyecanlandın yine." diyerek belime sarıldı.
"Heyecanlandırdın yine, iki dakika rahat dur."
"Heyecanlanıp saçmaladığında aşırı tatlı oluyorsun." Ona ağız yapıp gülerek önüme döndüm. Uçurtmam gittikçe yükseliyordu ve onun tutmaya gücüm yetmiyordu.
"Ya! Geri gel, nereye? Çok, ağır!" Hyunjin gülerek ipe asılıp uçurtmayı aşağı çektiğinde kaşlarımı çattım. "Güneşe kadar gitti!"
"Adımızı tüm evren gördü, fena mı?"
"Hyunjin, susadım ben."
"Annemin yanında var, git iç. Bekliyorum ben. Güneş batana kadar biraz daha uçuralım." Onaylayarak kollarının arasından çıkıp annesinin yanına gittim.
Suyu içerken gözüm uçan balonlara takılınca şişeyi kapatıp ceplerimi yokladım. Üzerimde para yoktu.
"Ne oldu tatlım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven / Hyunin
Фанфикyang jeongin daha önce hiç dışarı çıkmamıştı, ta ki annesi ölene kadar. not: psikologların ilaç yazamadığını biliyorum yazarken psikiyatr yazmamışım görmezden gelin lütfen :(