Ultra Modulat PX 48 Destroyer'a varmamıza ortalama yüz metre vardı.Herkes delicesine koşuyordu ona doğru.MagnetHorn tüpü sıkıca tutmuştu.Bazı silahlar tek gözlü devin yanında kalmıştı.Ama onlara çok da ihtiyacımız yoktu.Elimizde daha çok cephane vardı.
-Herkes binsin"dedi MagnetHorn.Ve geminin kapısı açıldı.İçeriden çıkan dumanın kokusuna rağmen herkes içeri daldı.Bay Thorpan geride kalmıştı.Thiefless ve Loss onu kollarından tutup içeri geçirdiler ve herkes içeride toplandı.Ama birisi eksik gibiydi;James'in köpeği Brave!Bir ağacın körüğünde sıkışmıştı.Arkadan korkunç sesler devam ederken devin yaratığı bıçaklardan kurtulmuş bize doğru geliyordu.Biri Brave'i kurtarmalıydı!
Yaratık kanı aka aka koşuşturuyordu.Sahibini yere düşürmemizden dolayı bize çok öfkeliydi.Brave'in tam köşesine gelirken MagnetHorn'un köpeği Cosmic büyük bir sıçramayla yer çekimine meydan okuyup Brave'i kurtardı.Hemen içeri girdiler.Geminin kapısı aniden kapandı ve hava boşluğundan görünen yaratık cama yapıştı.Gemi hızlı bir kalkışa hazırlanırken geminin sesi:
-Siz yokken süpersonik iticileri tamir ettim efendim."dedi.MagnetHorn havaya girmiş bir sesle:
-Güzel.Beyler bayanlar ışık hızına ulaşacağız bu yüzden kemerlerinizi bağlayın.Az bir şey hızlı olacağız yani anlayın."demesiyle gemiden yüksek bir motor sesi geldi ve bir saniye içerisinde ışık hızında ilerledik.Işık hızı bizi neredeyse otuz saniyede üç yüz kilometre hıza ulaştırdı.En son bir yavaşlamayla geminin hologramlar sistemi devreye girip Fer ile bağlantı sağlandı.
-Aytekvor'un yeraltı kapısının yerini buldum.Koordinatları gönderiyorum.Gözyaşını alabildiniz mi?"dedi Fer.
-Biraz zor olsa da alabilmeyi başardık.Senin yanına geliyoruz."diye karşıladı kumanda başındaki MagnetHorn.İniş gerçekleşirken Fer bizi karşıladı ve indiğimiz an:
-Çabuk olun bir an önce bedenime sahip olmak istiyorum."dedi Fer.Bu yaklaşım zoruma gitmişti.Bir teşekkür bile etmeden kendi işini dile getiriyordu.Bay Thorpan:
-Kapıyı açabilir misin Fer?"dedi.Fer kapıya doğru dönüp:
-Memnuniyetle."dedi ve başladı.Ruh formunda garip bir dil söyledi.Kulağa daha çok 'açıl susam açıl' gibi gelse de hiç bilmediğimiz bir dil savuruyordu.Birden kapının işlemeleri yer değiştirdi sarı bir ışıkla.Ve Fer tüm bedeniyle açılan bölmeye girdi.Kapı ardına kadar açılırken Fer o bölmeden çıkıp MagnetHorn'a:
-Tüpü uzatabilir misin?"dedi.MagnetHorn hiç düşünmeden uzattı tüpü.Fer tüpü almasıyla üzerine döktü gözyaşını.Herkes onu seyrediyordu.Ruh formu şekilden şekle girip somut bedenine dönüşüyordu.
-Bay Thorpan,siz gidebilirsiniz.Benim işim bitti.İzninizle bu bedenin tadını çıkarmak istiyorum."dedi Fer.Artık yakışıklı bir delikanlıya dönüşmüştü.Siyah gözleri ve saçlarıyla;uzun boyu ve heybetiyle tam bir lider gibiydi.Bay Thorpan:
-Yolun açık olsun,kadim lider.Yeni bedeninle tanış."dedi ve tüm takımla beraber içeriye girdi.İçerde bizi neler bekliyordu?İçeri Fer'in tapınağı gibi loş sarı ışıklarla aydınlık oluyordu.Bazı yerler tamamen karanlıktı ve merdivenlerden aşağı inmek zorunda kalıyorduk.Bitmeyen merdivenler çok uzundu.Ve sonu gözükmüyordu.Ne de olsa yeraltındaydık.Kaç kat daha gideceğimiz belli değildi.Aynı zamanda şu ana kadar hiç kimseyle karşılaşmamıştık.
Cosmic orada Brave'i kurtardıktan sonra aralarında bir şey oluşmuştu.Birbirlerine çok dostça şeyler yapıyorlardı.Köpeklerin dostluğunun gerçek olduğunu bu şekilde bir kez daha anlamıştık.Gerçekten hem sahiplerine hem de birbirlerine saygılılardı.Tabi onlarda da bazı zorbalar yok değildi.
Son basamağı da indikten sonra karşımıza bir sürü zindan çıktı.Her birinin içleri doluydu.Bu canlılar niye buradalardı?
-Size ne oldu?"dedi Raon aralarından birine.Ne yazık ki cevap vermemekle yitindi.Kanatları vardı sırtında.Beyaz ve gri tonunda tüyleri olan kanatları insansı bedenine bağlanıp onu soğuktan koruyordu.Sitarus:
-Bize cevap vermelisin.Burada ne döndüğünü öğrenmemiz gerek."diye Raon'un sorusunu farklı bir şekilde söyledi.Bizim yaşlarımızda olan genç çocuk yine takmayınca:
-Hadi!"diye üsteledi Loss.Yine cevap vermeyen çocuk neye uğradığını şaşıran bir bağırmaya tanık oldu.MagnetHorn:
-İşimizi yavaşlatmaya çalışıyorsun!Ama başaramayacaksın!"diye bağırdı.Çocuk bilmediğimiz bir dille:
-Creyko blatte ma!"dedi.O sırada Avcı Gregor:
-Lotte ma Creyko.Pra blott find rah."dedi çocuğa.Onun dilini biliyordu.
-Hura.Ma find rah ta in 'Pi Enfo Roartra'."diye karşıladı çocuk ve bu sefer:
-Aslında dilinizi biliyordum.Üç Büyük Gardiyan'ın koruduğu kapının ardında büyücüyü bulabilirsiniz."diyerek bize gerekli bilgiyi verdi.
-Size ne oldu peki?"dedi Raon.
-Bize buralarda 'Hapis Diyarlılar' derler.Buraya gelip hata yapmışız.Bizi esir aldı."diye cevapladı en sonunda.
-Kim?"dedim.
-Kim olacak Aytekvor!"diye bağırdı çocuk.Bu hareketiyle tüm mahkumlar bize baktı.Aniden bir isyan gibi sesler yükseldi.Farklı farklı dillerden,türlerden haykırışlar geliyordu.Zindanın özel korunan demirleri öylesine sert darbeler alıyordu ama yine de yıkılmıyordu.Bu da büyücünün bir numarası olmalıydı.
-Büyücünün adının söylenmesini istemiyorlar.Eğer bu duyulursa büyücü hepsini yakarmış."dedi Avcı Gregor.Bay Thorpan ve Gregor göz göze geldi.Bir şeyler biliyorlardı.
-Avcı Gregor bu şeytanın işi olabilir mi?"dedi Bay Thorpan.
-FearLand'de bu büyücünün çok ismi geçerdi.Ama dediğin şey sadece köylülerin uydurduğu bir hikaye."diye karşıladı Avcı Gregor.Bay Thorpan endişeli bir şekilde konuştu:
-Bunu en son ruhlarda görmüştüm.Belirtiler çok benziyor!-Büyücü sizi nasıl ve niye esir aldı?"dedi Bay Thorpan.Çocuk artık gecikmeden cevaplıyordu:
-Bir gün buraya annemin tedavisi için gelmiştim.Ama Üç Büyük Gardiyan diye adlandırdığımız yaratıklar beni içeri sokmadı.Büyücüyü gören tek kişi de gördüğü gün öldü.Diğerlerinin de hikayesi buna benzer.
-Demek ki büyücü yani Aytekvor sandığım kadar iyi biri değilmiş"dedi Bay Thorpan sessizce.Dediklerinin duyulmasını istemiyordu.Hapis Diyarlılar bize Üç Büyük Gardiyan'ın yanına gideceğimiz yolu gösterdiler.Hepsi burada hapis kalmıştı.Ailelerinden uzak,yoksul ve korkunç bir yerde mahkumlardı haksız yere.
Aytekvor'u bulmak için onca yoldan gelmiştik ama önümüzde yine bir engel vardı.Ama bu engeli ne olursa olsun aşmalıydık.Christy'yi kurtarmak zorundaydık.Bu yokluğunda onu çok özlemiştik.Üç Büyük Gardiyan bir şekilde geçilecekti.Sonuçta sayı üstünlüğümüz de vardı.Ama bilinmiyor hayatın getireceği sürprizler.Bir anda her şey değişebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş ve Gelecek Arasında
FantasySıradan bir hayatı olan Michael'ın başına çok garip olaylar gelmeye başlar.Okulunda hiç popüler olmadığını düşünen Michael bir anda herkesin sevdiği biri olur.Bunun nasıl olduğunu çözmeye çalışırken gelecekte olduğunu fark eder.Bir gün odasına kostü...