"Sam Martin-Dangerous"
Sol elimle sağ elimdeki yüzüğü düzeltim ve bakışlarımı masada oturan kadına çevirdim.Elindeki dosyaları oraya buraya koyuyor ve 2 dakikada bir burnunun üstünden düşen gözlüğü geri ittiriyordu.
"Bayan Carter bu yaptığım doğru birşey değil.Eğer Babanız bunu öğrenirse beni sürgün eder." Kadının lafı üzerine ayağa kalktım ve kısa eteğimi çekiştirdim.Masanın etrafında dolanarak kadının oturduğu tarafa geldim.Kadının yaka kartına baktıktan sonra yüzüne doğru eğildim ve gözlerinin içine baktım.
"Scarlet emin ol burdan sakat çıkmak yerine sürgüne gitmeyi tercih edersin.Beni oyalayacağına altına bir iç çamaşırı giy.Nick hep bu odada,nedense bu sıralar güvenliğe çok ihtiyacın oluyor.Yoksa dosyalarını kurtlarmı yiyiyor ?"
Dediğim lafa karşılık gözlerini şaşkınca açtı ve ağzını araladı.Sağ baş parmağım ile gözlüğünü geri ittim ve masanın altına uzanarak en başından beri sakladığı dosyayı dizinin üstünden aldım.Hızlıca eski yerime dönerek çantamı koltuktan aldım ve kapıya yöneldim.
"Seninle iyi anlaştık Scarlet.Görüşmek üzere." Kapıyı peşimden sertçe çektiğimde koltukta sıçradığını burdan hissedebilmiştim.Dosyayı çantama sıkıştırarak Kurumun çıkış kapısına yöneldim.Akademiye gitmeden önce kuruma gelip Annem ile ilgili dosyaları aldım.Binadan çıktıktan sonra sokağın sonunda beni bekleyen taksiye yöneldim.Akademinin adresini söyledikten sonra geriye yaslandım ve Londra'nın manzarasını seyrettim.
Şöför arabayı durdurunca kalabalık okul bahçesi görüş alanıma girdi.Parayı ödedikten sonra çantamı kavrayıp arabadan indim.Okul üniformalarımı(belden hafif pileli kısa lacivert etek ve siyah lacoste) ve üstüne giydiğim siyah kapuşonlu hırkayı hafif elimle düzeltim.Siyah spor ayakkabılarıma geçen tozu hafifçe elimle sildim ve bahçeye doğru yürümeye başladım.1.Sınıflar heyecan ile etrafa bakıyor ve arkadaşları ile hararetli bir şekilde konuşuyorlar,2 ve 3. Sınıflar onlara aşağılarcasına bakıyor ve alay ediyorlardı 4. Sınıflar ise bahçe masalarında oturuyor ve sohbet ediyorlardı.
Supernatural Londra Skatch-Eye Akademisinde 4.sınıf öğrencisiyim.Okulun %75'i Vampir ve Kurt ve Melezler ile dolu.%20'si Asil soydan gelip hala kendini keşfedemeyem insanlar,geri kalan %5'lik kısmı Taşçılar yani biz kaplıyoruz.Sadece 4 kişiyiz ama birimizin gücü amatör bir Vampirin gücünden 5 kat daha fazladır (Zihinsel güç ve taşlardan elde edilen).
Çantamı daha sıkı kavrayıp etrafta bakındım.Chlöe'yi göremeyince tekrar önüme döndüm.Chlöe asil Vampir soyundan geliyor ama onda hiçbir belirti yok.Yaralarının iyileşip iyileşemiyeceğini test etmek için bir kere kolunu ciletlemişti.Tabi iyileşmeyince dikiş attırmak zorunda kalmıştık.Gülerek kafamı sağa sola salladım ve önümde beliren beden ile kafamı kaldırdım.
"Komik olan şey neyse söyle bizde gülelim Angel."
Chlöe cevap vermeme izin vermeden kendini üstüme doğru attı ve kollarını sıkıca boynuma sardı.
"Seni tekrar gülerken görmek çok güzel Angel,daha 2 gün oldu ama seni çok özledim." hafifçe kıkırdayarak bende ellerimi sırtına sardım.
"Bende seni özledim ama ellerini gevşetmezsen ölebilirim." kıkırdayarak ellerini çekti ve etrafa endişeli bakışlar attı.
"Şimdi ne oldu Chlöe ? "
"Onları gördünmü Angel ? Gelmişlermi ? Umuyorum Niall'da gelmiştir."
"Ciddimisin Chlöe ? Bana onumu soruyorsun ? Sevgilinle her akşam görüştüğünüz yetmiyor birde okulamı gelmesini bekliyorsun ? Tamam geldi diyelim yaklaşık 4 sene önce mezun oldular,bu çok saçma.Usta vampirler burda dolaşmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Blood
FanfictionSonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın? Birinin Ölümünün senin elinden olması nasıl olurdu,Kanlı ve acı dolu bir ölüm ? Baska bir son daha. Günün ne kadar mükemmel oldugunun önemi yok her zaman sona ermek zorunda.