10 "YourNumber"

339 37 17
                                    

"SHINee - Your Number"

Başımı karaladığım defterden kaldırdım ve etrafa bakındım.Profesör birşeyler anlatmaya çalışıyor ama sınıfın gürültüsünden kendi sesini duyamıyordu.Sinirle arkasını döndü ve öğrencilere baktı.Gözleri beni bulunca elindeki tebeşiri bıraktı ve yerine doğru adımladı.Dersi bitirdiğine dair birkaç şey zırvaladıktan sonra sandalyesine gömüldü.Etrafa göz attığımda bana bakan gözler önlerine çevrildi.Muhtemelen olanlar ile ilgili atıp tutuyorlardır.Telefonumdan gelen titreşim ile elimi hırkamın cebine attım.

-Chlöe: Neler olduğunu bilmek istiyorum.Telefonlarıma neden cevap vermiyorsun ? Bunlar konuşacağız,kapıda seni bekliyorum.

Mesaj bölümünden çıkıp saate baktım.Daha 30 dakika olduğunu farkedince gözlerimi devirerek telefonu cebime tıktım.Masanın üstüneki katlanmış kapıt parçası dikkatimi çekmişti.Sağıma,soluma bakarak kimin attığını anlamaya çalıştım.Yavaşça arkamı dönerek oturanlara baktım.Kıkırdayıp kendi aralarında gülüyorlardı.Katlanmış kağıdı açarak okumaya başladım.

"Kendini kaybedeceksin,geceden kork Angel..."

Kafamı ovuşturup derin bir nefes aldım.Etrafıma tekrar göz attım.Çantamı toparlayıp beklemeye başladım.Zil çalınca hışımla sınıftan çıktım.Bahçeye indiğimde gözlerim Chlöe'yi aradı.Siyah arabanın önünde olduğunu görünce göz teması kurdum.Gözlerimiz buluşunca heyecanla elini salladı.Ağır adımlarla yanına vardım.Kısa bir sarılmadan sonra ayrıldık.

"Bensiz okul nasıldı bakalım ?"

"Hiç..." Söylediğim şeye karşılık yüzü düşünce lafımı toparladım.

"Biraz başım ağrıyordu,eminim sende ağrı kesici olurdu." Yüzündeki ifade değişmeyince uzanıp yanağını sıktım.

"Hadi ama ... herneyse gidelim." Ön kapıyı açacağım sırada ellimi tuttu.

"Hadi arkaya binelim." Saçma bir bakış attıktan sonra uzanarak arka kapıyı açtı ve arabaya bindi.

"Arabayı kim sürecek ? Şaşırdınmı Chlöe ??" Kafamı arabanın içine sokarak sürücü koltuğuna baktım.Chlör haklıydı.Ön koltuklardaki bedenler yüzünden oturamazdık.Ters bir bakış gönderdikten sonra,Arabaya binip kapıyı sertçe çektim.Eteğimi düzeltim ve başımı Chlöe'ye çevirdim.Yanıma yanaştı ve kulağıma fısıldayarak konuştu.

"Özür dilerim.Niall'le birlikteydim.Yanlız gelmeliydim." Tuttuğum nefesimi burnumdan soludum.

"Neden fısıldıyorsun ? Onlar Vampir.Her türlü duyabilirler." Ön taraftan kıkırdamalar gelince gözlerimi oraya diktim.Niall hem araba kullanıyor hemde elindeki telefonla uğraşıyordu.Kafamı sağa doğru eğerek aradan yan tarafta kimin oturduğuna bakmaya çalıştım.Dik ve kalıplı omuzlar ile oturanın Liam olduğunu anlamak uzun sürmemişti.Araba koltuğuna yaslanarak yolculuğun bitmesini bekledim.

Kullağıma el freninin sesi geldiğinde etrafa bakındım.Kapının önündeki arabalar dikkatimi çekince Chlöe'ye döndüm.

"Neden buraya geldik ?"

"Üzgünüm sana gelmeden önce buradaydım."

"Neden buraya geldik ? Eve gidebilirdik." Çantamı kavrayarak arabadan indim ve üniformamı düzelttim.

"Eşyalarım burda..." Dudak büzerek söylediğinde derin bir nefes aldım.

"Al ve gel ozaman,gitmemiz gerek."

"Buraya kadar geldik Angel içeri girelim." Gözlerimi arabalarda gezdirdim ve içerisinin ne kadar kalabalık olduğunu düşündüm.

"Hayır Chlöe.Beş dakikan var burda bekliyorum."

True BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin