"Anne."
Daldı gene. Bu kadın neden böyle ya? Neden hak etmediğini, kaldırabileceğinden daha fazla şekilde yaşamak zorunda?
"Anne."
Bakıyor ama görmüyor işte. Canımsın.
"Hı?"
"Yatağına kalk istersen."
Ah be anacığım! Ne var bu kadar üzülecek, bilmiyorum ki.
"Yok, uykum gelmedi daha."
"Kalk anne hadi. Dinlen azıcık."
"Sana yatak kurayım, giderim."
"Biz hallederiz, sen kalk."
Ah be annem! Ona olan zaafını nasıl görmeyeyim ben?
"Siz iyisiniz, değil mi?"
"Valla benim hayatımda değişen bir şey olmadı. Var değildi, yok da olmadı."
"Şşşşş İlhan, günah."
İki kere başını okşamadan çocuk sahibi olmak günah değil ama.
"Sus artık."
"Peki."
Susayım tabii. Başka ne işe yararım ki?
...
"Ben uyarmaktan sıkıldım, sen saçmalamaktan sıkılmadın."
Kavga edeceksen fısıldaman saçma be Korhan Sultan. Çok çelişiksin.
"Sen benim odamda uyu, ben çekyatı açarım."
"İlhan. Lafı uzatmayacağım. Eve dönüyorsun."
Sakin kalmam şart mı? Şöyle hayatımda ilk kez birine yumruk çaksam, o da abim olsa...
"Neden yapacağım bunu?"
"Annem yalnız kalamaz."
Al o zaman yanına dalyarak!
"Kendi mi söylüyor bunu?"
"Söylemesine gerek mi var? Görmüyor musun?"
"Ben ayakları üzerinde durabilen bir kadın görüyorum."
"Felsefe yapma bana İlhan."
dedi, hayatında felsefe kitabı okumamış adam.
"Annemin hayatında değişen bir şey yok. Servet Efendi zaten yılda en fazla iki defa geliyordu. Onda da kendi akrabalarına gidip geliyordu. Benim de bir yere gittiğim yok. Her fırsatta yanındayım annemin. Yani senin gönlün rahat olsun abi."
Böyle miden bulanır gibi bakıyorsun ya bana, kendimi tebrik ediyorum.
"Seni o evde tutan ne, çok iyi biliyorum ben de... Şimdi açmayacağım ağzımı."
Ne ima ediyor bu salak ya?
"Neymiş, Allah aşkına söyle. Neymiş beni orada tutan?"
"Kazandığını harcayıp duruyorsun zaten İlhan. Anneme de bir faydan yok. Boşa oyalanıyorsun orada."
"O kısmı seni ilgilendirmez. Annemin de sıkıntısı yok. Hadi iyi geceler."
Nereye gidiyorum ya? Adama odamda uyu demiştim.
"Sana uygun bir ortam değil orası. Bize uygun değil."
Vay anasını avradını sayın seyirciler! Biz neymişiz?
"Nesi uygun değil abi, açıkça söylesene bir."
"Karanlık bir tip. Ne iş yaptığı, nereden kazandığı belli değil."
Antenlerin çalışıyor Korhan ama frekansı karışık. Vah garibim!
"Herkes senin, benim gibi devlet kapısında oyalanmıyor abi. Ayrıca adam eski polis. Karanlık görüntüsünün sebebi o."
"Mevzu bu değil."
Ya sabır!
"Mevzu ne o zaman abi? Benim seçimlerim mi batıyor sana? Hayatıma neden bu kadar müdahilsin? Cidden sıktı artık."
"Çünkü bir türlü olgunlaşmıyor, her seferinde hata yaparak ilerliyorsun. Seçimlerin yüzünden yanlış bir bölüm yazdın. Seçimlerin yüzünden şu an kalıcı bir işin yok. Seçi-"
"Senin istediklerini seçmediğim için yani."
Tüm kardeşler böyle mi acaba? Benim günahım ne ya rabbim?
"Hep aynı terane. Sen seçerken düşünmüyorsun ki."
"Düşünme o zaman sen de. Hiçbir şeyi bırakmıyorum. Hayatımdan da memnunum. Sen babanın yasını tutabilirsin. Ben ise annemin yanında hep olduğum gibi durmaya devam edeceğim. Çekyatın altında yastıkla yorgan var. İyi geceler."
Yeter be! Atarımı da alır giderim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klişe
General FictionHayat, ancak artarak yaşanacak bir oyundur. Geri sayımla başlayanın gözü sadece sonudur. Oysa değerli olan oynamak, kazandıran oyunculuk ruhudur.