E

507 73 38
                                    

Ve balkon sefası...

Sefa sayılması için gereken ilk şey yok ama: huzur.

Kendimden emin olmasam kalp krizi geçiriyorum sanırdım. Gerçi nasıl emin olabiliyorum ki? Belki de yarınki haberlerde 'Genç yaşta kalbine yenik düşen atanamayan öğretmen' diye geçeceğim.

Belki de intihar ettiğimi düşünürler. Gerçi bunun için balkondan düşmem gerek. Acaba tırabzana yakın mı otursam?

İyi de ölmek istemiyorum ben ya! Daha yaşayacağım çok şey var.

Bu çayı doya doya içmek mesela.

Ya da tatile gitmek...

Veya kadrolu bir iş, güzel bir ev, araba, aile sahibi olmak...

Sinan'a baksana... Tuttuğunu koparmış. İstediği ne varsa neredeyse tamamını gerçekleştirmiş. Zorlukları yenmiş. Şimdi de sefasını sürüyor.

Hayalimi yaşıyor adam resmen. 

Peki ya ben? Ben onun  hayali miyim?

Seks sırasında evet, çok tutkulu. Bana karşı da sabırlı, nazik. Gerçi birazcık daha ilgili olsa fena olmaz ama sanırım benim karakterimi bildiği için sıkılmamdan korkuyor.

Ya da sadece ortak çocuğumuz olduğu için katlanmakta.

O ne ses? 

Arda lütfen uyandım deme, daha yeni oturdum be oğlum!

Cıks! Değilmiş.

Off manzara müthiş ya! Kalabalık, şehir, insanlar, arabalar... Adam hayalimi yaşıyor ve ben de içindeyim.

Ama niye mutlu değilim lan? Niye bir türlü 'Her şey yolunda' hissi oluşmuyor içimde.

Belki de adını tam koymadığımız içindir. 

Öf!

Adını koysak ne olacak ki? Sinan doğru söyledi. Buralarda bu işler zor. 

Ne yapacağım? Sinan'ın elini tutup anneme mi götüreceğim? Yanımızda da Arda? 

Annem oğlunun, kadınken seviştiği birinin sonradan erkek olduğunu ve çiçeği burnunda torununun da aslında annesine baba dediği ve tam da bu yüzden benim ikincil baba olmak zorunda olduğumu öğrenecek o gün.

Bunu anlayacak.

Bunu kabullenecek.

Bunu teyzemlere anlatabilecek. 

Oğlunun, eskiden kadın ama şimdi erkek olan biriyle aynı yatakta yattığını ve Allah bilir daha neler yaptığını anlatmaya çalışacak.

Korhan mutlu olur ama. Sonunda geçim kaygım olmadığını, birinin eşi olarak hayatımın kurtulduğuna sevinir. Ben de evimin beyi olur, çocuğumu büyütür, erimin akşam gelip hepimizi öpmesini beklerim. 

Valla muhteşem bir gelecek! Ben tam rüyadaymışım.

Kendime gelmem gerek. 

Böyle olmak zorunda değil aslında. Şimdiye kadar yaptıklarımı gayet rahat saklayabildim. Zaten kimsenin kiminle düzüştüğümü bilmesine gerek yok.

Her şeyi gizler, sadece anneme açıklarım. Korhan zaten birileri duymasın diye dilimi ve çükümü mühürler. Biz de şimdiki gibi devam ederiz yaşamaya.

Evet ya, gerçek kimin umurunda? Sokakta el ele dolaşmayıveririz. Zaten çok da hazzetmiyorum o görüntüden.

Budur. 

Hayat bir şekilde devam eder elbet. Tadını çıkarmam gerek. Hafta sonu Marmaris'e gideceğiz. Offf, havuz ve güneş! Arda da eğlenir hem, kuzumun sıkıntısı da geçer.

Evet evet... Bu böyle güzel. 

Çay soğudu.

İçim de...

İçimde hâlâ bir şeyler eksik gibi hissediyorum amına koyayım! Ne o, ne?

Bike'nin ahı tuttu belki de.

Ya da Fatih'in...

Yalan yok. İkisinin de ilgisi hoşuma gidiyordu. 

İyi de herkesin karakteri farklı. Sinan zaten pek duygularını gösteren bir tip değil. O yüzden ağırdan alıyor. 

Hah! İyi adam lafının üstüne mesaj atarmış.

Sinan: Merhaba. 

İlhan: Merhaba 😊

Sinan: Bu gece gelmeyeceğim, haberin olsun.

Sinan: Ayrıca özür dileyerek Marmaris işinin de yattığını söylemem gerek. Cuma günü şehir dışına çıkacağım çünkü.

Bu ne hızlı yazmak ya? Bir soluklansan mı?

Sinan: İstersen Arda'yı annemlere bırakırım. Zaten yolumun üstünde olacaklar. 

Sinan: Sen de biraz dinlenmiş olursun.

Sinan: Şimdi kapatmam gerek. 

Sinan: Bir sorun ya da ihtiyacınız olursa Bülent'e söyle. O bana bir şekilde ulaşır.

Sinan: İyi geceler.

İlhan: Sana da 

Bu neydi şimdi?

Soktuğumun dolabında bira vardır umarım. 

İçimde sıkıntı var sanıyorum ben ama yanılıyorum.

Sıkıntı tam karşımda.

Ben ne yapıyorum burada ya?





KlişeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin