"Pentatonix-Say Something"
1 Sene önce ;
"Seni uyarmıştım Zayn !" Ağzının ucundan kaçırdığı kısık sesli küfürler gülümsememi sağlıyordu.Elini biraz daha çekiştirip kucağıma yerleştirdim.
"Bu lanet şeyler çok acıtıyor,anlamıyorum Angel canımı nasıl acıtabiliyor bu taş parçaları ?" kıkırdayıp Zayn'in yüzüne uzunca baktım.Ciddi bir ifadeye bürünmüş,sağ avucuna batıp kanamaya sebep olan mavi aquamarin parçalarına bakıyordu.
"Ölümsüz olman canının yanmayacağı anlamına gelmiyor bay Malik.Normal bir insan olsaydın çoktan ölmüştün."
Yavaşça baş parmağımı avcunun içinde gezdirdim.Ağzından kaçan inlemeleri duyunca parmağımı çektim.Masanın kenarındaki cımbızı alıp dikkatlice parçanın tekini çıkardım ve deri bez parçasının üstüne koydum.
"Sadece sen yakabilirsin"
Sesiyle kafamı kaldırdım.Gözleri gözlerim ile buluştu ve konuşmaya devam etti.
"Benim canımı sadece sen yakabilirsin Angel"
Günümüz ;
Düşüncelerimden kurtulmak için kafamı iki yana salladım.Yavaşça yataktan kaltım ve büyük kitap dolabına yürüdüm.Altaki çekmeceyi açıp deri bez parçasını çıkardım.Üstüne dolanan ipi yavaşça çözdüm ve parçayı tamamen açtım.Yatağa yaklaşıp,üstüne bıraktım.Onu yüzlerce kez tehlikeleri oldukları hakkında uyardığım halde,birlikte tuttuğumuz çatı katında dizdiğim taşlarla oynamıştı.Onu yakaladığımda bana birşey olmayacağını söyleyip alay etmişti.5 dakika sonra kanlı eli ile söylenerek yanıma gelmişti.Tüm gece elindeki taşları temizleyip söylediği kelimeleri düşünmüştüm.
Canını birtek benim yakabileceğini söylemişti ama o benim canımı yakıyordu.Bir anda duygusuzlaşması beni ve çevremizdeki herkesi şaşırtmıştı.Havuz başındaki tartışmamızdan sonra,daha doğrusu sadece ben konuşmuştum.Hızlıca odama çıkıp kapıyı kilitlemiştim.Hep etrafımda olup beni takmıyor gibi davranması canımı yakıyordu.Ben odama çıktıktan sonra muhtemelen oda bahçe kapısından gitmişti.Odamın kapısı çalınınca taşların üstünü deri bez ile kapattım ve komidinin üstüne koydum.Kapıya yaklaştım ve kilidi çevirdim.Yatağa geri dönüp sırt üstü yatağa uzandım.Kapının kapanma sesini duyduğumda kafamı biraz doğrultum.Yatağın diğer ucuna oturup sağ elini bacağıma atıp konuşmaya başladı;
"Guten abend,iki gündür mesajlarıma cevap vermeyip üstüne aramalarıma geri dönmeyen en iyi arkadaşım."
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Danke,Kızıl Kafa."
"Zayn değilmi? En sonunda benden kasıklarına bir tekme yiyicek.Yine ne yaptı ? Pardon,soru o zaten hiçbirşey yapmı-"
"Chlöe lütfen! Hiç yardımcı olmuyorsun.Bu gece benimle kalırmısın ? Babam annemden haber almak için konseye gitmiş olmalı."
"Bu sorumu Angel ? Uzun zamandır kızlar gecesi yapmıyorduk.Bence bu gece dışarı çıkalım."
"Evde otursak ? Lütfen başım çok ağrıyor."
"Sen nasıl istersem güzelim."
Yataktan doğrulup dolaba yöneldim ve desenli pijamalarımı çıkartıp yatağa fırlattım.Üstümdekileri yere yığarak pijamaları giydim.Chlöe elindeki telefon ile uğraşıyordu.Ona göz kırptığımda kapıyı açıp merdivenlerden aşağıya indim.Bahçe kapısının önünde beliren gölge ile Chlöe koluma yapıştı ve bağırmaya başladı.Karanlık kapıdan beliren Liam ile Chlöe derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Vampirsin anlıyorum ama insanların evine sessizce yaklaşılmaz Liam.Bu ayıp."
Liamın nefesini vererek konuşmaya başladı.
"Teknik olarak Angel ve ailesi insan değil.Buradaki tek insan sensin Chlöe ayrıca Angel..."
Bakışlarını bana çevirdiğinde ortamdaki gerginliği hissetmemek mümkün değildi.Doğaüstü yaşamımda ustalaştığım birdiğer konuda buydu.İnsanların ne hissetiklerini,doğruyu söyleyip söylemediğini hissler ve auralarından algılayabiliyordum.
"Seninle konuşmamız gereken ciddi bir konu var."
Gözlerini benden ayırıp yere yönelti ve tekrar yüzüme baktı.
"Aiden, Matthew ile birşeyler yaşadığınıza dair birşeyler söylemiş.Onu bulduğumda Ağzı burnu patlak,baygın bir şekilde akademinin önünde yatıyordu."
Sesli bir şekilde yutkundum .
"Ne ? Bu ne demek oluyor ? Ne yaşanmışlığı ? Kim onu neden dövsün,o deli tamam ama onu canice dövüp,uğraşmazlar."
"Ne yaşadığınızı veya kimin onunla uğraştığını bilmiyorum ama-"
"Ama ne Liam ?"
"Zayn ortalıklarda yok,ona bakmak için çatı katına gittim etraf darmadağındı.Onu bulamadım sana sormak istedim"
"Saatler öncesinde burdaydı sonra gitti Liam."
"Giderken birşey söyledimi nereye gideceğine dair ? "
"Hayır"
"Morali nasıldı Angel ?"
Ciddi bir soru olup olmadığını anlamak için yüzünü inceledim.Gayet ciddi görünüyordu.
"Ona açıklaması gereken birkaç şey sordum öylece baktı.Ben odama çıktıktan sonra gitmiş olmalı"
Chlöe nin sesi ile ikimizde ona döndük.
"Angel baban aradı,Lucy Matthew'i grup evinde gördüğünü idda etmiş.Sonrada Zaynin Matthew'i alıp ormana gittiğini söylemiş." Cümlesi bittiğinde derin bir nefes aldı ne söylediğine pişman olmuşcasına bana baktı.
"Lanet olsun bu olmamalıydı,nasıl hiçbirşey olmamış gibi ortaya çıkabiliyor bu adi herif Zayn delirmiş olmal-"
"Ne?" Çığlık atarcasına konuştuğumda Liam söylediklerini yeni idrak etmiş olucakki kafasını hayır anlamında sallıyarak konuştu.
"Delirmiş olmalı, delirmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Blood
FanfictionSonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın? Birinin Ölümünün senin elinden olması nasıl olurdu,Kanlı ve acı dolu bir ölüm ? Baska bir son daha. Günün ne kadar mükemmel oldugunun önemi yok her zaman sona ermek zorunda.