"Geç kalmamaya çalışırım."
Her şey iyi hoş da bu brifingi bana özel mi veriyorsun yoksa çocuğuna baktığım için mi? Biz şimdi neyiz Ednan Bey?
"Tamam."
"Ben de gelmek istiyorum."
"Birilerinin canı okul istemiyor anlaşılan."
Bakma çocuğa öyle öcü gibi be! Bu adamın tahammül sınırı sıfıra yakın valla.
"Ama bugün şarkı söyleyecektik, unuttun mu? Bak mikrofonumuz da çantamızda."
Yapış tabii koltuğa Ardacığım. Başka türlü kazanamazsın bu savaşı.
"Babamla gitmek istiyorum."
"Arda gecikiyorum, hadi oğlum."
Ciddi misin?
İki dakika beklesen de meseleyi halletsem bakışı benden sana.
"Tamam babası, öğlen de şekilli kurabiyeler yapacaktık ama olsun. Arda yapmasa da olur."
Koşullanmasını sevdiğim Pavlov'a bak be! Kurabiye=Tüm sorunların çözümü. Düşün... Düşün... Düşü-
"Ben de kurabiye istiyorum."
Hayran olmamak için kendini bu kadar kasma Sinan Efendi. Herkesin bir konuda yeteneği vardır. Benimki de sabi sübyanı manipülasyon işi.
"Görüşürüz."
"İnmekten başka seçeneği olmadığını bilmeli."
Pardon?
"Başka seçeneği olmadığı için değil, onun için en iyi olanın bu olduğunu bildiği için inmeli."
Sabah sabah yolun ortasında dellendirme adamı!
"O yaşta bir çocuk buna kendi karar veremez."
Hadi canım? Arabanın içinde oturan boğa mı karar verir?
"İşte tam da bu yüzden kararları biz verirken onu da ikna ederiz."
Ne?
"Neyse. Görüşürüz."
Bu ne şimdi? Cidden sorunlusun alooo!
Siktirsin gitsin ya! Şeytan diyor arabanın kapısını da kapatma da koca kıçını kaldırmak zorunda kalsın.
...
"Müzeyyen'i annesi gelmiş. Sen çantasını hazırlasana."
"Tamam."
Gel bakalım prenses.
Yani kızı böyle ateşliyken okula göndermek de ne bileyim... Yanıyor kız.
"Şimdi annen gelecek ve eve gidip uyuyacaksın, tamam mı?"
Başını bile sallayamıyor, canım ya.
"Uyumazsan iyileşemez, yarın da okula gelemezsin. Anlaştık mı?"
"Hı hı"
Oyşşş! Bir kızım olaydı, koy yüz bin borcum olaydı.
Yok yav, yüz bin çok. Kızım olması işini erteleyebiliriz.
"Ooo, kucağa çıktığımıza göre nazlanmaya başlamışız."
Sinan'daki ruhsuzluk bulaşıcı. Arkadaşları bile mi bu kadar duyarsız olur yahu?
"Annesi çok yorgun olduğu için yardım ediyorum sadece. Yoksa Müzeyyen çok güçlü bir kız."
Yoksa kız yere yapışıp kalacak müsaadenle.
Al işte, asıl nazlanmayı şimdi gör. Gözyaşı akmaya başladı bile.
"Geçen yıl da sık sık hasta oluyordu. Alışır diye yolluyorum ama..."
Ama mikroplar eğitime karşı.
Lan! Adama uyuz oldum diye arkadaşına da kılım iyi mi?
"Alışır tabii. Ayrıca her zaman arkadaşlardan bulaşmaz, bazen sadece bulaştırır."
Mal mal bakma da götür çocuğu. Herkesin çocuğu bulaştırıcı, bir seninkinin burnuna okunmuş sanki.
"Arda ve Sinan'dan ne haber? Uzun zamandır görmüyorum, yoğunluktan başımı kaldırıp uğrayamadım bir türlü."
"İyiler."
"Sevindim. Bol bol öptüğümü söyle, en kısa zamanda geleceğim görmeye."
"Bekleriz."
Böyle de bir garip oluyormuş. Saçma durdu.
"Ah, seni eve sokabildi değil mi? Biraz pimpiriklidir bu konuda."
Orası öyle. Gören de FBI başkanı sanır. Kıçımın sol lobunun güvenlikçisi!
Bugün hasetten kırılmak üzereyim, hiç hayra alamet değil.
"Zamanla güven sağlanıyor tabii."
Sen onu bir de benim içimde gör.
"Evet, bir yıl süren bir güven."
Göz mü kırptı o?
"Ne?"
Sesim içime kaçtı sanırım.
"Ben gideyim, ateşi cidden yüksek gibi."
Günaydın da... Bir yıl ne demek af buyur?
...
İlhan: Bir şey sormam gerek.
Sinan: Acil mi?
İlhan: Değil ama öyle de denebilir.
Sinan: Hemen sor İlhan.
İlhan: İşin varsa sonraya da kalabilir.
Sinan: Tamam
Eben!
...
Sinan: Ne soracaktın?
İlhan: :)
Sinan: Çok yoğunum İlhan, beş dakikan var. Sor lütfen.
İlhan: İlknur Hanım bir şey söyledi bugün.
Sinan: Neymiş?
İlhan: Arda'yı neden bizim okula getirdin?
Sinan: Anlatmıştım.
İlhan: Bilmediğim kısımları istiyorum ben de. Bir yıl öncesi mesela.
Sinan: Ne olmuş bir yıl önce?
İlhan: Zamanın dar olmasına rağmen meseleyi süründürüyorsun. Bu da ne sorduğumu anladığın anlamına geliyor.
Sinan: :) Çok film izliyorsun.
İlhan: Hayır, ben daha çok okurum.
İlhan: Buna bile dikkat etmemiş olmanı geçiyorum.
Sinan: Bugünlerde biraz dengesiz olduğun gözümden kaçmıyor ama. Sorun ne?
İlhan: Söylemeyecek misin? İşi olan yalnızca sen değilsin.
Sinan: Evet.
İlhan: Evet?
Sinan: Seni yüz yüze tanışmamızdan önce de biliyordum.
İlhan: Bu ne demek ve neden?
Sinan: Bunları evde konuşsak?
İlhan: Bak işte bu bir ilk olur.
Sinan: :) Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klişe
General FictionHayat, ancak artarak yaşanacak bir oyundur. Geri sayımla başlayanın gözü sadece sonudur. Oysa değerli olan oynamak, kazandıran oyunculuk ruhudur.