~Lilith Cooper~
"Isis?"
Iris'in kapının ardından gelen uykulu sesiyle gözlerimi bilgisayar ekranından ayırıp duvardaki saate baktım. 3'ü geçiyordu.
"Uyuyor musun?"
Onu karanlıkta bekletmek istemediğim için sandalyeden kalkıp kapıya gittim.
"Hey Iris."
Kapıyı açar açmaz yüzüne vuran ışıkla gözleri kamaşırken ıslanan yanaklarını görüp kaşlarımı çattım. Ayı kulaklı kahverengi tulumu ve elinden sarkan küçük pofuduk oyuncağıyla sanki suç işlemiş de azar işitmek için bekliyormuş gibi duruyordu.
"Bir şey mi oldu?"
"Yanında yatabilir miyim?"
Jane'i şehirden göndermek zorunda olduğum için ikizlere bağlanmamaya çalışıyordum ama Iris bu şekilde karşımda duruyorken onu nasıl geri çevirebilirdim ki?
"Gel hadi."
Gözleri heyecanla aydınlansa da bir şey söylemeden usulca içeriye girip çekingen bir ifadeyle yatağın ayak ucunda dikilmeye başladı.
"Uyumuyor muydun?"
Masanın üzerinde açık duran bilgisayarı gördüğünü bildiğim için ona bakmak yerine sandalyeye oturdum. Ödevi bitirmeme sadece 100 kelime kalmıştı. 10 dakikamı bile almazdı ama Iris'in beni beklerken uykusunun kaçmasını istemiyordum.
"Uyumak üzereydim."
Ödevi kaydettikten sonra bilgisayarı kapatıp tekrar masadan kalktım. Iris hala ayakta duruyordu.
"Sorun ne Iris?"
"Kabus gördüm."
"Benimle paylaşmak ister misin?"
Oyuncağına sarılarak kafasını iki yana salladı.
"Peki öyleyse..."
Onu koltuk altlarından kavrayıp kibarca kucağıma aldım. Ardından sabahtan beri dokunulmamış olan yorganı kaldırıp Iris'i yatağa bıraktım.
"Işığı kapatıp geleceğim."
O dizlerini karnına çekerek yatağa yerleşirken vakit kaybetmeden ışığı kapatıp yanına yattım. Bütün gün dokunulmadığı için yatak oldukça soğuktu.
"Sarılmak ister misin? Belki kabus görmene sebe-"
Sözümü bitirmemi beklemeden oyuncağını aramıza alarak belime sarıldı. Var gücüyle bedenime tutunan kolları kalbimin sızlamasına sebep olmuştu.
"Seni bu kadar korkutan şey ne bilmiyorum ama ben yanındayken korkmana gerek yok, tamam mı? Sana ve Luna'ya bir şey olmasına asla izin vermem."
"Ya ikimizi de koruyamazsan? İçimizden birini seçer miydin?"
"Elbette hayır. Size kaçmanız için zaman kazandırırdım."
"Luna'yı seçmez miydin?"
Kollarımı minik bedenine dolayıp kafasını göğsüme koyabilmesi için onu kendime yaklaştırdım.
"İkinizi de eşit derecede sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Onaylarcasına kafasını sallasa da bu konunun onun için daha derin olduğunu anlayabiliyordum.
"İkinizi de çok seviyorum Iris. Hatta benim için yaptığınız bebeği her gün çantamda taşıyorum, bunu biliyor muydun?"
"Hayır ama bebek Luna'nın fikriydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miss Fleming // GxG (teacherxstudent)
ChickLit"Senden ne istedi?" Ellerini kollarımın iki yanına koyup beni duvardan ayırdı. Benden bir cevap alabilmek için doğrudan gözlerime bakıyordu. Endişeliydi ama kelimelerinin altında yatan öfkeyi de hissedebiliyordum. "Para." Ellerinden birini omzumdan...