"Adele-Hello"
Elim ile son kez üstümdeki kıyafeti düzelttim.Bir süre Aynada yüzümü inceledim.Dün akşam yaşadıklarımın gerçek olduğuna inanmak istiyordum çünkü beni bu durumdan çıkarıcak birşey yoktu.Boynumdaki kolyemi düzeltip son kez kendime baktım.
Kapıyı açarak merdivenlere doğru ilerledim.Aşağıya varınca kahvaltı sofrası kurulmamıştı.Mutfağa doğru adımladığımda ordada kimse yoktu."Anne ?" Diye seslendim duramayıp.
"Oturma odasındayız." Diye seslendi Babam.
Seri adımlarla odaya girdim ve etrafta göz gezdirdim.Odanın içinde dolaşan endişe kokusu beni rahatsız etmişti.Annemde göz gezdirerek Aurasını inceledim.Bulutlar gibi bembeyazdı.Gözleri ile temas kurmaya çalışarak Anneme yaklaştım.Gözlerini benden kaçırdı.
"Bir sorunmu var ?"
Annem ile tekrar temas kurmaya çalışarak birkaç adım daha yaklaştım.Annem tekrar başını çevirince Babama döndüm.
"Sana söylememiz gereken birşey var Angel..."
Derin nefesler alarak söyleyeceği şeyi idrak edip edemiyeceğimi düşündüm.
"Annen iyi değil,daha doğrusu kardeşin.Anneni gözetim altında tutacağız buralardan uzakta.Böylece Annen ve Kardeşin güvende olurlar..."
Açılan ağzımı kapatmaya çalıştım.Babamın endişelendiğini biliyordum ve haklıydı tüm sorunlar benim yüzümden olmuştu.
" Anladım,şey... Bencede en iyisi bu."
Tamam bir süre yüzüme baktı ve uzanıp bana sarıldı.
"Annenle vedalaş Angel..."
Babam bizi yanlız bırakarak odadan ayrıldı.Anneme yaklaşıp ona sarıldım.Ona herşeyin iyi olacağını söylemek isterdim ama hiçbirşey iyiye gitmiyordu.Kendime güvenmiyordum.Bu yüzden onların başını derde sokamazdım.Uzun süre sarıldıktan sonra tek kelime etmeden ayrıldık birbirimizden.Konuşursak ağlıyacağımızı ikimizde biliyorduk.Yüzümü avcunun içine alarak okşadı ve sıcak bir gülümseme gönderdi,Annemi gördüğüm son sabah ve onun varlığını hissettiğim son dakikalar .....
*
Annem ve Babam birnevi beni terkedeli 2 hafta oldu.İki hafta boyunca sınavlarımı vererek ve okul işlerimi hallederek mezun oldum yani olduk.İki hafta kadar bana soğuk davranan Chlöe ile Ne konuştuk neden birbirimizin yüzülerine baktık.İki hafta boyunca daha önce bana yakın olan kimseyi görmedim.Aslında kendimi toparlamam için kendime zaman tanıdım.
Yer yaptığım koltuktan kalkarak su almak için mutfağa ilerledim.Su dolu bardağı kavrayarak ağzıma yaklaştırdım.Dışarıdan gelen gürültü ve o anın verdiği şok dalgası ile bardak elimden düşüp yerde binbir parçaya ayrıldı.Ne zaman geldiğini bilmediğim ev kapısını açıp etrafa baktım.Yolun ortasındaki kargaşa gözüme takıldı.Araba kazası olmuştu.Meraklı insanların sesleri git gide arttı.Tahmin ettiğimce telefonda konuşan bayan Ambulans çağırıyordu.Birden arabanın içinden gelen haykırış tüm dikkati kendine çekti.Beynimin içinde tekrar ve tekrar duyuyordum sesi.Göğsümde bir ağırlık hissetmeye başlayınca elimi oraya yerleştirdim ve geçmesini bekleyerek uvmaya başladım ama beklediğim gibi olmayınca derin derin nefes aldım.Ağlayıp ağlamadığımı kontrol etmek için gözlerimi yokladım ama gözyaşım yoktu.Bir çığlık daha yükseldiğinde birkaç adım geriledim.Metalik ve acı dolu koku burnuma doldu.Normalde tiksindirici olan koku tam tersine hoşuma gitmişti.Elimin tersi ile burnumu sıvazladım.Kuruyan dudaklarımı yalayarak bahçe kapısına yaklaştım.Insanlar cesedin etrafında toplanmış hayretle birbirlerine bakıyorlardı.
Ceset....Yüzü kandan tanınmayacak hale gelmiş ölü bir beden.Soğuk adımlarla kapıyı araladım ve kalabalığın arasından ölü bedene yaklaştım.Birkaç insanın "Doktormusunuz ?" Sorusunu es geçerek yavaşça eğildim.Cesedin gözleri dehşet veren bir ifade ile açılmış ve dudakları hayretle aralanmıştı.Gözlerimi bedeninde gezdirdim.Kuruyan dudaklarımı yaladım.Hızlanan kalp atışlarım ve içimde yanıp kavrulan susuzluk hissi beni deli ediyordu.Hiç çekinmeden elimi kadının kanlı boynuna götürdüm.Elim soğuk kana değince dudağımı dişledim ve sertçe yutkundum.Boynundan aşağıya elimi gezdirdim.Nedensizce hoşuma giden bu hareketim ile dışarıdan iğrenç görünebilirdim.Elim kana bulandıkça dudağımı daha çok ısırıp içimdeki susuzluk hissini dindirmeye çalıştım.
"Hanımefendi ? " omzumdan sertçe çekilmem ile kendime geldim.Birkaç adam çoktan cesedin başına geçmiş müdahale etmeye çalışıyorlardı.Ama o Ölüydu.Arkamdaki bedenin beni çekmesini aldırmayarak gözlerimi cesetten ayırmadım.
Yanan boğazımı dindirircesine yutkundum ve gözlerimi kırpıştırdım.Kanlı elimi yaklaştırıp işaret parmağımı dudağıma değdirdim.Dilim ile kanı tadarken gözlerimi kapattım.Bu his hiçbirşey gibi değildi.İçimi acıtan susuzluk hissi bir damlada akıp gitmişti.Gözlerimi açıp sedyeye yatırılan cesede bakmaya çalıştım , en son gördüğüm şey kadının derin bir nefes aldığıydı ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Blood
FanfictionSonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın? Birinin Ölümünün senin elinden olması nasıl olurdu,Kanlı ve acı dolu bir ölüm ? Baska bir son daha. Günün ne kadar mükemmel oldugunun önemi yok her zaman sona ermek zorunda.