"Oğlum."
Ah be anacığım! Bir günlüğüne şu uyuma numaramı yutsan...
"İlhan."
Kurtuluş yok.
"Efendim anne."
"Yemek hazır. Gel de bir şeyler yiyelim."
Hiç iştahım yok be annem! Gelme üstüme.
"Aç değilim anne. Sen ye."
"Dünden beri doğru düzgün bir şey yemedin oğlum. Hadi bekliyorum."
Kapıyı bilerek açık bırakıp gittiğini biliyorum. Sen de kapım kapalı değilken uyuyamadığımı biliyorsun. Öf!
"Geliyorum."
Gitmezsem sorgunun süresi uzayacak. Celladım ol, al canımı annem.
"Brokoli. İtiraz edemezsin."
Ya gözlerdeki neşeye bakar mısın?
"Teyzem ne zaman gitti?"
"Sabah. Seni uyandırmak istemedi, çok selam söyledi."
"Ben geldim diye gitmedi değil mi anne?"
Lanetli gibiyim sanki. Herkes benden kaçıyor.
"Yok oğlum. Biletini önceden almıştı zaten. Sabah da abin geldi, alana götürdü."
İlhan'dan kaçanlar kervanı...
"Sen ne yapıyorsun? Arda nasıl?"
Eveeet! Yavaştan konuya girelim, diyorsun tabii. Sen de haklısın.
"Aynı. Okul- ev- okul- ev."
Sonra Sinan, sonra Bike, ardından sadece Sinan, en son sade ve sadece İlhan.
"Çok mu yoruyorlar seni?"
"Hayır anne. Sadece sınava çok az kaldı ve ben-"
"Hah! Ben de onu diyecektim yavrum. Diyorum ki okulu da Arda'yı da bırak. Gel evde sıkıca çalış. İhtiyacımız yok çok şükür. Emeklim var, babandan kalanlar, kira. Kendini sınava ver. Sonra zaten atanırsın."
Keşke dünyam, senin sorunlarımı çözerken kullandığın basit yol gibi kolay ve anlaşılır olsa...
"Gerek yok anne. Okul da Arda da yormuyor beni."
"O zaman ne bu hâl oğlum? Eski İlhan'dan eser kalmamış. Birkaç ayda on yaş yaşlandın valla."
O kadar mı ya?
"Abartıyorsun anne. "
"Abartmıyorum İlhan. Ve çok net söylüyorum. Bırak, eve gel oğlum. "
"Anne!"
"Ne var anlamıyorum ki? Derdin ne yani? Kim oğlum seni böyle sıkan, ne?"
"Of anne tamam!"
"Nereye?"
"Evime!"
Frene basmam gerek. Lütfen sus anne.
"Senin evin burası!"
"Değil!"
Benim evim nere?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klişe
General FictionHayat, ancak artarak yaşanacak bir oyundur. Geri sayımla başlayanın gözü sadece sonudur. Oysa değerli olan oynamak, kazandıran oyunculuk ruhudur.