(²⁹)

7.1K 755 310
                                    

"Rahat dursana, annen duyacak." Gülerek söylediğimde beni umursamadan boynumu balık gibi öpmeye devam etmişti. Öpücük bile değildi bu, ağzını açıp kapatıyordu sadece.

"Uyuyor hala." Başını kaldırıp sedyede yatan annesine bakmış, sonra beni daha sıkı kavrayıp bacaklarınım üstünde duran bacağımı kalçasına doğru çekmişti. Gülerek kollarının altından ona sarılıp alnımı boynuna yaslayarak kokusunu içme çektim. Bir gün durmasına rağmen hemen hastane kokmuştu.

Chan ve Jisung gittikten sonra geceyi burada geçirmiştim. Aslında Chan hastaneden çıkmadan önce Hyunjin'i aramış, arabayı ona bırakacağını bu yüzden aşağı inip onları bırakmasını söylemişti. Hyunjin gidince ben de koltuğa oturmuş, uyuyakalmıştım öyle.

Hyunjin gece geldiğinde getirdiklerimi giyinip yanıma yatmış, sabah da benden önce uyanıp beni severken uyandırmıştı.

Amacı gerçekten beni uyandırmadan sevmeye çalışmakmış ama dişlerini sıkarak yüzümü sıkıştırıp garip bir ses çıkardığında, bence hırlamıştı ama bunu inkar ediyordu, uyanmıştım. Şimdi ise onun deyişiyle 'sabah keyfi' yapıyorduk.

Hastane odasında, annenin yanında, göt kadar ve aşırı rahatsız edici olan koltukta, evet.

"Uyanıp uyuyor numarası yapıyor olabilir. Sus da utandırma beni." Saçlarımı okşamaya başladığında gülümseyerek ona daha sıkı sarıldım.

"Jeongin..."

"Söyle?" Başımı kaldırıp ona baktığımda alnıma düşen saçlarımı geriye atıp alnımı öptü. "Annem biraz bizimle kalsın mı?"

"Soruyor musun Hyunjin? Kalsın tabii, benim evim senin evin. Ayrıca Hyerin teyze de evi sahiplenmiş olabilir." Güldüğümde gülerek tekrar alnımı öpüp yanağımı okşadı. "Teşekkür ederim."

"Boş yapma ya. Ne teşekkürü? Gelip istediği kadar kalabilir. Odamda yatar ben de seninle uyurum."

"Çıkarcı."

"Hiç de bile, kadıncağız rahat etsin." Yalan değil bu da vardı ama Hyunjin'le uyumak için de bahanem olmuştu sonuçta.

"Eminim öyledir."

Ben kıkırdarken yataktan gelen hareketlenmeyle ikimiz de o tarafa döndük. "Sabah şekerlerim." Hyerin teyzeye gülerek kalkmak için hareketlendiğimde Hyunjin belimden kavranıp beni durdurdu. "Yere düşersin öyle, öne ben kalkayım."

"Köşedesin ama."

"Daha önce de üstüne çıktım," diye fısıldadığında nefesimi tutup yutkundum. Elimi boynuna koydurup çevik bir hareketle öne üstüme çıkmış, sonra dizini yanıma yaslayıp bir ayağını yere basarak doğrulmuştu.

Gay Jeongin var ya, heh, artık yok o.

Utançtan ateşim çıkmıştı yine.

Oturduğum yerden kalkıp hızla odadaki banyoya kaçtığımda arkamdan gülmüş ve annesine bir şeyler demişti.

Elimi yüzümü güzelce yıkayıp sakinleştikten sonra derin bir nefes alıp odaya girdim ki benimle beraber hemşire de odaya girmişti. Hızla geri adım atarken Hyunjin'in göğsüne çarptığımda kollarını bana sarıp çenesini omzuma yasladı. "Şşhh, sakin ol."

"Bir anda karşıma çıkınca, şey oldum."

"Çekinmiyorsun yani?" Başımı iki yana salladığımda onayladı. "Annemi götürüp götüremeyeceğimizi sor o zaman."

"Hyunjin ya."

"Hadi güzelim." Dudak büzerek dirseğimle ona burup gözlerimi hemşireye çıkardım.

Haven / HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin