"Nasıl davranacağım?"
Dizlerimin üzerinde oturup yavaşça yanıma yerleşen Hyunjin'e döndüm. Gerginliğimi hala atamamıştım.
"Sarılalım mı?" Hiç itiraz etmeden kollarının arasına girip kokusunu içime çektim. Parfümü gerçekten rahatlatıcıydı. Duş jeliyle aynı kokuyu kullanıyordu ve odası aynı böyle kokuyordu. Hafif, ferahlatıcı bir koku. Ne olduğunu anlamıştım. Çam kokusuydu.
Yavaşça saçlarımı okşarken beni kucağına çekip bacaklarına oturtarak kulağıma doğru konuştu.
"Sosyofobin olduğunu biliyorlar, dikkatli davranacaklar. Sadece sakin olman gerekiyor, ben yanındayım. Rahatsız olduğun an onları gönderebiliriz, buna kırılmamaları için gerekli açıklamayı yaptım." Başımla onaylayarak gözlerimi kapattım. İçim rahatlasa da bir anda evime altı kişinin gelecek olması beni geriyordu. Bu evin nüfusu en fazla dörde çıkmıştı.
Hyerin teyzenin annemle kahve içmeye geldiği gibi gün psikoloğumun evden gitmesine 10 dakika falan vardı. Sadece 10 dakika boyunca evimde 4 kişiydik.
Şimdi ise bütün akşam için sekiz kişi olacaktık.
Fark etmeden Hyunjin'in tişörtünün yakalarını sıktığımda gülerek yanağını yanağıma yasladı.
"Hey, sakinleşir misin?"
"Sekiz kişi olacağız."
"İptal edebilirim."
"Tüm akşam elini tutabilir miyim?" Geri çekilip yüzüne baktığımda onayladı. "Tutabilirsin."
Hafifçe gülümsediğimde kapı çalmıştı. Hyunjin kapıyı açmak için kalkmadan önce ona sıkıca sarıldım. "Kucağımda seninle ayağa kalkabilirim."
"Kalk o zaman. Henüz hazır değilim." Hyunjin gülerek ellerini kalçamın altına alıp kucağında bedenimle hiç zorlanmadan kalkıp kapıyı açtığında Gözlerimi sıkıca kapattım. Merdivenlerden çıkıyorlardı.
Kucağından inip kapıyı kapatarak kapıya yaslandım.
"Beş dakika beklemelerini söyle. Lütfen."
"Söylerim." İçten bir gülümsemeyle bana baktığında hızla odama geçip kapıyı kapatarak camı açtım.
Camlardan kaçmak yerine camlara sığınıyordum artık. Dijital saatimin saniye göstergesini açıp dudağımı ıslattım. Sayıları tek tek takip ederken Psikoloğumu aramıştım.
"Jeongin, nasılsın?"
"Gergin. Evime altı tane tanımadığım insan gelmek üzere."
"Hyunjin seni sosyalleştirmeye çalışıyor, bu harika. Peki sorun nedir?"
"Bilmiyorum, gerginim. Ne yapacağımı bilmiyorum."
"Derin bir nefes al, saatini mi izliyorsun?" Ses çıkarmadan başımla onayladım. Görmeyecekti ama ne yaptığımı bilecek kadar tanıyordu beni.
"Oradaki sayıları söyler misin bana?"
"59. 58. 57."
"Güzel, 20'ye ulaştığında sakinleşmiş olacağına dair söz verir misin?"
"Bir dahaki gelişinizde ilaçlarımı azaltacak mısınız?"
"Bu akşamı başarılı bir şekilde tamamlarsan yarıdan daha fazla azaltacağım, söz." Gülümsedim.
"29. 28."
"Harika gidiyorsun. Hyunjin'in arkadaşlarından çekinmene gerek olduğunu sanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven / Hyunin
Fanfictionyang jeongin daha önce hiç dışarı çıkmamıştı, ta ki annesi ölene kadar. not: psikologların ilaç yazamadığını biliyorum yazarken psikiyatr yazmamışım görmezden gelin lütfen :(