Şu göz kapağına, şu kirpiklere bak.
Oğlum olduğunu bilmeden önce de böyle mi seviyordum seni, bilmiyorum. Ama şimdi, böyle uyurken izlemek bile beni benden alıyor.
Seni tanıyan herkes çok sevecek minnoşum. Sadece hazır değiller ama olacaklar. Az sabret.
Lan bırakıp çıkamıyorum odadan iyi mi?
Sana söz, bir daha bırakmayacağım seni! Ne zaman zorda kalsan ben orada olacağım, gör bak.
Mutlu büyüyeceksin bebeğim.
Offf! Derlerdi de inanmazdım. Cidden evlat sahibi olunca dünya daha farklı bir yer oluyor.
Sanki dünyanın geri kalanı kötü de ellerinde kılıçlarla sevdiklerimize saldıracak gibi. Korudukça koruyası geliyor insanın. Sırf bu yüzden en güçlü olası...
Annem bu hâlimi görse gülmekten ölürdü.
Canım benim ya, arayayım şunu.
Gerçi kızgınım ama olsundu, çocuklar anne babalarını affettikçe büyürdü.
'Gülistan Sultan iyi akşamlar.'
'Oy gülüm, tam da ben arayacaktım.'
Yalana bak, ödün kopuyordu aramaya.
'Kalp kalbe karşı derler anacığım.'
'Öyle valla oğlum. Ne yapıyorsun?'
'Hiç, aynı. Arda'yı uyuttum. Şimdi gidip bir çay içeyim diyorum.'
'Ah be oğlum!'
Evet, drama kraliçesi modu açık.
'Ne oldu anne? Çayın yanında poğaça yiyemeyeceğim için kahrolmaya mı karar verdik?'
'Sus be sıpa!'
'Ooo! Hakaret. Alırım bir dal.'
'Kendinkileri büyütmek varken ne diye el âlemin çocuğuyla geçiriyorsun zamanını, anlamıyorum ki.'
Evet, başlıyoruz.
'Anne, abartıyorsun.'
'Haksız mıyım oğlum ya?'
'Haksız değilsin ama haklı da değilsin. Zaten gidip Korhan'a dökülmüşsün. O da üzerine düşeni yapıp bana yıkıldı.'
'Ne yapayım? Sen öyle konuşunca ne yapılır bilemedim. O senin abin, her şeyden haberi olması lazım.'
Kapı mı açıldı? Evet.
Hay ebesini! Tam da mevzunun ortasında. Neyse çaktırmamaya çalış.
'Anlıyorum anne ama henüz ortada fol yok, yumurta yok. Çok büyütüyorsunuz.'
Selam canım, selam.
Güzel, git mutfağa.
'Yok ben biliyorum. Sen çıtlattıysan vardır bir doğruluğu. Açık açık söylemeye çekiniyorsun.'
'Neden çekineyim anne ya?'
Bağırma lan öküz.
'Neden çekineyim? Ayrıca bu benim sorumluluğum. Korhan'ı kesinlikle ilgilendirmiyor.'
'Saçmalama.'
'Tamam anne ya.'
Geldi, anne kurbanın olayım bitir bu meseleyi.
Al işte, karşıma oturdu. Eben!
'Sen iyi misin, onu söyle bana. Boş ver abimi.'
'İyiyim ben, çok şükür. Teyzen gelecek yarın.'
'Aa! Harika.'
'Gelip görsen iyi olur.'
Vuuu! Anam da atar yapmayı öğrenmiş.
'Zor ama bakarız. Hadi kapatıyorum.'
'İlhan.'
Dinlemiyor gibi yapıyorsun ama kulağının bende olduğunu biliyorum Sinan.
'Efendim anne?'
'Bu iş lafta kalmaz oğlum. Nedir, ne değildir öğren, ona göre davranalım.'
Annemi hiç bu kadar ciddi görmemiştim. Ne oluyor ya?
'Tamam.'
'İyi geceler oğlum.'
'Sana da anne.'
Kanın yüzüme hücum ettiği belli oluyor mu acaba?
"Hoş geldin."
"Zorluyor ha?"
Höfff!
"Biraz. Henüz hiçbir şey bilmiyorlar ama. Zor geliyor tabii. Bilmiyorum, boş ver. Bir şeyler yiyeceğim, sen de ister misin?"
Erkekliğin yüzde doksanı kaçmaktır.
"Daha da zor olacak."
"Ha, ne?"
Yeter be Sinan, cidden istemiyorum.
"Olur, yerim."
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klişe
General FictionHayat, ancak artarak yaşanacak bir oyundur. Geri sayımla başlayanın gözü sadece sonudur. Oysa değerli olan oynamak, kazandıran oyunculuk ruhudur.