11 "MyHappyEnding"

297 29 13
                                    

"Avril Lavigne - My Happy Ending"

Düzensiz nefes alışverişim dışında vücuduma çarpan ağaç dalları kollarımı tahriş ediyordu.Birkaç adımımda arkamı kolluyor ve daha hızlı koşmaya başlıyordum.Koca ormanda nereye gittiğimi bilmeden kaçıyordum.Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda yorgun bedenimi ağacın dibine attım.Yaşadıklarım ve az önce yaşananların herzamanki gibi neden olduğunu bilmiyordum.Zayn'e okadar kapılmıştımki Chlöe'yi unuttum.Umarım ona birşey olmamıştır.Zayn burda olduğuna göre muhtemelen Niall'de burdaydı.Yada öyle olmasını umuyordum.

Gözümü birkaç kez kırptıktan sonra ellimi göğsüme koydum ve derin derin nefesler aldım.Gözümü açtıktan sonra etrafa bakınarak birilerinin olup olmadığına baktım.Burda bir çıkış yolu olmalıydı.Ama ayağa kalkıcak dahi halim yoktu."Zayn.." Ağzımdan fısıltı kadar çıkan kelime ile sesimi duyurmaya çalıştım.Yana doğru yatarak vücudumu soğuk toprak ile birleştirdim.

Bir süre sonra içimde oluşan ürperti ile uzandığım yerden kalktım.Gözüme ilişen parlak işik yüzümün buruşmasına sebep oldu.Doğrularak ışığa doğru yürüdüm.Yaşlı ağacın dibine dikilmiş mumlar tüm ormanı aydınlatıyor gibiydi.Normal şartlarda uzandığım yerden bu ışıkları görmem mümkün değildi.Mumlar ile aramda mesafe bırakarak ağacın dibine çöktüm.Dizlerimi yere temas ettirdiğim an mumların parlaklığı azaldı.Gözlerim bulanıklaştığında,gözlerimi birkaç kez kırpmak zorunda kaldım.Tekrar mumlara odaklandığımda gözüme ilk ilişen taşlar oldu.Elimi uzatarak taşların üstünde gezdirdim.Yarışmada bulunan 6 taştan 4'üydü.Elimi boynuma götürerek Amethyst taşının üstünde gezdirdim.Beşinci taş boynumda,altıncı taş ise bulunamamıştı.Peki bunlar ne anlama geliyordu.Gözüme ilişen hançer ile elimi hançerin sapında gezdirdim ve elime aldım.Parmağımı ucundan sonuna doğru sürterek hançeri belime yerleştirdim.Elimi mumların aşağısındaki kartlara doğru uzatırken ortadaki kartın üstüne düşen kan damlası durmama sebep oldu.Elimi geri çekerek parmağıma baktım.Sürterken hançer kesmiş olmalıydı.Ağırlaşan vücudum ile ne olduğunu anlamadan bedenim soğuk zemin ile buluştu.

Vücudumdaki birkaç kıpırdanmadan sonra havalandım.Gözlerimi arayalarak ne olduğunu görmeye çalıştım.Hava aydınlanmıştı.Görüş alanımdaki mavi gök yüzü ve yürürken sarsılan tanıdık sima dikattimi çekti.

"Beni buldun..." gözleri birkaç saniyeliğinede olsa beni buldu,sonra bakışlarını yola çevirdi.Sağ elimi göğsüne yerleştirerek yüzüne derinlemesine baktım.Birden aklıma gördüğüm tuhaf şeyler gelince göğsünden elimi çekerek parmağıma baktım.Baş parmağımdaki çizik dün gece yaşadıklarımın gerçekliğini doğruluyordu.

"Parmağına ne oldu ?" Hala parmağıma baktığımı farkederek elimi belime götürüp hançeri yokladım.Hala oradaydı.Gözlerimi gözlerine dikerek elimi göğsüne yerleştirdim.Gözleri beni bulduğunda cevap beklermişcesine kaşlarını çattı.

"Dün gece...sanırım kaçarken oldu." kafasını hak verircesine saladıktan sonra tekrar önüne döndü.Zayn beni bulduğuna göre mumları ve kartları görmüştür.Ama hançerden haberi olsaydı parmağımı sormazdı değilmi ? Gözlerimi kapatıp düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.Birkaç hareketlenmeden sonra vücudum yumuşak zeminle buluştu.Gözlerimi açarak arabada rahat yer edinmeye çalıştım.Zayn kapıyı kapattıktan sonra arabanın etrafında dolanarak sürücü koltuğuna geçti.Kafasını arkaya doğru çevirerek bana baktı.Elini yan koltuğa uzatarak hırkasını eline aldı.Geriye doğru dönerek hırkayı omuzlarıma yerleştirdi.Yerine rahatça yerleştikten sonra arabayı çalıştırdı.

"Chlöe nerede ? İyimi ?" telaşla sorduğum soruya karşılık dikiz aynasından göz teması kurdu.Doğrularak hırkadan kollarımı geçirdim ve fermuarı çektim.

"O iyi,Niall'e birlikte." Derin bir nefes verdikten sonra dikatimi Zayn'e verdim.

"Peki orda olanlar neydi ? Ağaçtaki kanı görünce transa geçti,beslenme sorunumu yaşıyor ?" Dikiz aynasından gözlerimizi 1 saniye kadar buluşturduktan sonra yola bakmaya devam etti.

"Sanmıyorum.O kan insan kanı veya hayvan kanı değildi."

"Buda ne demek ? ne kanı peki ?"

Öne doğru eğilerek iki koltuğun arasından kafamı ona doğru uzattım.Bir tepki vermeyince hafifçe doğrularak ayağımı öne attım ve sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa geçtim.Vücudumu ona doğru çevirerek dik dik suratına baktım.

"Zayn sana bir soru sordum."

"Sormuşmuydun ? " Dalga geçercesine yanıtladığında uzun zamandır kurduğumuz en uzun muhabbet olması beni güldürdü.

"Şimdi neye gülüyorsun ?" Gözlerini yoldan ayırmadan konuştu.Sol dirseğimi koltuğa yaslayarak başımı üstüne koydum ve Zayn'ı izlemeye başladım.

"Hiç..." Dönüp yüzüme ve oturuş şeklime baktığında dudaklarının yukarı kıvrılmasına engel olamadı.

"Sen neye gülüyorsun ?" Suratıma alaycı bir bakış attıktan sonra tekrar önüne döndü.

"Hiç..." cevabına karşılık yüzümde bir tebesüm oluştu.Ani bir fren ile başımın altındaki elim ile Zayn'ın kolunu kavradım.Kafamı kaldırıp camdan dışarı baktığımda birbirine girmiş arabaların içine girmekten kurtulmuştuk.

"İyimisin ?" İki eli ile omuzlarımı tuttu ve gözlerimin içine baktı.Başımı sallayarak cevap verdiğimde yüzünde bir yumuşama oluştu.

"Burda ne olmuş ?" Sorduğum soruya karşılık arabadan indi.Kapımı açarak bende arabadan indim ve dolanarak yanına gittim.İnsanlar etrafta koşuşturup enkazın içindeki insanları kurtarmaya çalışıyordu.Kullağıma siren sesleri geldiğinde ellerimi Zayn'ın koluna kenetledim.Kafasını bana doğru çevirerek ne yaptığıma baktı.Kolunu ellerimen ayırdı.Yüzüne şaşkınca bakarken omuzlarımda hisettiğim sıcaklık ile aralanan ağzımı kapattım.Beni göğsüne bastırarak kollarını vücuduma sardı.

"Kan çok fazla,seni etkilemiyormu?"

"Beni sen etkiliyorsun Angel."

True BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin